Monthly Archives: November 2005

PadiÅŸahın Köprüsü…

Dur dur valla içimiz kurudu be, bi fıkra mı iliştirsem şuraya şöyle:

Padişah niye bu halktan hiç ses çıkmıyor hiç mi dertleri yok diye düşünüyormuş. Bir gün halkın devamlı geçtiği bir köprüye birisini koymuş ve her geçenden bir altın almasını istemiş. Aradan bir hafta geçmiş ve padişah adamı kontrole gitmiş:

  • Ne o karşı gelen, bir ÅŸey söyleyen oldu mu?
  • Yok padiÅŸahım.
  • Peki bundan sonra gelenden de bir altın alacaksın…

demiş. Yine aradan bir hafta geçmiş ve padişah yine adamı kontrole gitmiş. Sormuş:

  • Karşı gelen oldumu, bir ÅŸey söyleyen oldu mu?
  • Yok padiÅŸahım, kimse bir ÅŸey söylemedi.
  • Hmm.. O zaman geçenleri sikeceksin…

demiş. Yine aradan bir hafta geçmiş ve padişah yine adamı kontrole gitmiş. Sormuş:

  • Karşı gelen oldumu, bir ÅŸey söyleyen oldu mu?
  • Yok padiÅŸahım, kimse bir ÅŸey söylemedi.
  • Hmm.. O zaman gelenleri de sikeceksin…

demiş. Aradan birkaç gün geçmiş ve halka padişahın kapısına dayanmış. Bunu gören padişah da en sonunda halkımdan ses çıktı diye çok sevinmiş. Huzuruna halktan önde gelenleri kabul etmiş. Aralarından en yaşlısı:

  • PadiÅŸahım böyle ÅŸey olmaz… Çok kuyruk oluyor köprüde, birisini daha koysanıza…

Hadi bakalım, ÅŸimdilik bu kadar yeter.. Sonraya da kalsın. 🙂

Türban Sorunu YOKTUR!

Düşün düşün düşün herkes bu konuda biÅŸiyler yazdı çizdi veya çiziktirdi. Bi tek ben biÅŸiy söylemedim diyordum (henüz)… Her duyulduÄŸunda sorunun kafayı kapatan ÅŸeyde deÄŸil, olsa olsa kafanın kapattığı ÅŸeyde (beyin) olabileceÄŸini hatırlatırım. O dillerden düşmeyen ABD, Almanya gibi ülkelerde olmayan sorundur bu. Niye? Bu sorun Amerika\’nın yada Avrupa\’nın sorunu mu ki? Amerika yada Avrupadaki rejimi tehdit ediyor mu siyasal islam? Hayır.. O zaman neden yasak olsun ki?

Türkiye\’deki rejimin ÅŸu andaki en büyük tehlikesi son yıllarda 28 Åžubat tarihinde de kararlaÅŸtırıldığı gibi siyasal islamdır. Bu siyasal islam 60-70\’li yıllarda solun yükseliÅŸ döneminde ve SSCB varlığını sürdürürken ABD\’nin de desteÄŸiyle devlet tarafından özellikle solu durdurmak için kullanılmıştır. SSCB yıkıldıktan sonra komünist tehlike ortadan kalkmış ve dolayısı ile rejimi korumak için devletin artık siyasal islama ihtiyacı da kalmamıştır. Hatta rejim için daha önce de belirttiÄŸim gibi en büyük tehlike haline gelmiÅŸtir…

Demokrasiyi her ülke kendince yaÅŸar. GeliÅŸmiÅŸ ülkeler demiÅŸken: bugun ÅŸeytan dürtse de Jacques CHIRAC meslektaşı George BUSH Jr. gibi \”tanrının izniyle\” diye baÅŸlayan cümleler kurmaya baÅŸlasa, bunun adı Fransa\’da en hafif olarak skandal olur, sevgili CHIRAC da devlet baÅŸkanlığını rüyasında görse kendini ÅŸanslı sayar.

