Tag Archives: Yılmaz ÖZDİL - Page 2

Nan\’kör

\"\"Son bir hafta…
Engelliler Haftası’ydı.
Birleşmiş Milletlere üye tüm ülkelerde 10-16 Mayıs’ta kutlanır. Ahalinin bilinçlenmesi için, Sağlık Bakanlığı tarafından radyo ve televizyonda eğitici programlar yayınlanır.

Bizde de yayınlandı.
Çok eğiticiydi.

Bilinçsiz görme engelli \”asgari ücret alıyoruz, iyileştirme istiyoruz\” dedi. Sağlık Bakanımız bizzat bilinçlendirdi, \”gözlerin görmediği halde sana iş vermişiz, daha ne istiyorsun\” dedi.

E hak etti…
Nan’kör yani.

Para’göz gazeteciler
Aç göz’lü işadamları
At göz’lüklü seçmenler
Gözleri var görmezler.

Bunun gözleri yok…
Utanmadan görüyor.

Daha ne istiyorsun?
Körolasıca…
Elinin kör’ünü mü?

Haddini bil.
A gözü doymaz.
Bon’kör bakanımıza dua et.
Göz’altına alınmadığına şükret.

Bak, ne demiş atalarımız?
Kör ölür badem gözlü olur
kör görür badem nokta nokta…

Şimdi merak edip diyeceksin ki…
Ne demek bu nokta nokta?

Görme engelliler alfabesi kabartma altı nokta değil mi kardeşim? Ben dilim döndüğünce yazdım. Bakar kör değilsen, gerisini sen koy bu olan bitenin sonuna, nokta nokta…

Real\’ite

\"\"Şifre rezaleti ayyuka çıkmış…
Çocuklarımızın alenen hakkı yeniyor.

Başbakan hâlâ \”eğitimde fırsat eşitliği\”nden bahsedip, \”Almanya’da Hans fırsat yakalayacak, Helga fırsat yakalayacak da, benim Ahmetim Mehmetim Ayşem niye yakalamasın, vizyonumuz bu\” diyor.

Bunu diyen Başbakan…
Mercedes filosuna biniyor.
7 tanecik.
Yetmedi, BMW aldılar.
Meclis Başkanı da, BMW.
Başbakan yardımcıları?
Hepsi Mercedes’e biniyor.
Maliye Bakanı, Mercedes.
Ekonomi Bakanı, Mercedes.
Savunma Bakanı, Mercedes.
Enerji Bakanı, Mercedes.
Bayındırlık Bakanı, Mercedes.
Ulaştırma Bakanı, Mercedes.
Kültür Bakanı, Mercedes.
Sanayi Bakanı, Mercedes.
İçişleri Bakanı, Mercedes.
Dışişleri Bakanı, Mercedes.
Eğitim Bakanı, Mercedes.
Tarım Bakanı, Mercedes.
Orman Bakanı, Mercedes.
Adalet Bakanı, Mercedes.
Aile Bakanı, Mercedes.
AB Bakanı, Mercedes.
Spor Bakanı, Mercedes.
Diyanet Bakanı, Mercedes.

Generaller Mercedes’e biniyor.
Sivilanıt’a Audi aldılar.
Anayasa Mahkemesi Başkanı…
Mercedes’e biniyor.
Yargıtay Başkanı, Mercedes.
Danıştay Başkanı, Mercedes.
Sayıştay Başkanı, Mercedes.
Belediye başkanları, Mercedes.
Valiler, Mercedes.
YÖK Başkanı… Mercedes’e biniyor.

Mesut Özil.
Nuri Şahin.

Almanya, 2 milyon \”ithal\” Türk’ten Real Madrid’de forma giyebilecek kalibrede 2 evladımızı çıkardı… Bunlar,
74 milyon \”yerli\”den bi orijinal \”Mehmet\” Aurelio çıkaramıyor.

Mesut, Zonguldaklı…
Bırak, milli çıkarmayı, madencilerin cesedini anca 8 ay sonra Çinliler çıkardı.

Nuri, Kırşehir Kamanlı…
Kırşehir Kaman’daki arkeolojik mirasımızı taaa Japon Prensi çıkarıyor.

Kırşehirspor üçüncü ligde.
Zonguldakspor amatörde sürünüyor.
Deve kesen THY, gidiyor, Real’in rakibi Barcelona’ya sponsor oluyor!

Bu arada…
Nuriler Mesutlar heba olmasın diye, bizim Futbol Federasyonu’na sponsor
olan kim biliyor musunuz? Mercedes.

Vizyona gelirsek…
Öro’vizyona.
Kadere bak…
Almanya’da.
Rezil-i rüsva.

Bademlerin seçim telaşına denk geldiği için, esemes’lere şifre koymayı unuttular galiba.

