Sapık yakalandı.
Türkan\’a tecavüz etmiş.
Türkan henüz bebe.
Bıçaklaya bıçaklaya öldürmüş.
8 yaşındaki Ahmet\’i boğmuş.
6 yaşındaki Dilruba\’yı da.
Dilburacık çok çırpınmış.
Öyle anlatıyor.
Adı ne bu sapığın?
U.V.G.
U\’ğursuz
V\’icdansız
G\’eberesice sanırım.
Kodlayarak veriyoruz.
Ki, rencide olmasın.
Toplum içindeki saygınlığı zedelenmesin, aman diim…
Ele güne mahcup olmasın.
\”Sayın\” çünkü sapık.
Dilruba\’yı Dilruba diye yazıyoruz.
Türkan\’ı T. diye kodlamıyoruz.
Annesini-babasını…
Adıyla soyadıyla yazıyoruz.
Evlerinden canlı yayın yapıyoruz.
Duyduk duymadık demeyin…
Aha işte burda oturuyorlar!
Sapığı kolluyoruz bu arada.
Ki, insan hakları var sapığın.
(Televizyonlardaki sigara sansürü gibi bi şeydir bu… Dizilerde, filmlerde tecavüz sahnesi serbest, cinayet sahnesi serbest, tecavüz ve cinayetten sonra sigara tüttürürken buzlama konuluyor!)
Ha denebilir ki, sapığın sapık olduğu mahkeme kararından sonra sabit olur… Peki o haldeniye, şöyle tecavüz etti, böyle bıçakladı, şu şekilde bavula koydu, buraya gömdü diyoruz?Hani mahkeme kararı?
Madem, açık açık itiraf eden sapık bile mahkeme kararıyla mahkûm ilan edilmeden suçsuzdur… Niye o zaman, iddianamesi bile olmayan gazetecilerin evini basarken kameraçağırıyoruz? Şeref madalyalı subayların, uluslararası ödüllü profesörlerin, suçlu olupolmadıkları belirsizken… Neden \”terörist, darbeci, vatan haini\” diye manşetlere asıyoruz?
Hukuki haklarından faydalanmak için illa sapık mı olmaları gerekiyor?
İnsanları domuz bağıyla öldürüp, oturma odasına gömen şeriatçıları sokağa sal.
Bölücüye halay çektir.
Keriz Feneri\’ni ört.
Sapığı koru.
Namuslu insanları infaz et.
Adalet\’in A\’sı bu kardeşim…
K\’sını zaten biliyorsunuz.
0 Comments.