Monthly Archives: October 2007

Teröre Tepkiler

Pazar gününden beri acılı gözlerle basındaki terör yorumlarını takip ediyorum. Akıl almaz bir propagandaya şahit oluyoruz. Propagandanın anafikri şu:

Selahattin bana yumruk attı, demek ki beni kavgaya çekmek istiyor, onun bu oyununa gelmemeliyim.

ArkadaÅŸlar, konunun bu yönü, bu kadar derin düşünülecek bir yön deÄŸil. Hem Türk halkını hem de bütün dünya halklarını paranoyak hale getirmek ABD\’nin görevi iken bir anda bizim basınımız da köşe yazarlarıyla bu görevi üstlendi.

\”Bizi Kuzey Irak\’a çekmek istiyorlar\” paranoyası tamamen Türkiye\’nin terör sorununun çözümüne dair kıpırdamamasını saÄŸlamak için ortaya atılan bir propagandadır. Sanki Türkiye\’de toplam 50\’000 kiÅŸi yaşıyor, bu 50\’000 kiÅŸi Kuzey Irak\’a gidince ülkede kimse kalmayacak da kapana kısılmış olacağız.

Ben bu köşe yazarlarının salak olmadığından adım gibi eminim. Hükümetin ve iktidar partisinin de salak olmadığından adım gibi eminim. Geriye kalan tek seçenek var. Bu insanlar ne yaptıklarını gayet iyi bilerek yapıyor, ne yazdıklarını gayet iyi bilerek yazıyorlar.

Bugün gündeme gelen RICE\’ın önerisi bile (Kuzey Irak\’a Türkiye yerine Amerika\’nın operasyon yapması) Türkiye\’nin askeri bir güçle bölgeye girmesinin, kontrol sahibi olmasının ne kadar istenmeyen bir olay olduÄŸunu gözler önüne sermiyor mu?

Bu fikir, aynı zamanda TSK\’ya karşı yapılan bir manevi saldırıdır. Amaç büyük ihtimalle Türk halkının aklına \”TSK Kuzey Irak\’a girerse ülkede hiç asker kalmayacak\” fikrini sokmak.

ArkadaÅŸlar bir hususu hatırlatmak istiyorum TSK hakkında. Hava ve Deniz Kuvvetleri\’ni bilemem, onlar hakkında bilgim yok, o nedenle fikir yürütmek de istemiyorum. Ben askerliÄŸimi Kara Kuvvetleri içerisinde yaptım. İster inanın ister inanmayın, dünyada Türk Kara Kuvvetleri\’ni yenebilecek askeri bir güç yok. Ayrıca günümüzde yaÅŸanan her savaşın sonucu dönüp dolaşıp kara savaşıyla alınıyor. Bu nedenle de kimse bana ABD teknolojisinden, silahlarımızı onların verdiÄŸinden falan bahsetmesin. Türkiye 1974\’te BeÅŸ Parmak DaÄŸları\’na iki günde çıkarken ABD bu harekatın altı ay süreceÄŸini öngörüyordu.

Dolayısıyla ÅŸu anda basında sürdürülen propagandanın en önemli amaçlarından biri TSK\’nın caydırıcı gücünü Türk halkına unutturmaktır. Hadi diyelim bu yazarlardan üç beÅŸ tanesi tamamen bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak üzerine kuruyor yazılarını. Bu yazarlar bir iki haftalarını Türkiye\’nin herhangi bir yerinde bir kışlada geçirseler ufukları açılır. Bütün fikirleri deÄŸiÅŸir. Ama tabii TSK nereden geldiÄŸi ve nereye gideceÄŸi belli olmayan, nereden emir aldığı ve nereye istihbarat yetiÅŸtirdiÄŸini bilmediÄŸi (ya da bildiÄŸi) üç beÅŸ yazarı hayatta bir kışladan içeri sokmaz.

ABD\’nin askeri gücüne gelince, ben arada sırada bize televizyonlardan izlettirilen üç beÅŸ kısa videoya bakarak bu adamların nasıl bir teknolojiye sahip olduklarını anlamıyorum. Askeri güçleri hakkında konuÅŸmaktan baÅŸka gösterebildikleri birÅŸey yok. Örnekler ortada. ABD savaÅŸ gücüne dair örnekleri Irak\’ta ve Afganistan\’da görüyoruz. Bunun dışında somut bir örneÄŸimiz yok. Bizim burada son iki haftada verdiÄŸimiz 30 can kaybını ABD kuvvetleri Irak\’ta her gün veriyor.

Geriye kalan tek birÅŸey var. Türkiye\’nin terör tehdidini ortadan kaldırmaya dair bir kararlılığı var mı yok mu? Bunu önümüzdeki günlerde hepberaber göreceÄŸiz.