Zong\’uldak

\"\"İzliyorsunuz mutlaka…
Star Haber’in usta muhabiri Osman Terkan, mikrofonu alıyor, Eminönü’ye gidiyor, soruyor. Niye Eminönü derseniz… Türkiye’nin özeti İstanbul, İstanbul’un özeti Eminönü’dür. İstisnasız herkes Emin’dir orada. Zaten o nedenle Emin’önüdür… Hiç kimse bilmiyorum demez!

  • WikiLeaks nedir?
  • Kestane.
  • İstiklal Marşımızı kim yazdı?
  • Fatih Sultan Mehmet.
  • Cumhurbaşkanımız kim?
  • Bülent Arınç.
  • Cumhuriyetimizi kim kurdu?
  • Demirel.
  • Kaddafi kimdir?
  • Din alimi.
  • Hüsnü Mübarek?
  • Yatır.

(Mübarek lafını duydu ya, olsa olsa diye düşünüp, türbe yaptı Hüsnü’yü iyi mi! Şeytan diyor, bu cevabı vereni oracığa yatır…)

  • 28 Şubat süreci ne zamandı?
  • 21-22 Şubat’taydı.
  • Temmuz-Ağustos gibiydi.
  • Haziran.
  • Yaz aylarıydı.
  • 12 Eylül’de.
  • 12 Eylül darbesi ne zamandı?
  • Dilimin ucunda…
  • 1980 darbesi ne zaman oldu?
  • Ha o mu, 1984’te.
  • Kıbrıs nerede?
  • Karadeniz’de.
  • Emin misiniz?
  • Askerliğimi orada yaptım.
  • Libya nerede?
  • Marmaris’in karşısında.
  • Japonya nerede?
  • İtalya Fransa taraflarında.
  • Suriye hangi bölgemizde?
  • Kuzey-Güney gibi.
  • Kaç milletvekilimiz var?
  • Binin üstünde.
  • 20 kadar.
  • TBMM ne demek?
  • Türkiye malzeme ofisi.
  • HSYK ne demek?
  • Yüksek Seçim Kurulu.

Bazen itiraz ediliyor…

  • Hep bilmeyene soruyorsun.
  • Buyrun size soralım…
  • Sor.
  • HSYK ne demek?
  • Hastane sosyal…
  • AB’ye üye miyiz?
  • 7-8 yıldır.
  • Türkiye’nin nüfusu kaç?
  • 1 milyar.
  • Türkiye hangi kıtada?
  • Amerika kıtasında.
    (Brezilya’da diyen oldu.)
  • Kaç bölgemiz var?
  • Kuzey güney doğu batı.
  • Kaç ilimiz var?
  • 84 plaka gördüm.
  • Kanal İstanbul nedir?
  • Televizyon.

Başbakanımız önceki gün Zonguldak’taydı… Lafı evirdi çevirdi, taaa 1992’de kurulan, hatta logosunda bile 1992 yazan Karaelmas Üniversitesi’ne getirdi.

Kendi sordu.
Kendi cevapladı.

  • Zonguldak Karaelmas Üniversitesi’ni kim kurdu?
  • 2007’de biz kurduk.
  • Zonguldak’ta üniversite var mıydı?
  • Yoktu.
  • Kuracağız dedik…
  • Kurduk.

Oy Pusu\’lası

\"\"Oy\’lum oy\’lum…

Oy\’acaklardı az daha.

Oy pusulası bastılar güya.
13 trilyona.
Bi numaralar döndü.
İniverdi bi trilyona.

Hayatımız numara çünkü…
Hayatımız numara.

Nüfus cüzdanımız mesela.
Numaralı.
Ehliyetimizde var.
Kredi kartımızda var.
Telefonumuz numaralı.
Bilgisayarımız da.
Farz edelim, sahte isimle e-mail gönder, ufak bi inceleme neticesinde, aslında kimin bilgisayarından gönderildiği kabak gibi ortaya çıkıyor. Maganda ateş etsin, kaçsın, nafile, mermi çekirdeğini veya kovanı buldun mu, tabancayı da bulabiliyorsun. Elledin diyelim, parmak izlerimiz doğuştan seri numaralı… İlacın, tişörtün, yoğurdun, aklına gelen gelmeyen, hepsinin numarası var, nerede, ne zaman, kim üretti, görebiliyorsun.
Çek-senet numaralı.
Fatura-makbuz numaralı.

Seçmensin…
Kütük numaran var.
Adresin numaralı.
Şu numaralı okulda…
Şu numaralı sandıkta…
Şu numaralı vatandaşsın.

Sandık şeffaf.

Şimdi gelelim, hiç sorulmayan soruya… O şeffaf sandığa attığımız oy pusulası niye meçhul?

Hayatımızın her saniyesinde, her adımında numara varken, oy pusulasında niye numara yok?

Her işimizde \”numara\” dönerken, \”numarasız\” oylarımızda \”numara\” dönmeyeceğinin garantisi nedir?

Üniversite sınavına giren çocuklarımıza \”tek tek\” soru kitapçığı hazırlamayı bilen yetkililerimiz… Oy pusulalarını niye \”tek tek\” değil de \”topluca\” basıyor?

