Tag Archives: Yılmaz ÖZDİL - Page 11

Tiyatro

Ölüyü bile güldüren Nejat Uygur, yaptı gene yapacağını…

Hafızasını kaybetti, komada yatıyor ama, bu haldeyken bile, Türkiye komedisini ortaya koymayı başarıyor.

\”Kocasının kafasının içindeki\” zihniyeti kabul edip, \”eşinin kafasındaki bez\”e itiraz edenlere, kahkahalarla gülünmez de ne yapılır Allah aşkına?

\”Kocasının kafasının içindeki\”leri serbest bırakıp, \”eşinin kafasındaki bezi\” yasaklamak, mizah değil de nedir?

Bi mucize olsa, ayağa kalksa Nejat Uygur, ben eminim, \”hastane mi, kestane mi\”yi revize edip, tekrar sahneye koyardı… Veya yeniden yazardı \”miğferine çiçek eken asker\”i.

Özlüyoruz onu.

Tek tesellimiz Bülent Arınç.

\”Devlet sanatçısı\” Nejat Uygur\’un yerini \”devlet bakanı\” olarak dolduruyor… Daha önce Nejat Uygur\’dan ilham alarak \”şeyini şey ettiğimin şeyi\”ni canlandırmıştı, şimdi de, büyük ustanın \”kodum mu oturturum\”una özendi.

\”Kozmetik oda\”yla karıştırıp, Türkiye\’nin ve İzmir\’in onuru Güldal Mumcu\’nun odasını bastı. Höt zöt yaptı, \”Sarhoşları niye kürsüye çıkarıyorsun\” diye hesap sordu.
Acı acı güldüm kendi payıma…
Çünkü, kendisini \”saygın\” ilan eden yalaka gazetecilerin çoğu alkolik.

Trajikomik.

Bir taraftan \”kadınlara saygı\” isteyip, bir taraftan \”bıyıklı Meclis\’i yöneten kadın\”ın üstüne yürüyeceksin, bir taraftan da erkeklere başkan olmayı başarmış kadına \”yaratık\” diyeceksin…

\”35\’e bakla, ne hakla?\”

Ve MHP… Din sömürüsünün foyasını ortaya çıkardı, artislik bi yere kadar, makyaj aktı, a-aa, kral çıplak!

Peki derseniz ki, küfürlerin, tekmelerin havada uçuştuğu Meclis\’in hali ne olacak?
Onu da düşünmüştü Nejat Uygur…
\”Alo, orası tımarhane mi\” diyemeyeceğimize göre, sanırım neticede o işlere \”Cibali Karakolu\” bakacak.

4C

İnsanlar 50 gündür orda…
Hâlâ yeni yeni merak eden var:
\”Şekerim, nedir bu 4C?\”

Cut.
Colour.
Clarity.
Carat.

Budur 4C.

Pırlanta alırken, bunlara dikkat edeceksin… Ki, alıp satabilesin.

Türkiye Cumhuriyeti\’nin Tekel gibi, şeker fabrikaları gibi, tek taş mücevherlerini satarken 4C\’li yapacaksın ki, renk, berraklık filan, cillop gibi olsun…
Yükte hafif olsun.

E her işçi bi pırlantadır zaten!

Sıradan insandılar…
Komple 4C\’li yapıldılar.
Daha nasıl onurlandırılsınlar?

Bakın mesela…
Tezek alıyorsun, KDV yüzde 18.
Pırlanta alıyorsun, KDV sıfır.

Elini vicdanına koy…
Hükümet gibi \”merhamet\”li ol…
Hangisini alırsın?
Tezeği mi?
Pırlantayı mı?

Dolayısıyla, hani sendikanın önüne kurdukları naylon çadırlara \”Batman çadırı, İzmir çadırı, Bursa çadırı\” filan yazıp, vitrin gibi diziliyor ya işçiler…
Olmaz öyle!

\”Elmas çadırı, Yakut çadırı, Safir çadırı\” yazın… Kıymetinizi bilin biraz.