23 Ekim 2007 21:34, grkn:
Halkımızın bu konuda ciddi manada kararlı olduÄŸu ve bıraksalar tükürerek boÄŸabilcek kadar bir saldırı gücüne sahip olduÄŸu aÅŸikar Osman abi ancak tepedeki abiler Bush amcadan izin almadan teskeriyi çıkarttıkları için ÅŸimdi kıvırmaya çalışıyor yok süreymiÅŸte söyleymiÅŸte.. Kuzey Irak\’a girip orada PKK terör örgütüne zayiat vereceÄŸiz elbet ancak bu kesinlikle ve kesinlikle terörün sonu olmayacak bence çünkü o bölge de kalkınma olmadıkça, eÄŸitim, saÄŸlık ÅŸartları iÄŸleÅŸmedikçe ve bölge halkı bu konularda iyi bir ÅŸekilde bilgilendirilmedikçe o lanetolasıcalar yine o bölgedeki saf, kalbi temiz bir çok insanımızı kandıracak ve kendi amaçları doÄŸrultusunda kullanacak.

Gürkan, söylediklerine katılmamak elde deÄŸil. Devletin bütün kurumlarıyla GüneydoÄŸu\’yu sarıp sarmalaması, kucaklaması gerekiyor. Mesela ciddi sorunlardan biri de feodalite. GünyedoÄŸu\’da terör olmasa bile salt feodalite (aÅŸiretler) yüzünden devlet içinde devlet var. Türkiye gibi bir hukuk devletine bu hiç yakışmıyor. GüneydoÄŸu\’nun birçok ilinde halk bir de bu dertle uÄŸraşıyor. Yani salt ekonomik yatırım deÄŸil aynı zamanda feodaliteye son verecek bir devrim de olmalı. Olmalı ki türkiye daima bir bütün olsun.

24 Ekim 2007 01:34, Blog Kazanı, Sınırötesi hakkında farklı fikirler:
[…] Türk blogları gündemin nabzını tutmaya devam ediyor. Millet olarak hepimizin canını acıtan terör olayları üzerine bir sınır ötesi operasyon bekleniyor, malumunuz. Bu konu hakkında Türk bloglarında farklı sesler yükseliyor. […]

24 Ekim 2007 02:08, Ufuk Eskici:
[…] Yapılan bu propaganda \”aman ABD\’nin sözünden dışarı çıkmayalım\” düşüncesinin bir baÅŸka sürümüdür.

24 Ekim 2007 15:59, Tansu:
Uçanbalık, bizi çekmeye çalışıyorlar öyle mi? Ne zaman peki tam olarak \”lan bu tuzak deÄŸil, gerçekten bu adamlar bizim başımıza bela\” diyeceÄŸiz? 35 sene daha mı öldürürlerse askerlerimizi, yoksa Ankara\’da alenen anamızı \”bellemeye\” baÅŸlarlarsa mı? Siz demokrasinizi güle güle kullanın, biz biraz anti-demokrat olmaya karar verdik bu aralar…

Tansu, bunun iyi ya da kötü yönde veya artı ya da eksi yönde demokrasiyle alakası yok. Yani sana saldıran bir ülkeye karşılık vermek anti-demokratik birşey değil. Konunun ülkemizin yönetim biçimiyle alakası yok.

Demokrasi, \”gelin kafamıza sıçın\” gibi bir yaklaşım içermiyor. Bu baÄŸlamda, Türkiye\’nin kendisine saldıran Irak\’a (Irak\’ın iddia ettiÄŸi gibi bir toprak bütünlüğü kaldıysa: yani demek ki saldırı Kuzey Irak\’tan falan deÄŸil de Irak\’tan geliyor) karşılık vermesi ve kendisini savunması Türkiye\’nin demokratik hakkıdır aynı zamanda.

24 Ekim 2007 17:28, Emin:
İyi girelim Kuzey Irak\’a ama benim bir endiÅŸem var. EndiÅŸem operasyon baÅŸladıktan sonra Kuzey Irak\’ta askerimize ne olacağı deÄŸil, TSK zaten ne yapılması gerekiyorsa yapacaktır; operasyon sırasında Kürt\’lerin ayaklanma çıkartıp çıkartmayacaklarıdır. BahsettiÄŸiniz aÅŸiretler devreye girip de Kürtlere \”bakın Türkler kuzey ırakta kardeÅŸlerinizi öldürüyor, gün bugündür, gün Kürdistan günüdür\” diyerek beyinlerini yıkarlarsa bir iç karışıklık çıkabilir.

Emin: aşiretler ile terör örgütünün arası bunu yapmaya yetecek kadar iyi değil. Aşiretlerin terör örgütünden ödü kopuyor. Halka zarar vereceklerinde, eğer orada terör örgütü varsa, halka zarar veremiyorlar. Terör örgütü halka zarar veriyor onlar yerine.