\”Her oy pusulasına numara verirsek, kimin ne oy attığı belli olur, vatandaşın demokratik tercihi fişlenmiş olur\” diyebilirsiniz… E tabii, ben de onu demiyorum zaten… Benim dediğim şu: Niye sandık sandık dağıtılan oy pusulalarına, sandık numarası konulmuyor? Her seçimden sonra çöplükten toplanan oyların hangi sandıktan çöpe gittiği tespit edilmesin diye mi?

Bakın… Toprağa gömülü lav silahları bulundu, lav silahlarında seri numarası olmadığı için, sahibi gösterilemedi, dolayısıyla, silahlı kuvvetler komple darbeci-terörist ilan edildi… Lav silahlarına numara çevirmek için numara konmadığını iddia eden yalaka arkadaşlar, neden, aynı mantıkla, numara konmayan oy pusulalarına hiç ses çıkarmıyor?

Şaibeli oy, şaibeli lav silahından daha mı az tehlikeli demokrasimiz için?

Yok efendim tek tek sayılıyormuş da, parti temsilcileri takip ediyormuş filan.

Bırak şimdi sen laga lugayı…
Hayatımızın her saniyesinde, her adımında numara varken, oy pusulasında niye yok?

Hafız\’a

\"\"Kastamonu mitingi…

Camiye tesettüre hakaret ettiler. CHP adayı Allah’ın ayetine sinir bozucu diyor. Allah-u Teala’ya dil uzattı. Diyor ki, statükocuların Allah’ı Ankara’dadır. Hâşâ diyorum, Sübhanallah diyorum. Allah mekândan ve zamandan münezzihtir diyorum. Rabbimin mağfiretine sığınıyorum. Yaratan’a saygısızlıktır, benzetmesini bile yapamazsın. Müslümanlardan özür dilesin. Sizi bir aile efradı yaratmış Yaratan. Hamd olsun.

Amasya mitingi…

İtikadımıza ters konuşuyor. Hata yapmaktan Allah’a sığınırım. Ne diyor biliyor musunuz, statükonun Allah’ı Ankara’da oturuyor diyor. Teşbihi bile mümkün değil. Kendisi Alevidir. Benim sevdiğim kadar Hacı Bektaş-ı Veli’yi sevemez, istismarını yapar. Bir zamanlar dedim ki, Alevilik Hazreti Ali’yi Kerremallahu Veche sevmekse, ben Alevilerden daha çok Aleviyim. Allah’a şirk anlamına gelen, Yaratan’ı böyle edepsizce ağzına alana susmam. Bizim erkanımız, ahlakı Muhammedi ve edebi Ali’dir. Bu ülkede ezan CHP sayesinde okunuyor diyor. Ezanı, Tanrı Uludur diye okutan bunlar yaaa… CHP’li belediye camiye hakaret içeren sergiye ev sahipliği yapıyor. Milletvekili adayı, güya bilim kadını, Allah’ın ayetine sinir bozucu diyor. Behey kadın, biraz izan sahibiysen, vasiyetnameni yaz, de ki, böyle böyle, utanç vericidir, ben böyle bir tabutla kalkmak istemiyorum de, dürüstsen bunu yap. Allah ıslah etsin. Güzel bir söz var, et tekrar-u ahsen velev kane yüz seksen, güzeli tekrarda 180 kere bile olsa fayda vardır. Şöyle ellerinizi göreyim, maşallah, maşallah.

Osmaniye mitingi…

Bu canı veren Allah. Bu canın sahibi Allah. Demir ağlarla öreceğiz inşallah. Ayaklarımız yere basıyor evelallah. Dualarınızın himmetiyle güçlüyüz. Allah yar ve yardımcımız olsun. Bu millet Cumhuriyet’ten eskiyiz diyenleri niye iktidara getirmiyor, neden, çünkü benim milletim, hani güzel söz vardır ya, Müslüman bir sokulduğu delikten bir daha sokulmaz… İnşallah daha iyi olacak. Elhamdülillah.

Bırak demokrasiyi…
Vatikan’daki papa seçimlerinde bile \”kutsal\” bu kadar kürsüye taşınmaz.

Bi de şu var…

Halk arasında yaygın şekilde kullanılan \”statükonun Allah’ı\” gibi ifadelerin, elbette siyasiler tarafından miting meydanlarında kullanılması yanlıştır. Ancak, vazgeçtik siyasetten… \”Bu statta Galatasaray’ın bir Allah kuruşu yok\” lafını kim söyledi? Alex de Souza mı?

İzmir\’in Kavakları…

\"\"Gâvur İzmir’in Bizans konsolosuyuz ya…
Herkes soruyor:
Orda n’ooluyor?

AKP geçen hafta \”2 Mayıs\”ta İzmir’e yönelik projelerimizi açıklayacağız dedi… \”2 Mayıs\”ta İzmir Büyükşehir Belediyesi basıldı.

Olan bu.

