Krizde Hangi Türk Şirketleri Batar

KRİZDE HANGİ TÜRK ŞİRKETLERİ BATAR?

Dolar fiyatı sakinleşti, televizyonların tantanası duruldu; sıra bize geldi.

Çevremdeki herkes soruyor:

\”Dolar ne olur?\”

\”Küresel kriz henüz tam olarak Türkiye\’ye gelmedi değil mi?\”

\”Batacak firmalar, bankalar olur mu?\”

Kanuni yasaklardan dolayı; şu banka batabilir, şu firma kredi darboğazına girebilir, şunun döviz riski çok yüksek diyebilme imkanımız sınırlı. Ama dilimiz döndüğünce genel duruma örnekler vermekten kaçınmayacağız. Çünkü bu şirketlerin tamamı halka açık ve İstanbul Borsası\’nda işlem görüyor.

Kim batar, kim çıkar?

Örneğin medya sektöründe, gazete, TV kanalı satmak zorunda kalacak grup var mı? Bu soruya rivayet ya da dedikodular üzerinden değil bilançolarla yanıt aramak gerekir. Her şirket satılmak için kurulur. Ama mesele şirketlerin fiyat bulabilmesindedir.

Büyük bir medya grubu var; çıplak gözle bakıldığında durum pek de iç açıcı görünmüyor. (Dileyen detayları 30 Haziran 2008 bilançolarında bulabilir.) Grubun bazı finansal verileri şöyle:

Net Döviz Pozisyonu (Milyon YTL): – 1.239

Net Nakit (Milyon YTL): (- ) 962

Net Nakit / Aktif Toplamı: (- ) %21

Özsermaye / Aktif Toplamı: %30

Verilerin Türkçesi şöyle:

– Grubun döviz varlıkları ile borçları (yükümlülükleri) arasındaki fark 1.2 milyar YTL tutarındadır. Yani dolar – euro fiyatı arttıkça bu grup zora girer.

– Söz konusu grubun 30 Haziran itibariyle 1 milyar YTL civarında \”net\” nakit açığı var. Bu rakam çok ciddi paradır. İktisadi ajanlar 2001 krizinde olduğu gibi birbirine borç vermeyecek hale gelir ve ödemeler sistemi kilitlenirse, bu grup 10 para için yalvarır hale gelir. Bu nedenle yüzlerce çalışanı işten çıkarıyorlar.

– Gelir – gider arasındaki nakit fark, (eğer alıcı bulunabilirse) varlıklar satılarak karşılanabilir. Ama söz konusu grup bugünkü defter değerleriyle bile kötü resim veriyor. Varsayalım, grubun 100 liralık paraya dönüştürülebilir varlığı var. Net nakit / aktif toplamı oranına göre grup sıkıştığında nakit ihtiyacını varlıklarının yüzde 25\’ini satarak karşılayabilir. Ancak yapılacak her harcama cepten yemek ve sermayeyi küçültmek anlamına gelecektir. Durumu şöyle basitleyelim: Grup, evin kirasını ödemek için her ay evdeki eşyaların bir bölümünü satmak zorunda kalacaktır.

– Grubun \”Özsermaye / aktif toplamı\” oranı da oldukça riskli seviyede. Dünya sermaye yokluğuyla kırılırken, krizden korunmak için daha güçlü, yüzde 30 oranının çok üzerinde özsermayeye ihtiyaç bulunuyor.

Peki, bu şirkete benzer şirket sayısı fazla mı?

Türkiye\’nin anlı şanlı gruplarının bir bölümünün durumunu oldukça riskli görülüyor. Bir bölümünün durumu ise fena değil. Hisseleri İstanbul borsasında işlem gören şirketlerden bazılarını sektör bazında inceleyelim:

Teknoloji, bilişim, haberleşme:

Sektördeki pek çok şirket iyi durumda. Örneğin en büyük şirketin özsermaye / aktif toplamı yüzde 70. Bu şirketin 2.7 milyar YTL nakit fazlası var. Döviz varlıkları da borçlarından 738 milyon YTL fazla. Aynı sektördeki bir başka şirketin özsermaye / aktif toplamı oranı yüzde 65, diğerinin yüzde 33, öbürünün yüzde 35.

Tabi bu oranlar tek başına her şeyi ifade etmiyor. Özsermayesi kuvvetli yüzde 35\’lik şirketin döviz açığı rekor seviyede. İlk altı aylık bilançoya göre bu şirketin tam 2.1 milyar YTL\’lilik döviz açığı var. Yani dövizin artması hiç işine gelmiyor.

