Televizyonlar, Galatasaray Başkanı Adnan Polat\’ın basın toplantısına daha fazla zaman ayırsa da altı dil bilen iktisat profesörü ve uluslararası ilişkiler uzmanı AKP Antalya Milletvekili Yusuf Ziya İrbeç\’in Meclis\’te açıkladığı istifa gerekçeleri, bu partinin Türkiye\’yi nereye sürüklediğini net bir şekilde gösteriyor.
İrbeç, Meclis\’te düzenlediği basın toplantısında, \”Açılım politikalarının milletimizin yüreğinde Habur ve benzerleri ile açtığı yara hepimizin malumudur. Seçim sonrası yapılacak Anayasal değişikliklerle milletimizin ve ülkemizin birlik ve bütünlüğünün bozularak bu yaranın daha da derinleşeceği endişesini taşımaktayım\” dedi.
İrbeç, takip edilen politikalarla milletin sosyolojik, psikolojik ve coğrafi yönden bölünme sürecine sürüklendiğini söyledikten sonra \”Bu kaygılarıma sebep olan hadiselerin başında, Başbakan\’ın, her konuşmasında toplumu ayrıştırmaya yönelik söylemleri gelmektedir. Şahsen, milletin ismini telaffuz etmekten kaçınan bir tutuma karşı tepki vermek zorunluluğunu hissediyorum. Ülkemizin anayasal adı Türkiye\’dir ve üzerinde vatandaş sıfatıyla yaşayan herkes Türk\’tür. Bu, bir alt kimlik değildir. Oysa Başbakan, söylemlerinde, milletimizi bütünleştirici bir unsur olan Türklüğü, sürekli ve anlaşılmaz bir biçimde alt kimlik haline getirme çabası içindedir.
AK Parti\’ye oy vermiş, aynı endişeleri taşıyan milletvekili arkadaşlarımın ve vatandaşlarımızın olduğunu da biliyorum\” dedi.
Görüldüğü gibi hiç tanışmadığımız İrbeç\’in istifa gerekçeleri, bizim yıllardan beri Tayyip Erdoğan\’a yönelttiğimiz eleştirilerle birebir aynıdır. Biz bu eleştirileri, diğer partileri desteklemek için değil, Türkiye\’nin kuruluş felsefesinin Cumhurbaşkanı ve Başbakan tarafından tehdit edildiğini gördüğümüz için yapıyorduk. Ayrıca AKP\’nin alternatifi olması gereken partileri de bizim kadar eleştiren yoktur.
Demek istediğim şu ki yüzde 85\’i \”Türk\’üm\” diyen bir toplumun, AKP gibi Türklüğü Anayasa\’dan bile silmek ve alt kimlik haline getirmek isteyen bir partiye oy vermesi, akla, mantığa uygun değildir.
Peki o halde AKP, hesaba oy kullanmayanları da dahil edersek halkın üçte birinin oyunu nasıl alabiliyor?
Çünkü halk, ülkenin gündemiyle değil, ekmek kavgasıyla meşguldür ve birçok televizyon röportajında da görüldüğü gibi önemli oranda vatandaşımızın ülkenin nereye götürüldüğünden haberi bile yoktur!
AKP\’nin kendi medyasını da oluşturarak giriştiği propaganda yöntemleri de ülkede büyük bir kafa karışıklığı meydana getirmiştir. Öyle ki Türk adıyla meselesi olan AKP, seçimlere yakın \”Tek millet, tek devlet\” sloganı ile milliyetçilerden bile oy alabilmektedir.
Referandumda evet çıkmasının sebebi ise diğer siyasi partilerin, sivil ve askeri bürokrasinin geçmişteki hatalı uygulamalarına sadece AKP\’nin karşı çıkıyor olmasıdır.Birçok vatandaşımız bu düzenin değişmesi adına AKP\’ye destek verdi. Geçmişte \”Bu düzen değişmeli\” diyen Bülent Ecevit gibi Tayyip Erdoğan da aynı umut dalgası üzerinde sörf yaparak bugünlere kadar geldi.
Normal şartlarda, damarlarında Türk kanı dolaşan veya vatandaşlık bilinci ile kendisini Türk hisseden bir kişinin AKP\’ye oy vermesi intihar demektir!.. İnsan bindiği dalı keser mi? Türklük, bu halkın en önemli ortak paydasıdır. Bir terör örgütü, belli bir etnik kökene mensup vatandaşların bir kısmının aklını çeldi diye bu sosyolojik gerçek değişmez. Fakat, AKP İslâm kimliğini de istismar ettiği için halkın desteğini alabildi.
Şimdi deniz bitiyor işte. Bir kişinin istifasıyla ne olur diye düşünmeyin! İrbeç\’in istifa gerekçesi, AKP\’nin millet vicdanında mahkûm olması için yeterlidir.
Yeter ki muhalefet, muhalefet olsun!..
0 Comments.