Konak belediyesini böldüler, Karabağlar belediyesi yarattılar, hesapta avanta kömür vererek kazanacaklardı, çünkü Karabağlar’da dar gelirli vatandaşlarımız yaşar. Kömür götürenlerin ağzını burnunu kırdılar iyi mi, ezici üstünlükle CHP çıktı… Karabağlar belediyesini bastılar.

Bi parça Karşıyaka’dan, bi parça Bornova’dan kopardılar, Bayraklı belediyesi yarattılar, güya avanta makarna dağıtarak devşireceklerdi. Ahalimiz teşekkür mahiyetinde(!) odunla bekledi makarnacıları, ezici üstünlükle CHP çıktı… Vay sen misin, Bayraklı belediyesini bastılar.

Olan bu.

Başbakanımız, geçen ay, TRT’de Hakan Şükür’ün programına katıldı, \”Şu anda İzmir’in Süper Lig’de takımı yok, tabii İzmir’in Süper Lig’de bir tane takımı bile olmayınca Halkapınar Stadı boş kalıyor\” dedi. Kafasına ampul şapkası takan mebus adayı Hakan da, tasdikledi.

Bucaspor, eskiden AKP’li belediyeydi. CHP’ye geçti. Anlaşılan o ki, Buca CHP’li olunca, lügatinden sildi… \”Boş kalıyor\” denilen statta, daha bu hafta 50 bin Göztepeli vardı. 15 milyonluk İstanbul’un Büyükşehir Belediyespor’u ise, 6 seyirciye oynuyor, futbolcu sayısı taraftardan fazla… Üstelik, o stadın adı Halkapınar değil. Atatürk de mi defterden silindi?

Olan bu.

\”İzmir’de AKP’liler bile Aziz Kocaoğlu’na oy verir\” dedim, küfür ettiler… AKP İzmir mebusu Taha Aksoy, büyükşehir belediye başkanlığına aday yapıldı, Aziz Kocaoğlu’yla birlikte Fatih Altaylı’nın Teke Tek’ine çıktılar. Taha Aksoy elini vicdanına koydu, \”Evimi, cüzdanımı, hatta ailemi bile emanet edebileceğim kadar dürüst adamdır Aziz Kocaoğlu\” dedi! Sonu oldu tabii, bırak belediyeyi, bu seçimde mebus adayı bile yapmadılar Taha Aksoy’u.

Olan bu.

(İki parantez açayım… Laik kılıflı liboşik bi arkadaş var. Yağcılığını margarin gibi suratına sürer. Belediyelerden para alır, vıcık vıcık belgeseller yapar. Aziz Kocaoğlu’dan istedi. Havasını aldı. Utanmadan, oturdu, \”Expo gezisi diye Sexpo gezisine gitti\” diye yazdı. Yalanlandı. Yalanlandığını yazmadı. Sevmez bu tür arkadaşlar, Aziz Kocaoğlu’nu.)

(Avantacı gazeteciye vermiyor da, nereye veriyor parayı? Tek örnek anlatayım… İzmir Büyükşehir Belediyesi, dar gelirli 160 bin öğrenciye haftada 2 litre süt veriyor. Bu devasa miktardaki sütü, Tire Süt Kooperatifi’nden alıyor. Bizzat köylüden yani… İzmir’in parasını, hizmet ayaklarıyla yandaşın cebine koymuyor. Haberiniz olmaması doğal, çünkü kameraları çağırıp, milletin parasıyla kendine reklamyaptırmıyor.)

Sadece 5 gün önce… \”AKP’li Maliye Bakanlığı\”na bağlı İç Denetim Koordinasyon Kurulu toplantısı yapıldı. Kaynakların etkili, ekonomik, verimli kullanımı, şeffaf yönetim-denetim kriterleri incelendi. İzmir Büyükşehir Belediyesi \”Türkiye’nin örnek belediyesi\” seçildi. Sadece 5 gün sonra, İzmir Büyükşehir Belediyesi basıldı.

Olan bu.

Yolsuzluk yapıp, köşeyi döndüğü iddia edilen \”en kritik\” daire başkanına, mal varlığını sordular dün… Ne cevap verdi biliyor musunuz? \”Dikili ağacım yok, eşim kanserden vefat etti, borç bıraktı, reddi miras yapmak zorunda kaldım, tedavisi sırasında masrafları karşılayabilmek için Vakıflar Bankası’ndan kredi çektim, şimdi taksitle onu ödüyorum.\”

(Ayrıca… İmar planına göre ancak \”kültür-sanat merkezi\” yapılması öngörülen araziye \”apartman yapılmasına izin vermediği için\” hakkında soruşturma açılan belediye başkanı duymuş muydunuz hiç? Duyun… Kültür-sanat arazisine apartman yapılmasına izin vermediği için, hakkında soruşturma açıldı İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı’nın.)

Olan bu.

Şimdiiii…
Gelelim zurnanın zırt dediği yere.