Türban sorunu olmasaydı, mini etek sorunu olurdu. Zavallı biçare kadınların özgürleÅŸtirilmesi onlara türban takarak bilim yapmak, doktor olunca erkek hastayı muayene etmemek özgürlüklerinin verilmesi deÄŸil onların çagdaÅŸ ve laik unsurlarca eÄŸitilmeleri sonucunda gerçekleÅŸebilir. Mini etege gelince, \”türban özgürleÅŸsin, böyle zulüm bizanslılarda bile görülmedi\” nutuklarını atanlar, iktidarı kesin olarak ele geçirdiklerinde sanılmasın ki modern unsurların özgürleÅŸmesi konusunda bu kadar açık fikirli olacaklar. Eger biz laik bir ülke isek ve türban en seksi kıyafetlerin üzerine bile üniforma olarak baÄŸlanmaya baÅŸlamışsa, devlet kurumuna türbanla girmenin yasaklanması demokrasinin kendini koruyacak önlemlerinden biridir derim tıpkı Fransa\’da olduÄŸu gibi…

Ayrica \”dini inancım gereÄŸi yapıyorum, dinimi yaÅŸayamıyorum, insanlık dışı hayvan\” diyen insanlara da bu müjdem olsun: bir gün eÄŸer bu saçmalıktan başı aÄŸrıyan insanlarımız, \”verin gitsin\” derlerse, yahut hızlı çoÄŸalan örümcek beyin amacına ulaşırsa, ertesi güne kalmadan çıplak gezmeyi ÅŸart koÅŸan bir din icat edeceÄŸim, müritlerimle devlet dairelerine çırıl çıplak girmek isteyeceÄŸim, o zaman ne halt yiyecek \”insanlık dışı, rejim sorunu\” diyen, ellerine her fırsat geçtiÄŸi zaman hakları kendi cahil dünyalarına göre yasaklayan o \”samimi\” \”dinini yaÅŸamak isteyen\” sahte müslümanlarımız.

Aralarında temel kullanım amacı arasında bir fark olmamasına raÄŸmen, türban, başörtüsü\’ne savaÅŸ açmaya cesaret edemeyenlerin (zübeyde hanım ve emsallerinin başörtüsü baÄŸlamasından dolayı), dine saldırı ihtiyaçlarını gidermeye yönelik olarak ortaya çıkarılmış bir hedef tahtasıdır. Başörtüsü kadar eski olmadığı için, çıkış dönemi Refah Partisi\’nin yükseliÅŸiyle bir tutulduÄŸu için rahatlıkla sövülebilir, taÅŸlanabilir, yasaklanabilir. Genç kızların tutup da 60 yaşındaki teyzelerin baÄŸladığı ÅŸekilde baÅŸlarını baÄŸlayamayacağı açıktır. Mutlaka daha modern bir ÅŸekil vermek isteyeceklerdir. Bu durumda islamiyet sorunu olanların eline de hazır malzeme olarak geleceklerdir. Başörtüsü ile türban arasındaki fark, başörtüsüne mazisinden dolayı saldıramazken türbanın rahatlıkla saldırılabilir olmasıdır.

Hadi bakalım, ÅŸimdilik bu kadar yeter.. Sonraya da kalsın. 🙂

Bir Daha Öpme Ursula

Bilenler bilir tabi Ursula ANDRESS bir zamanların sarışın güzellik abidesi. Tabi sadece güzelliÄŸi deÄŸil, bu hatunun bir de öpmesi meÅŸhur. Hatta bir daha öp ursula gibi bir söz bile mevcut. Sarışınlığı\’ndan mı geliyor bilemiyorum ama kendisini ursula undress olarak bile tanıyanlar mevcut. Eski kocası John DEREK\’in sonraki zevcesi Bo DEREK (aaah ah ben o ata binmek istiyorum) ile birlikte bir ara bir karpuz festivali sunmaya uÄŸramıştı yurdumuz kıyılarına. Bikinili resimleriyle aklımızda yer eden heykelll gibi bir hatundur kendileri. Zira bu pozlar sayesinde kendisini 007 James Bond filmlerinde gördük (tamam tamam öff konuya geliyorum). Bugün bir sitede gezerken, aÅŸağıdaki resimsi dikkatimi çekti. Zira buna resim deÄŸil kısa metrajlı film denmesi gerekiyor… ArkadaÅŸlar yememiÅŸ içmemiÅŸ bu olay üzerinde uzuuun uzun çalışmış…