Budur…

\"\"Yusuf… İzmirli.
Lise mezunu.
İşsiz.

Bir kontör harcadı.
Var Mısın Yok Musun\’a katıldı.
Son 2\’ye 50 ve 200 bin liralık kutularla girdi… 105 bin liralık teklifi reddetti.
Risk aldı.
Kutusundan 200 bin lira çıktı.
Köşeyi döndü.

Yusuf… İzmirli.
Lise mezunu.
Öğrenci.
Ailesi 50 bin lira harcadı.
Yarın ÖSS\’ye katılacak.
Son 2\’ye dershane ve özel dersle girdi.
Boşver, askere git, tekstil atölyesinde kayıtdışı çalışırsın teklifini reddetti.
Risk aldı.
Kazanırsa, 4 senesi var.
Mezun olduktan sonra işe girmeyi başarırsa, anca asgari ücret alacak, yemese içmese, bir kuruşunu bile harcamasa, 200 bin lirayı toparlaması kaba hesap 33 sene falan sürecek.

Yusuf… İzmirli.
Lise mezunu.
İşsiz.
Bir kontör harcadı.
Desti İzdivaç\’a katıldı.
Son 2\’ye bir dul ve evde kalmış bir kızla girdi… Dulun ölen babasından maaşı var.

Anıtkabir\’e Denizaltıyla Saldıracaklar

Şok diye bi program vardı.

\”Şok… Şok… Şok… Playboy yıldızı Anna Nicole Smith, haftada bir gün zevk için Edirne Genelevi\’ne gelerek ücretsiz amme hizmetinde bulunuyor sayın seyirciler!\”

N\’oldu biliyor musunuz?
Kuyruk oldu!
Edirne Valisi açıklama yaptı…
\”Öyle bir hanım çalışmamaktadır!\”

Halbuki, programın başında sonunda \”Bu bir mizah programıdır\” yazıyordu.
İnandıramadılar.

\”Çevireceğiniz numaradan önce Graham Bell\’in doğum tarihini tuşlarsanız, telefonla bedavaya görüşebilirsiniz\” diye haber yaptılar… \”Benim telefon galiba arızalı\” diye hücuma uğrayan Telefon İdaresi, ertesi sabah beyanat vermek zorunda kaldı; resmi kurum olduğu için \”manyak mısınız\” diyemedi, \”külliyen yalan\” dedi.

Adnan Menderes döneminde gizli bir projeyle uzaya gönderilen, ancak, daha sonra ödenek yetersizliği nedeniyle geri getirilemeyen Türk astronotun oğlunu çıkardılar canlı yayına… Millet ağlamaktan helak oldu zavallı yavrucağın dramına… Mermiyi dişiyle yakalayan adamı gösterdiler, kendini vurduranlar oldu! Klozetten çıkıp, insanların kıçını ısıran yaratık haberi de yaptılar, Cine 5 şifresini kıran sprey haberi de… Laboratuvarda tüplü müplü bir deney yaptılar, \”Sigara paketlerindeki parlak kâğıtlarda gümüş var, işte böyle ayırabilirsiniz\” dediler, adamın biri malı mülkü sattı, belediyenin çöp ihalesini aldı.

700 hafta yayınlandı!

Sonra kaldırıldı…
Çünkü, zor oldu ama, gerçek olmadığı 700 hafta sonra nihayet anlaşıldı ve izlenme oranı düştü.

Nedendir bilmem, aralarında benim de bulunduğum 137 gazetecinin desteğiyle gerçekleştirilecek olan Balyoz Darbesi\’ni okuyunca,
\”Şok\” geldi aklıma.

Şok… Şok… Şok…
F16 düşürtecekler.
Cami bombalayacaklar.
Halka ateş açılacak.
200 bin kişi tutuklanacak.
On yüz milyon baloncuk olacak.

E haliyle soruyor bazı okurlar:
\”Ne diyorsunuz bu işe?\”

Ne diyeyim kardeşim… Edirne Valisi bi açıklama yapar herhalde.