Hedef, İzmirliler değil… Çünkü, İzmirliler güler geçer böyle saçmalıklara… AKP yağmurlu havada su bile bulamaz İzmir’de… Peki \”Hedef kimdir\” derseniz?

AKP.

AKP’nin İzmir’e gıcık olması normaldir. Ancak, Binali Yıldırım’ın \”2 Mayıs\”ta İzmir projelerimi açıklayacağım demesinden sonra, tam da \”2 Mayıs\”ta İzmir’de baskın yapılması, anormaldir. Ayak oyunlarının adamı değildir Binali Yıldırım… En azından zekâsına kefilim.

İzmir, savaş alanıdır…

Savcının, polisin aldatıldığını, yanlış yönlendirildiğini düşünüyorum. İzmir’e gâvur, sümüklü gibi yaftalar takan AKP’ye, tam yeridir deyip, İzmir üzerinden tezgah kuruldu. Belli ki dengeler değişti… AKP’ye çalışıyormuş gibi görünen bazı arkadaşlar, AKP’yi tufaya getirdi.

Eli verdiler…
Kolu kaptırdılar.

Olacağı buydu.

Bundan böyle herkes ağızdan çıkan laflara dikkat etsin… AKP’lilerin \”içeri tıkılan gazeteciler\” başta olmak üzere \”sürpriz\” açıklamalar yapacağından adım gibi eminim.

Sayın Bin Ladin

\"\"ABD’nin en tehlikeli teröristi Bin Ladin, yakalandı. Türkiye tarafından tufaya getirilerek paketlenen Bin Ladin, gözlerine koli bantı yapıştırılıp, Amerikalı subaylara teslim edildi. Özel uçakla ABD’ye götürüldü, San Fransisco körfezindeki Alcatraz Adası’na yerleştirildi.

Amerikan ahalisi \”bu herifi niye besliyoruz\” diye mırın kırın etti, ancak, Türkiye’nin \”aman ha, kılına zarar gelmesin, kullanın, faydalanın\” şartıyla ABD’ye teslim ettiği ortaya çıktı. Kerizlendiğinin farkına varamayan Obama \”bunu niye bize verdiler, hâlâ bilemiyorum\” dedi.

Bin Ladin güya idama mahkûm edildi. Ahalinin gazı alındı. Akabinde, AB’ye uyum çerçevesi ayaklarıyla ABD’de
idam cezası kaldırıldı. Nezle bile olmasın diye, tam teşekküllü hastane tahsis edildi. AB tebrik etti, en geç 356 sene sonra ABD’nin AB’ye alınacağını açıkladı.

Tora Bora dağlarındaki kampındayken bol bol röportaj yapıp, sempatik gösteren Amerikalı yurtsever(!) gazeteciler, bu sefer, Bin Ladin’i Alcatraz Kuşçusu ilan etti. Yüreği insan sevgisiyle dolu bu masumun, insanlık dışı şartlarda yaşadığını yazdılar. Hatta bi tanesi \”Bin Ladin’i maaşa bağlayıp, Miami Paşası yapalım\” dedi. Bunun üzerine Alcatraz Adası tepeden tırnağa tefriş edildi, voleybol sahası tesis edilip, avukatlarına sıfır kilometre gemi alındı.

(Ki, lodosta Alcatraz’a gitmekte zorlanıyorlar, çok ayıp oluyordu.)

Derken, açılım yapmaya karar verdi Beyaz Saray… Wikileaks belgelerine göre, Ku Klux Klan’ı MHP’nin kurduğu, Kennedy’i de İsmet İnönü’nün vurduttuğu açıklandı. Hollywood starlarını Camp David’de toplayan Obama, inanmayanın iki cihanda lekeli olduğunu söyledi.

Ve, Bin Ladin’le müzakereler başladı. \”Biz görüşmüyoruz, iftiradır, alçaklıktır, şerefsizliktir, CIA görüşüyor\” denildi… CIA’in Profesör Mehmet Haberal’a bağlı olduğu iddia edildi.

Rocky dağlarında barınan Bin Ladincilere üstü açık limuzinlerle zafer turu attırılıp, siyasete girmeleri rica edildi. Buna mukabil, Bin Ladin’i teslim alma terbiyesizliğini gösteren Amerikalı subayların evleri basıldı, alayı teröristlikten tutuklanıp, Sing Sing’e tıkıldı.

General Motors’un eski Başkanı, \”dipfrizdeki McDonalds’a cola açmam\” dedi.

Bin Ladincilerin Arizona’da özerklik ilan etmeye kalkışması üzerine, ahali Ohayo falan oldu, seçim yasağı getirildi. Ancak, geçmişti Kolorado’nun pazarı, sür eşşeği Nevada’ya… Nebraska Alabama ve Dakota’da Tommiks’lere saldırıldı, Washington’da sağa sola ateş suyu fırlatılıp, New York’ta cam çerçeve indirildi. Ehaliyle, anında tornistan yapıldı, \”hay Allah evraklara eksik bakmışız, özür dileriz, affedersiniz, pardon\” denilerek, \”sehven yasak\” kaldırıldı.