\"787.77

Vallahi yukardaki ve aÅŸağıdaki görüntülerden sonra insanın birÅŸey demeye mecali kalmıyor. Keyifle izleyin bakalım… 🙂

\"1073

4 İskender, 2 Diyet Kaşarlı Karadeniz Pidesi

Bugün de yine herzamanki gibi pür dikkat sağa sola bakınıp sunucunun ayarlarını kurcalamakla uğraşıyordum. Malum masa başınca çalışınca pek çevreden şundan bundan haberdar olamıyor insan. Anca gözleri kulakları ve toynakları dışarı çıkarınca bişiylerden haberdar oluyorsunuz.

Geçen gün de telefon çaldı. Yine mi problemli bir YAŞLI delikanlı arıyor diye düşünüp telefonu elime aldım. Telefonu açmamla birlikte adamın teki:

— Döürt dene iskiender istiyorum

diyiverdi. Oturduğum yerde hınk oldum kaldım. Memlekette ne ökküzler varmış da bi meraba demeden (Hadi merabayı geçtim, bi alo der insan di mi) küt diye adam 444 alo dilek hattını aramış gibi dört iskender söyleyebiliyor. Vay anasını diye düşünürken:

— Bi de ben istiyorum, 5 oldu…

diyiverdim. Telefonun diğer ucundaki şivesini tam kapamadığım (anladım aslında anlamasına da yazmak yemedi) adam da:

— Terbiyesiz!

diyerek telefonu suratıma kapadı.

Gülerek bu yazıyı yazmaya koyulduğum sırada ise telefon bir daha çaldı. Gülmekten kendimi alamayarak telefona alo diyebildim. Karşımda çok hoş sesli bir bayan (call center hatunlarından olsa gerek diyorum hala):

— 2 tane diyet karadeniz pidesi istiycem ama lütfen mümkün olduğunca diyet olsun.

dedi. Dakka 2 gol 2 diyeceksiniz ama ı ıh: 1-1 berabere kaldık. Gülme ve garipseme bulutları yerini sinsice bir gülümsemeye bıraktı. Numaramı nereden aldıklarını sorduÄŸumda bana YemekSepeti \’nin reklam flyerlarında numaramın yazdığını söyledi. Bak seeen: yanlış numaradan hatun düşürmenin bu kadarı olabilir! 5 dakika kadar telefonda muhabbet ettikten sonra açlığına yenilen Melis iyi günler ve kolay gelsinler arasında telefonu kapattı.

Hayatta hep birşeyler başarmak için tetikte olmaya gerek yok hakkaten. 4 iskender, 2 de diyet kaşarlı karadeniz pidesi sonucunda herşey halloluyor. Misal telefon numaran bende Melisciğim. Bir akşam buluşalım da şu diyet pidelerin tadına ikimiz beraber bakalım güzelim, seni arayacağım.

Bu kadar yazdıktan sonra da hala düşünüyorum madem pide söylüyorsun, e niye diyet olsun diye kasıyorsun? E hadi kilo almiyim/vereyim istiyorsun, e o zaman niye karadeniz pidesi yiyorsun (salata ye etli falan). Sarışın mısın nesin bilmiyorum ama sesin kadar güzelsen bittik biz… 🙂

Miranda \’dan bloglar

Bugün Miranda-IM denen programın bir pluginini çektim. Şıkır şıkır blogging yapabiliyoruz artık Miranda içerisinden. 🙂 Artık yenilikler anında siteye girmeden online 😛

Alive and kicking..

Mini mini yazılar yazacağız artık

Yeni bir blog sitesi yaptım kendime blogger saÄŸolsun. Zaman buldukça iki üç satır çiziktiririm artık.. 🙂