Deveyi Diken…

\"\"Utanmaz Adam vardı…
Efsane Gırgır\’ın efsane tipi.

Şerefsizin önde gideniydi…
Adı \”Şeref\”ti.

Oku oku, doyamazdık.

Ceyar çıktı sonra…
Karaktersiz karakter.
Haysiyetsizliğin bini bi para.
Kimi kayınbiraderle yatıyor.
Kimi enişteyi kazıklıyor.
Anında… Edirne\’den Ardahan\’a herkes tabelasını değiştirdi, \”Dallas kafe, Dallas kuaför, Dallas market\” yaptı.

Mükremin Çıtır.
Tirbişon.
Magandanın Feriştah\’ı…
İzlenme rekoru kırdı.

Halkımızdan en çok \”esemes\” alan, gelin oldu; damadı alkol komasından ölü buldular, kaynana\’yı \”şehit anası\” ilan ettiler… O kadar şarkı yarışması yapıldı, en çok kim sevildi? Esrarla yakalanan Bayhan! Dizide anne rolünü canlandıran çocuksuz kadın, yılın annesi… Çikita muz ve nane nane\’yle patlama yapan Ajdar, makine mühendisi iyi mi!

Polat Alemdar…
Ailemizin katili.
Geçenlerde bardan çıktı, polis evine kadar eskortluk yaptı. Ahali, mahkemelerle papaz oluyor, evladına illa Memati adını koyabilmek için… Üniversitede konferans verdiler, inim inim inledi salon, \”Türkiye sizinle gurur duyuyor\” diye.

Behlül\’e herkes hasta, adam yengesini düdüklüyor. Bir hafta anons yapıldı, \”Bihter\’e kocası tecavüz edecek\” diye, uzağa gitmeyeyim, benim valide bile misafirlikleri iptal etti, tecavüz sahnesini kaçırmamak için… Küçük Kadınlar\’da kızlar Allah ne verdiyse… Hanımın Çiftliği, Dallas\’ın Adana\’da geçeni… Yaprak Dökümü\’nde bir zilli gelin var, sanırım finalde kayınpeder Ali Rıza Bey\’le yatacak. Damat desen, dizi dizi, sülaleyi dizdi.

(Televizyonların ahlakını filan denetleyen RTÜK eski Başkanı\’nın kumarhane başkenti Las Vegas\’ta Porno Fuarı\’nda yakalandığı haberi çıktı bu arada… Eminim yalandır.)

Her kıstırdığını yalan dolan yatağa atan, genç kızların rüyası zetina dikiş makinesi değil miydi, Issız Adam? Organize İşler, alayı oto hırsızı… Yahşi Batı\’da Cem Yılmaz, bildiğin dolandırıcı.

Sporcularla ilgili belgesel yap mesela, kimse seyretmez… Pascal Nouma sahanın ortasında şortunu indirdi, televizyon yıldızı oldu, reklamı bile yapıldı.

Recep İvedik?
Öküzün önde gideni.
Gişe rekortmeni.

Uzatmayayım…
Sabahtan beri telefonlarımız susmuyor, \”Neden Mehmet Ali Ağca\’yı o kadar gösteriyorsunuz, göstermeyin\” diye… Onu göstermeyelim de, kimi gösterelim şekerim?

Mide İlacı Yok Soda Vereyim

\"\"\”Dünyanın en pahalı benzinini, dünyanın en pahalı elektriğini, dünyanın en pahalı doğalgazını kullanan ülke… Nasıl olur da, Avrupa\’nın en ucuz ilacını kullanabilir?\” diye sormuştuk.

Netice… İlaç yok.

Adı üstünde, eczane.
Bi çekidüzen verdiler…
Cenaze!

Kanser ilacı, bulantı kesici…
99 liraydı, 22\’ye düştü, yok.
İnsülinler yok.
Astım ilaçları yok.
Diyaliz ilaçları yok.
Tansiyon ilaçları yok.
Kemik erimesi ilacı, 88 liraydı…
21\’e düştü, bravo ama, yok.