Sayın Bin Ladin’in önce Florida’da villaya çıkıp, bilahare, başkanlığa aday olması bekleniyor.

maALESef

\"\"Büyüsünler de \”badem\” olsunlar diye \”çağla badem\”lerin üniversite sınavına şifre koymuşlardı… Bu sefer şifresiz mifresiz daha pratik bi yol buldular, beğenmediklerine kafadan soru kitapçığı vermediler!

Çöz çözebilirsen…

E merak ediyor insan tabii.
Ne sordular?

Girdim ÖSYM’nin internet sitesine, ALES’in soru kitapçığını tıkladım…

Sözel bölüm.
25’inci soru mesela.

Önce bi metin verilmiş:
\”Gücünü gözlem ve mizahtan alan öyküleriyle tanınmaktadır. Konuşur gibi yazmanın doğurduğu rahatlık ve akıcılık görülür. Toplumsal bozuklukları, çarpık kişilikleri ele alır. Bilgilendirmeye yönelik bir yol seçer.\”

Sonra da, aşağıdakilerden hangisi bu yazarın özelliklerinden biri \”olamaz\” diye sorulmuş.

Cevap?
Baktım cevap anahtarına.
E şıkkı.
Yani?
Bu yazarın özelliği, toplumsal olayları \”tarafsız\” bakış açısıyla anlatmak \”olamaz\”mış!

Demek ki neymiş?
Gözlem yapan, mizahla süsleyen, konuşur gibi, rahat ve akıcı yazan, toplumsal bozuklukları, çarpık kişilikleri ele alan, ahaliyi bilgilendiren yazar \”tarafsız olamaz\”mış.

Ya nasıl olurmuş?
Trene bakar gibi bakar, öküz gibi yazarsa, fikir kabızıysa, toplumsal bozuklukları teğet geçip, suya sabuna dokunmadan, çarpık kişiliklere ilişmez ve ahaliyi bilgilendirmezse \”tarafsız yazar olur\”muş.

İnanmayıp \”tatmin\” olmayan, sağlamasını yapmak için açsın, gazetelere baksın… Boşuna mı, ÖSYM’deki rezaletleri görmeyip, yazmayıp, üstüne alkışlıyor \”tarafsız yazar\”lar kardeşim?

Ha, nasıl oluyor da utanmadan orda oturuyorlar hâlâ derseniz… Malum, dört yanlış bir doğruyu götürüyor. Bunlarda ilaç niyetine bi doğru bile olmadığı için, götüremiyor maALESef.

SON DAKKA NOTU:

Laf \”bilgilendirme\”den açılmışken… Devletin haber ajansı, Anadolu Ajansı, dün şehidin adını yanlış geçti, \”Yalçın şehit oldu, memleketi Çanakkale’ye gönderildi\” dedi. Sonra düzeltme yaptı, Yalçın’ın şehit olmadığını, hâlâ gazi olduğunu belirtip, \”Durdu şehit oldu, memleketi Çanakkale’ye gönderildi\” dedi. Ancak, gene yanlış yapmıştı. Bi daha düzeltme yaptı, \”Durdu şehit oldu, Kahramanmaraş’a gönderildi\” dedi. Böylece, niyazimiz zaten çoktu ama, bu arkadaşlar sayesinde ilk \”sehven şehit\”imiz olmuş oldu… Gazetemizin baskıya girdiği dakikalarda, henüz üçüncü düzeltme yapılmamıştı, galiba bu defa denk getirdiler.

Gidişat

\"\"Diyanet tarafından kurayla hacca gönderilen talihli hacıların, kurayı şifreleme yöntemiyle kazandıkları ortaya çıktı sayın seyirciler…

Tombalacı usulü çift torba yöntemini tetkik eden cumhurbaşkanı, \”Ben tatmin oldum\” dedi. Üst üste 29’uncu kez kurayı kazanmayı başardığı için \”Biz kaçın kurasıyız\” diyen Rizeli hacı, ermiş ilan edildi. Ancak 35 senedirkuyrukta bekleyen Konyalı hacı adayı, bu seneki hacılıkların iptali için Danıştay’a başvurdu. Konyalı adayın davayı geri çekmesi için, hükümet tarafından avanta umreye gönderileceği açıklandı.

Milli Piyango çekilişinin 9’unda tarikatçıların, 19’unda cemaatçilerin, 29’unda liboşların kazandığı ortaya çıktı sayın seyirciler… \”Acemiliğimize geldi\” diyen piyango müdürü, ayın 39’unda yetmez ama evet’çiler için özel çekiliş yapılacağını duyurdu. \”10 senedir amorti tutturamadık kardeşim\” diyen İstanbul Barosu avukatları, savcılığa suç duyurusunda bulundu. Soruşturmanın selameti için, Sayısal Loto ve Şans Topu’nun soruşturmayı yürüten polislere ayrıldığı ifade edildi. Emniyet’ten yapılan yazılı açıklamada \”Biz tatmin olduk\” denildi.

