Savcı Olayının Perde Arkası
Dünün flaş haberlerinden biri de İzmir\’de bir süredir kasırga misali esen özel yetkilerle donanımlı savcı Murat Gök\’ün yetkilerinin alınmasıydı. Savcı Gök yetki alınması olayını önemli operasyonların eşiğindeyken olduğunu söylüyor. Bizler bu savcıyı tanımayız ve hakkında var olan Kurtlar Vadisi\’ndeki Memati benzetmelerinin ne kadar doğru olduğunu da bilmeyiz ama dün savcıdan yetkilerin alınması ile ilgili olarak önemli bir isimden şu değerlendirmeleri dinledim: \”Savcı Gök AKP\’lilerle ilgili çok ciddi bulgulara erişmişti. Bu haber alındı ve önü kesildi. Hatırlayın, aynı şey yakın geçmişte Hanefi Avcı bağlamında da görüldü. Hanefi Bey Emniyet istihbaratta iken Enerji Bakanlığında bazı yolsuzluklara nüfuz edince, hemen Edirne\’ye gönderdiler ve konunun üstünü örttüler. Aynı şey şimdi bu savcı için geçerli…\” Yapılan bu değerlendirme ya da iddialar doğru değilse savcının apar-topar neden derdest edildiği tatmin edici bir biçimde açıklanmalıdır.
Kuyudaki Kemikler!
Kemik avcıları ya da istismarcıları şok olmuş vaziyette. İstanbul Adli Tıp Kurumu kuyulardan çıkarılan kemiklerin hayvanlara ait olduğunu tescilledi. Sorarım size, kuyular ve orada bulunan birkaç kemikten hareketle vaveyla koparıp Türk Silahlı Kuvvetleri ile Özel Tim\’i hedef tahtasına oturtanlar bu tespitten sonra hiç utanmayacaklar mı? Evet kul hakkı ya da yargısız infaz yapmayın diye kıyameti koparanlar, yaptıkları bu haksızlık sonrasında ne diyecekler acaba? Görüldüğü gibi kuyu ve kemik hikayesi aslında Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı başlatılan psikolojik harekatın bir parçasıydı. Zerre kuşkum yok ki, bu harekat başka başka şeylerin kullanılması ve istismarı ile sürdürülecektir. Belli ki birilerine bir görev verilmiş ve şimdi o görev deruhte edilmektedir.
Azerbaycan Konusunda Demirel ve Tayyip Bey!
AKP hükümetinin Azerbaycan\’ı nasıl harcadığı gözler önündedir. AKP; ABD ile AB\’yi tatmin uğruna can kardeşimiz Azerbaycan\’ı çiğnemiş ve hassasiyetlerini görmezden gelmiştir. Her fırsatta hamaset simsarlığı yapan AKP\’nin gerçek yüzü bu şekilde ortaya çıkmış oluyor. Azerbaycan ve Türkiye dostluğu bağlamında Abdullah Gül ile Tayyip Erdoğan\’ın bugünlerdeki tutumunu sorgularken birden Sayın Demirel\’in yakın geçmişteki bir tavrını hatırladım. Takriben 10 yıl önce dönemin Cumhurbaşkanı Demirel\’le Yalta\’ya gitmiştik. Demirel Yalta\’da Azerbaycan için tehditvari konuşan Ermenistan Cumhurbaşkanının yüzüne şunları söyleyip görüşmeyi o an noktalamıştı: \”Azerbaycan\’ı ağzına alma. Bundan böyle Azerbaycan\’a yan bakarsan dünyayı başına yıkarız…\” 10 yıl önce yazdığımız yazıda da mevcut olan o ifadelerle, bugünkü tutumu kıyaslayın ve farkı anlayın…