Eskiden \”Paran yoksa öl\” denirdi.
Şimdi paran olsa da, hikâye.

Sadece ölümcül ilaçlar değil, doğumcul ilaçlar da yok… Tüp bebek yöntemiyle çocuk sahibi olmaya çalışan anne adaylarının kullanmak zorunda olduğu hormon mesela, kolaysa bul.

Piyasanın yüzde 80\’i yerli sanayinin elindeydi, kasıtlı politikalar sonucunda, yabancının eline geçti. İstediği fiyatı alamazsa, vermiyor. Niye versin?
Söyledik size; mahalledeki eczacı, arkadaştır, abladır, ağabeydir… El âlemin ilaç üreticisi babamızın oğlu mudur?

Markette satılacaktı ya hani…

Bana sorarsanız, \”tansiyon hapı yok mu\” diye soran vatandaşa, \”istersen deterjan vereyim\” demeli eczacılar! Kemik erimesine karşı, calgonit.

Özetle.
Ortopediste gideceğine, çıkıkçıya giden zihniyetin eseridir bu… Tıp Festivali\’ni Merkez Efendi Camii\’nde mesir macunu dağıtarak kutlayan kafadır.

Tam gün yasasıyla doktorları hallettikten sonra, diş hekimleriyle hemşirelere de bi reform patlattılar mı, tamamdır.

Çukurambar\’da F-16 yakalandı… Tanınmasın diye LPG taktırmışlar

Suikastçı albayın evini aramışlar…

Meğer sadece Arınç değilmiş.
Başbakan\’ın krokisi çıkmış.
Cumhurbaşkanı\’nın krokisi çıkmış.
TBMM Başkanı\’nın krokisi çıkmış.

Bence iyi aramamışlar o evi…
Obama\’nın krokisi de oralardadır. (Mutfağa bakın.)

Bu arada, krokiyi yutmak için kendisini sorgulayan polislerden pet şişe su istemiş suikastçı.

Kalsiyum Sandoz\’a çizmiş krokiyi çünkü… Kuru kuru gitmemiş boğazından.

(İşin esrarengiz tarafı, adam mahalle mahalle dolaşarak, devleti yöneten kim varsa alayını temizleyecek, savcı bakmış, kolay gelsin kardeşim deyip, serbest bırakmış iyi mi!)

Ve, Ankara\’daki duyumlarıma göre, albayla binbaşının yanı sıra bir de suikastçı pilot tuğgeneral varmış… Havacı tabii, yolları bilmiyor, krokiye bakayım, debriyaja basayım filan derken, yanlışlıkla Söğütözü tarafına sapmış, Armada\’daki taksicilere sorup bi u dönüşü, haaadi bakalım bu sefer Balgat\’a dalmış, en son Gölbaşı\’ndan Alo 156 Jandarma\’yı aramış, nerde lan bu Çukurambar? İddiaya göre, mesai saatinin bitmesine rağmen karargâha dönmeyen bir tümamirali de, Haymana\’da trafik kontrolünde yakalamışlar, bagajdan denizaltı maketi, torpidodan da Kevın Kostnır\’ın krokisi çıkmış.

En çok da şuna bayıldım:

\”Suikastçı subaylar, takip edilmesinler diye GPS\’siz otomobiller kullandı.\”

Malum, bizim subaylar genellikle Lamborghini, Ferrari falan kullanır, astsubaylara daha çok Porsche tahsis edilir… Uydudan yakayı ele vermemek için Reno\’ya binmişler demek ki.

Şaka bir yana, baktılar ki, bu kroki yeme işini ahaliden pek yiyen olmadı, dinlemeye çevirdiler hadiseyi… Yan sokaktaki pastanede profiterol yerken gözaltına alınan albayla binbaşı, tam teçhizatlı telekulakmış, hassas teknolojiyle Arınç\’ın ortam konuşmalarını dinliyorlarmış.