Gazi Koşusu’ndaki şifreleme, normalde sonuncu olması gereken \”mod medyan\” isimli İngiliz tayının \”Ben dümen yapmam abi\” diyerek, hodri meydan çekmesi ve açık ara birinci gelmesiyle skandala dönüştü sayın seyirciler… \”İnsanlar kolay da, beygirleri ikna etmek zor\” diyen Jokey Kulübü, bundan böyle sadece jokeylerin koşturulacağını duyurdu. Son ayakta altılısı yatan YÖK Başkanı, \”Bilimsel olarak tatmin edici buldum\” dedi.

Devlet hastanelerinden şifreleme yöntemiyle ameliyat tarihi alındığı ortaya çıktı sayın seyirciler… Kanser hastalarına 18 sene sonraya gün verilirken, takunyalı polikliniklerden \”Hamili badem yakinimdir\” şifresini öğrenenlerin, popoda kıl dönmesi ameliyatına bile 18 saniye sonra girdiği tespit edildi. \”Obez demeyelim, şişko diyelim\” teziyle Nobel’e aday gösterilmesi beklenen Sağlık Bakanı, \”Bunların hepsi iftira, pantolon paçasını çoraba sokan herkese kapımız açık\” dedi. TÜBİTAK ise, tatmin edici bulmakla beraber, beyaz çorabın, öbür renk çoraplara oranla daha çabuk netice verdiğini duyurdu.

Da Vinci Şifresi’ni Dan Brown’ın değil, ÖSYM Başkanı’nın yazdığı ortaya çıktı sayın seyirciler… Kitapları basan Meteksan’ın genel müdürü, işgüzar arkadaşların basına verilen kopyalarda daha entel dantel görünsün diye sehven Dan Brown’ın adını yazdıklarını açıkladı. \”Ben tatmin oldum\” diyen Orhan Pamuk, Pamukkale Üniversitesi rektörü yapıldı.

Tivi dizilerinde şifreleme yöntemi ortaya çıktı sayın seyirciler… \”Sülüman\” diyeceği yerde, aklında tutamayıp \”aali\” diyen Alman kızının, mecburen Hollandalı Karolin rolüne kaydırıldığı, Türkçe’ye biraz daha hâkim olan Türk asıllı Alman vatandaşı kızımızın Hürrem rolünü kaptığı belirlendi. Dört haftada iki çocuk peydahlamayı başaran Kanuni \”Ben tatmin oldum\” dedi. Pargalı ise, \”İki bölüm daha sabredin, en az üç\” müjdesi verdi.

Mastırşef’te şifreleme yöntemiyle torpil yapıldığı ortaya çıktı sayın seyirciler… Psikopat Batuhan’ın aslında psikopat olmadığı, suratına tuz çarptığı yarışmacılara, çaktırmadan, \”Biraz soğan koy\” demek istediği anlaşıldı. \”Anayasa’da domatesle patates birlikte olmazsa, lezzet olmaz\” diyen Başbakan Yardımcımız \”Ben tatmin oldum\” dedi. Vedat Milor’un konuğu olan Genelkurmay eski Başkanımız ise, \”Kasaptaki ete soğan doğramam\” ısrarını sürdürdü.

Türkiye Kupası fikstürlerinde şifreleme yapıldığı, Fenerbahçe’nin \”O kadar para verdik, oynayın ulan ruhsuzlar\” şifresini ezberleyemediği için 28 senedir kupayı alamadığı ortaya çıktı sayın seyirciler… Futbol Federasyonu Başkanı, öbür sene de olmazsa, bu mağduriyeti gidermek için Kupa’yı lağvedeceklerini açıkladı. Aziz Yıldırım \”Ben tatmin oldum\” dedi.

Milletvekili aday adaylığında \”ters şifre\” yöntemine başvurulduğu ortaya çıktı sayın seyirciler… Başvuru kılavuzlarında \”a şıkkı dede, b şıkkı torun, c şıkkı baba, d şıkkı kardeş, e şıkkı nine\” seçenekleri verilip,\”Hangisi devlettir?\” sorusu soruldu. Şıkları küçükten büyüğe sıralayıp, üst üste denk geldiği için \”baba\” şıkkını işaretleyen aday adaylarının, doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar hesabı, babayı buldukları için adaylığı bulamayacakları açıklandı. Vatandaşlar \”Biz devamlı tatmin halindeyiz\” dedi.

NOT:
Üniversite sınavındaki şifre rezaletini günlerdir manşet yapan Hürriyet’te, mod medyan şifresinin kullanıldığı ortaya çıktı sayın seyirciler… Yazılı bir açıklama yapan Genel Yayın Müdürü Enis Berberoğlu, yazarların küçükten büyüğe sıralanması neticesinde Yılmaz’ın tesadüfen 3’üncü sayfaya denk geldiğini açıkladı. İlave açıklama yapan Yayın Koordinatörü Fikret Ercan, bu Yılmaz’ın çakma Yılmaz olduğunu, üstelik, orijinal Yılmaz’ın reşit olmadığı için cezai ehliyetinin bulunmadığını ifade etti. Çalışıyormuş ayaklarıyla Foça’da kalamarla biralama yaparken ulaştığımız Yılmaz Özdil, \”Ben tatmin oldum\” dedi.

