Bu fıkrayı İlker\’e ithaaf ediyorum:
Seks bağımlısı bir kadın, akşam dolaşırken, birden korkunç bir seks yapma isteği gelir kendisine. Etrafta kimse yok, çıldıracak. Bir kilise görür ve içeri dalar. Kilisede kimse yok ama nöbetçi papazi görür. Papaz:
— Kızım gecenin bu vakti ne istiyorsun?
— Seni istiyorum seniiiiii. Al beni al!
— Kızım neler saçmalıyorsun burası kilise!
— Umurumda değil, benimle seviş. Hemen şimdi. Senin olacağım senin!
— Kızım saçmalama ben bir papazım! Yapamam!Kız soyunur ve yere uzanır. Muhteşem güzeldir de. Kendini okşamaya başlar. Bizim papaz terlemeye baslar. Ne yapacağını bilemez halde, çarmıhtaki İsa\’ya döner.
— Yüce İsa ne yapmam lazım? Bana söyle ne olur?!
İsa seslenir.
— Çöz beni salak. Çöz beniii.
🙂
Adamin biri arabasıyla yola çıkmış. Bir gölün kenarından geçerken kırmızı elbiseli bir adam elini kaldırmış ve durmasını işaret etmiş. Adam arabasını durdurunca kırmızı elbiseli adam:
— Merhaba, ben ormanın kırmızılı ibnesiyim. Karnım çok aç. Bana yiyecek birşeyler verir misin?
demiş. Adam bir parça ekmek vermiş ve teşekkürleri kabul edip yola çıkmış. Dağlık bir bölgeden geçerken karşısına sarılar içinde bir adam çıkmış. Elini kaldırıp adama durmasını işaret etmiş.
— Ben bu dagin sarılı ibnesiyim. Çok susadım. Suyun var mı?
demiş. Adam bir şişe su vermiş ve yola devam etmiş. Yol otoyola çıkmış. Bir süre gittikten sonra mavi elbiseler içinde bir adam el kaldırmış ve durmasını işaret etmiş. Adam sinirlenmiş ve camı indirir indirmez:
— Söyle bakalım asfaltın mavili ibnesi, ne istiyorsun?
Adam:
— Ehliyet ve ruhsat!
Eee? söyle bakalım taksimin pembeli ibnesi, ne istiyorsun? 🙂
0 Comments.