Ancak… Pantolon uymadı, gömlek verelim misali, hain suikastı apar topar sinsi dinlemeye çevirdikleri için, şu sorunun cevabını henüz icat edemediler:
Birader, cihazları kim yedi?

Klon Filan…

Dana klonladık.
Az çünkü.

Koyun sayısı iyi!

Öküz de klonlayacaklardı aslında.
Baktılar…
Yeteri kadar var zaten.

Bilimsel çalışmayı gururla izliyorum ama, uçsuz bucaksız otlaklarımızda güzel besleyip çoğaltmak varken, boğanın kulağından şırıngayla hücre alıp tüpte dana yetiştirmeyi bi tek biz akıl edebilirdik… Mis gibi tavuk etine 1 lira vermek varken, tavuğun kanadına 3 lira ödemeyi becermemiz gibi.

İki ayaklı \”büyükbaş\” sayısı artarken, dört ayaklı büyükbaş sayısı azalıyor Türkiye\’nin… 20 milyon taneyken, 20 senede, 10 milyona düştü. Avrupa Birliği senede adam başı 62 kilo yerken, biz 10 kiloyu zor buluyoruz o yüzden.

Eskiden boldu, ihraç ederdik.
Kuruttuk, ithal ediyoruz sığırı…
İşin hazin tarafı, ithalatın en büyük müşterisi de, bizzat Tarım Bakanlığı!

Güya, karkas et ithalatı yasak ama, sınırlardan şakır şakır kaçak girdiğini hepimiz biliyoruz. İran-Irak tarafı, yol geçen hanı… Bulgaristan\’dan gelen otobüslerde ise et kolisi var, bavuldan çok… Bagajlar lop lop.

Yem desen, sanırsın havyardır; alamıyor çiftçi… El âlemin inekleri yanında Afrikalı açlar gibi kalıyor bizim inekler, bi deri bi kemik, avurtları çökmüş… Netice? İspanyol adam başı 110 litre süt içiyor senede, Yunanlı 65…
Biz 6.

Durup dururken yoğurdumuzun standardını bile değiştirdiler, ki, yabancı firma bi türlü satamadığı ayrandan hallice cıvığını kakalayabilsin ahaliye.

Özetle.
Eğer hakikaten geleceğimizi düşünüyorsanız, bir çocuk yeter kardeşim… Üç inek yapın!

Al Sana Açılım

27 senedir gazetecilik yapıyorum… Ve, çalışma hayatımın en enteresan \”sansür\” olaylarından biri geldi başıma… \”Açılım\”ı destekleyen arkadaşların, iyi okumasını öneririm.

Tatilden döndüm…
\”Kürtçe\” başlıklı bir yazı yazdım.
Bugün çıkacaktı.

Şöyle başlıyordu:
\”Kimimiz Türk, kimimiz Kürt, kimimiz Laz, kimimiz Çerkez… Yahudimiz, Rumumuz, Ermenimiz, Rus gelinlerimiz, Alman damatlarımız; uzatmayayım, \’mozaik\’ derler, değiliz aslında, \’ebru\’yuz, koskoca bir aileyiz… Ve, ortak bir vatanımız, ortak bir resmi dilimiz var bizim; Türkçe… Bizi, biz yapan.\”

Şöyle devam ediyordu:
\”Dünyaya entegreyiz; İngilizce de öğreniriz, Japonca da… Elbette, anadilini de, mesela Kürtçeyi de öğrenmek en doğal hakkıdır yurttaşların… Ama, bu doğal hakkı, \’açılım\’ adı altında, \’resmi dil\’ haline dönüştürmeye çalışmak, bizi biz olmaktan çıkarmaz mı? \’Bizi bize yabancı\’ hale getirmez mi? İki lisanlı toplum olursak eğer… Birlikte yaşamak isteyen, sorunlarını konuşa konuşa çözme iddiasında olan, ancak, birbirinin dilinden anlamayan bir toplumu, hangi tutkal bir arada tutabilir?\”

Ve, şöyle bitiyordu:
\”Silahla beceremeyen bölücülerin tuzağına düşmemeli Türkiye… Kanın durması için teröriste bile şefkat gösterilebilir; bakarsın, tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır… Fakat, farklı dil, kardeşi kardeşe yabancı haline getirir, ki, terörden tehlikelidir.\”

Yazı buydu.
Peki \”sansür\” nerede?
Şurada…

Yazıyı Kürtçe yazmak istedim!