İsim, Şehir, Hayvan

\"\"Yaz dediniz. Yazdım.

Kitabım piyasaya çıktı.
İsim, Şehir, Hayvan…
Adı bu.

Popüler kültürümüzün temel taşıdır, isim şehir hayvan… Dandik eğitim sistemiyle beslenemeyen Türk insanının, bilgi açlığını kendi kendine doyurmak için keşfettiği eğlenceli oyundur.

İsimleriyle, şehirleriyle ve elbette hayvanlarıyla, Türkiye’yi anlatır bu kitap… Peşinden yürüdüğümüz Mustafa Kemal’e ve Hasan Tahsin’e adanmıştır… Bi daha yazarsam, onun adı \”Sessiz Film\” olacak. Konuşmayan, duymayan, görmeyen’leri anlatacak.

Önsözünü… Uğur Dündar, Ertuğrul Özkök, Bekir Coşkun, Oktay Ekşi, Mehmet Yılmaz, Melih Aşık, Nedim Şener, Güneri Cıvaoğlu, Müjdat Gezen, Tarık Akan, Ali Poyrazoğlu, Şansal Büyüka, Necil Ülgen, Saygı Öztürk, Ruhat Mengi, Oray Eğin ve Ümit Zileli yazdı.

İlk kitabım olduğu için acemiliğime geldi… E haliyle, önsözünü de, varlığıyla onur duyduğum, acemi gazeteciler, acemi sanatçılar yazdı!

Baştan sona \”yanlış\” kaleme alınmış, ama, baştan sona \”doğru\” anlaşılan, dünyanın ilk ve tek makalesi, arka kapakta.

Kapak fotoğrafı, zihniyet kardeşim, objektif büyücüsü Mehmet Turgut’un armağanı.

İnsanın okuru olduğu gazetede yazar olması, tarifsiz duygu… Langır lungur yazarak 5 milyar dolarına mal olduğumuz değerli patronum Aydın Doğan’a… Kadınların yok sayıldığı ülkede, kadın hakları için mücadele veren bir kadının emrinde çalışma gururunu bana yaşatan zarif patroniçem Vuslat Doğan Sabancı’ya… Türk basınının amiral gemisinde tayfa olmaya razıyken, beni kaptan köşkünde bağrına basan, genel yayın müdüründen yazı işlerine, arşivinden santralından ulaştırmasına, muhabirinden matbaacısına, Hürriyet Ailesi’ne… Hiçtanışmadığımız halde, adıma facebook’ta sayfalar açan gençleri temsilen, Süha Hayal’e… Dedim ya, kadınların yok sayıldığı ülkede, yönetim katı komple amazonlardan oluşan, benim gibi dağınık bi adamın kitabı kusursuz olsun diye özen gösteren, Doğan Kitap’a… Üzerimde hakkı bulunan, ekmeğini yediğimiz, Dinç Bilgin’e, Aydın Bilgin’e, Cem Uzan’a, Turgay Ciner’e… Mektuplarını madalya gibi sakladığım şehit-gazi ailelerine… Karınca kararınca maaşlarımızı mahkemelerinde tazminat olarak kullanabilirsin diyen, evim senin evin diyen… Günde bir yazı yazmaya bile üşenen kuzenlerini, illa kitapta toplaması için arkadan ittiren, fikir akrabalarım, siz değerli okurlarıma… Normalde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gitmek yerine, bana katlanmayı sürdüren sevgili eşim ve kızıma…

Teşekkür ederim.

Ama en çok da, AKP’ye teşekkür ederim… Memleketi bu hale getirmeselerdi, ne bu yazılar yazılırdı, ne de böyle bi kitap olurdu. Her sabah taptaze skandallara imza atarak, en dar günümüzde bile konu bulmama yardımcı oldular. Başta başbakanımız, hayırlara vesile olanları kutlarım!

(Sonra diyorlar ki, ha bire hükümeti eleştiriyorsun… Teşekkür ettik işte, daha ne?

Tek pürüzümüz var.
Kitap 1 Nisan’da çıksın, reklamları başlamadan önce piyasaya dağıtılsın, ki, reklamı görüp almaya gidenler bulsun diye… Ayıptır söylemesi, benim okurlar, el âlemin okurlarına benzemez. Anında gördüler kardeşim… Saklayın maklayın dedik, yer yer kavgalar çıktı. Bazı kitap evlerinde kalmadı maalesef… Bulursanız okursunuz. Bulursanız, bi zahmet bana da bi tane gönderin. O kadar yazmışız, imzalayayım da hatıra olarak saklayayım bari 🙂