– Otomotiv:

Bir şirket hariç sektörün tamamının çok büyük nakit açıkları var. En yüksek nakit açığını taşıyan bir şirket var ki, verileri dikkatle izleneli. Bu şirketin net döviz açığı 343 milyon YTL, net aktif / aktif toplamı oranı ise eksi yüzde 17.

Şirketin öz sermayesi yüksek; ancak paraya dönüştürülebilir varlıklarının değeri giderek düşüyor. Özsermaye / aktif toplamı yukarıda sözünü ettiğimiz medya grubunun seviyesinde; yani yüzde 32 olarak görünüyor. Yakında, ücretsiz izne çıkarılan işçilerin haberlerini alabiliriz.

– Petrol ve Petro Kimya:

Ekonominin ağır topları olan petrolcülerin durumu ürpertici. Sektörün en büyüğünün 4.3 milyar YTL döviz açığı var. Ama bu rakam sizi telaşa düşürmesin. Sektörün özelliği gereği nakit hareketleri büyük miktarlı ve hızlı oluyor. Bu yüzden aynı şirketin 41 milyon YTL net nakit fazlası var. Diğer taraftan net nakit fazlasının aktif toplamına oranının sıfır (0) olması dikkat çekici.

Rakam silsilesinin ardından bazı okurların yorulmuş olabileceğini tahmin ediyorum, bu yüzden diğer sektörlere girmeyeceğim.

Borsa şirketlerini bütün olarak incelediğinizde çıkan sonuçlar kısaca şöyle:

Dolar – euro fiyatı arttıkça, pek çok büyük şirket yöneticisinin kalp spazmının eşiğine geldiğini tahmin etmek zor değil.

Amerikan krizi kapitalizmin krizidir. Daha önce de yazdığımız üzere sistemin kuralları yeniden tasarlanacaktır. Mevcut finans mimarisine baktığımızda \”atlar tepişirken eşeklerin aşağıda ezileceği\” kaçınılmaz görünüyor. Türkiye de öyle ya da böyle bu krizden nasibini alacaktır. Özetle özel sermaye şirketlerini ve işçilerini iyi günler beklemiyor. Büyük şirketler arasında mutlaka el değiştirmeler olacak.

– \’Büyük başın büyük derdi olur\’ diye bir atasözü var. Şirketler varlıklarını satmaya çalıştığında en önemli sorun alıcı tarafında çıkacaktır. 2001 krizinde de yaşandığı üzere malların fiyatları ucuzlayacaktır. Ancak satışa çıkan malların fiyat bulacağı garanti değildir; yurt içinde alıcı bulmak zor olur. Yine yabancılara kapı aralanır.

– Medya sektöründe, Yeni Şafak Yazarı Fehmi Koru\’nun (Taha Kıvanç) dostlarına dayanarak verdiği spekülatif haberlere benzer gelişmeler yaşanmaz. \”Hakim gruplar, medya varlıklarını satışa çıkarır, diğerleri alır\” senaryosu tutmaz. Çünkü Türkiye\’de medya sermayesinin geneli zayıftır. Türkiye çalkalandığında herkes para saklamaya özen gösterecektir. Aksi davranışta bulunanların, yani bütünüyle kaynağı belirsiz parayla hareket edenlerin geleceği olacağını tahmin etmiyorum. Sonucu, yine yabancı alıcılar belirleyecektir.

– İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince bile borçlanmakta zorlanabileceklerini ifade ederken, sanayi ve ticaret şirketlerinin akıllı biçimde borç yöneteceğine güvenmek zordur. Risk, on milyarlarca dolardır.

– Türk şirketlerinin krize karşı anlamlı tedbir geliştirebileceklerini düşünmek safdillik olur. Amerikan krizi, Amerikan Hükümetini de aşan özellikte olduğu için kriz yönetmekte tek tek şirketlerin başarılı olabileceğini düşünmek mümkün değildir.

Dolar, 2 YTL olur mu? Tanrı bilir. İktisatta kur teorisi yapmak delice bir iştir. Döviz piyasasının yerleşik yapısı bize şunu söyler: Bugünden sonra dolar fiyatı sürekli olarak yukarıyı test eder. Tepeye gelindiğinde fiyat aşağıya kırılır. Ne var ki düşen fiyat bir öncekinin üzerinde kalır. Test edilen (sürekli olarak) yukarısı, yani daha yüksek fiyatlar olur.

– Türkiye ekonomisi dış politikaya bağımlıdır. Doğalgaz örneğini düşünün. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı ne diyor: \”Biz 1.5 trilyon dolarlık gaz piyasasında bir zerreyiz. Dolar ve petrol fiyatı arttıkça maliyetimiz artar, biz de zam yaparız.\”

Türk ekonomisinin hali aynen doğalgaz gibidir.

Leave a Comment