Hayır…
Amacım, Türkiye\’nin en etkin gazetesinde ilk Kürtçe makaleyi yazan kişi olmak değildi… Yukarıdaki satırları okuyacaktınız ve anlamayacaktınız.
Amacım işte buydu.

Araya \”ikinci resmi lisan\” girdiğinde… Farklı etnik gruplara mensup olan, ancak, Türkçe konuşarak, Türkçe yazarak, Türkçe okuyarak \”anlaşan\” bir toplumun, nasıl aniden birbirine yabancılaşacağını görecektik…
Kanıtı da, bu yazı olacaktı.

E hani sansür?
Buyrun…

Kürtçe bilmediğim için, Türkiye Çevirmenler Derneği\’ne başvurdum, \”Bu yazıyı Kürtçeye çevirmek istiyorum\” dedim. \”Hay hay\” dediler, İstanbul\’daki \”yeminli tercüme bürosu\”nun telefonlarını verdiler. Aradım… \”Hay hay\” dediler, Kürtçe tercüman bulmak için iki gün izin istediler ve çevirme ücretinin de 180 lira artı KDV olduğunu belirttiler… \”Hay hay\” dedim, fatura bilgilerimi gönderdim, yazımın Kürtçe tercümesini beklemeye başladım.

İki gün sonra… Türkiye Çevirmenler Derneği\’nden aradılar… \”Kürtçe tercüman bulduklarını, hatta 8 tane Kürtçe tercümana başvurduklarını, ancak 8 tercümanın da bu yazıyı Kürtçeye çevirmek istemediğini\” söylediler…

Allah Allah!
Niye birader?
\”Yazının içeriğini uygun bulmamışlar!\”

(Bu arkadaşlar \”yeminli\” tercüman ama, yeminleri bi acayip… İçeriğini beğenirlerse, tercüme ediyorlar, beğenmiyorlarsa, etmiyorlar… Sanırsın, tercüman değil, sansür kurulu!)

İşte böyle…
Terör, bizi bölemez.
Lisan, böler.
Cart diye.

Bizi bize yabancı eder.
Kanıtı da bu yazı.

Benzin

\"\"Seçimden önce yazmıştım…
\”Belki dikkatinizi çekmiştir.
Diyarbakır\’da petrol bulundu.
Böylesi bulunmamış hiç.
Heyecanlandım, arşivi taradım…
Son 6 ayda:
Manisa\’da petrol bulundu.
Sakarya\’da petrol bulundu.
Niğde\’de petrol bulundu.
Mardin\’de petrol bulundu.
Kastamonu\’da petrol bulundu.
Antalya\’da petrol bulundu.
Isparta\’da petrol bulundu.
Gaziantep\’te petrol bulundu.
Karadeniz\’de bulunanı müthiş:
40 yıl yetecek kadar!
Öbür seçim öncesine bakıyorum…
İzmir\’de doğalgaz bulundu.
Konya\’da doğalgaz bulundu.
Sakarya\’da doğalgaz bulundu.
Ben diyeyim, 50…
Sen de 70 milyar dolarlık yani.
O derece.
Düzce\’de doğalgaz bulundu.
Lüleburgaz\’da doğalgaz bulundu.
Zonguldak\’ta doğalgaz bulundu.
Tuz Gölü\’nde doğalgaz bulundu.
\”

*

Bi de seçimden sonra yazayım…

*

Benzine okkalı giydirdiler.
Vergisi dünya rekoru.

*

Şimdilik bununla idare edin.
Kış gelsin…
Nabucco\’yu da yazarım.