Kürtlere bu bahsettiğin propaganda zaten her gün yapılıyor ama şimdiye kadar tutmadı. Terör örgütü üyeleri ise salt kürtlerden oluşmuyor zaten. Bir de kendini bilmez Türkler var terör örgütü üyeleri ve militanları arasında.

Yani ortada bir Türk-Kürt Savaşı olmadığı gibi, büyük ihtimalle hiçbir zaman da olmayacak. GüneydoÄŸu kozmopolit yani, her milletten insanın yaÅŸadığı bir yer. Yani bütün Türkiye\’de olduÄŸu gibi.

Savaş, Türkiye ile terör örgütü arasında. Terör örgütünü oluşturanlar ise esasen Talabani, Barzani ve ABD.

Benim görüşüm, Türkler ile Kürtlerin hiçbir alıp veremediÄŸi olmadığı yönünde. Zaten o noktada bir sorun olsaydı heralde kürtlerle en çok ticaret yapanlar MHP\’liler olmazdı.

24 Ekim 2007 17:49, ucanbalik:
MeÅŸru Müdafa hakkımızın olduÄŸunu düşünüyorum. Demokrasi ise bu yönden bir iliÅŸkilendirme yapılmadı zaten. Türkiye\’nin bir sınır ötesi operasyon yapması anti-demokratik elbette deÄŸil.

Ama PKK\’nın saldırıları, Türkiye\’de geliÅŸen demokratik açılımların önünü kesmeye yönelik. Çünkü terörün varoluÅŸ amacı bu. Siz Kürtlere demokratik haklar konusunda açılımlarda bulunursanız, PKK\’nın var olma sebebi ortadan kalkar, çünkü desteÄŸi kendinize çekmiÅŸ olursunuz. Bu da PKK\’nın istemdiÄŸi birÅŸey..

Ayrıca, teskerenin hemen ardından bu büyük çapta saldırıların nedenini görmemek bu kadar zor mu? Açıkca \”gel ve vur\” diyor.. PKK ÅŸunu istiyor:

  • Türkiye\’ye karşı cepheyi geniÅŸletmek,
  • Dünya\’da Türkiye\’yi yalnızlaÅŸtırmak,
  • Çatışmayı bir Kürt-Türk çatışması gibi göstermek ve hatta buna neden olmak.

Herşey yeterince açık değil mi?

Elbette bir müdahale şart, bu saldırılara cevap çok sert bir şekilde verilmelidir. Ama belli noktalara, özel birliklerle yapılmalıdır bu. Yani kapsamlı bir operasyon felaket getirir.

Uçanbalık, PKK Türkiye\’ye karşı cepheyi geniÅŸletmek istiyor olabilir, gel ve vur demek istiyor olabilir. Bu durum Türkiye\’nin bir bataklığa sürükleneceÄŸi anlamına gelmez, sadece PKK\’ ve ona destek olan güçlerin hesap hatası yaptığı anlamına gelir.

Medya bizim aklımızı yönlendirmeye çalışıyor.

Ben de baÅŸka bir soru yönelteyim o zaman. Diyelim ki Türkiye\’yi Kuzey Irak\’a çekmeye çalışıyorlar ve Türkiye Kuzey Irak\’a girdi. Ya Türkiye ben buradan çıkmıyorum derse ne olur? Var mı bunu hesaba katan? Kim çıkaracak? Irak\’ta askerlerinin ölümünü durduramayan, 4 yıldır iki haftada bir Felluce\’yi ele geçirdik diye sevinen ABD mi Türkiye\’yi Kuzey Irak\’tan çıkaracak.

Türkiye \”ben buraya girdim ve kalıyorum\” derse ne halt yiyecekler?

23-10-2007, Osman Seyit BÖRÜTECENE http://osman.borutecene.com/terore-verilen-tepkiler-uzerine/

Sınır Ötesi

Bugün ilaç yazdırmaya gelen emekli bir General\’e sınıfını sordum, piyade imiÅŸ.

  • Ne diyorsunuz, sizce Kuzey Irak\’a girmek terör sorununu çözer mi?
  • Sorunu çözmez ama artık girmek zorundayız; halkta büyük infial oluÅŸtu, her ilçede mahallede sokaklara döküldü, bir ÅŸeyler yapılmasını istiyorlar, ayrıca kürt liderler de Türkiye için hep konuÅŸur hiçbir ÅŸey yapamaz havasına girdiler, hatta geçenlerde öyle bir demeçleri oldu.
  • Peki sizce Amerikalılarla bir çatışma olur mu?
  • Sanmam, Amerika zaten orada bataklığa batmış durumda, bir de bizimle çatışırsa olaya İran girer, Suriye girer, Rusya girer, üçüncü dünya savaşı çıkar. Zaten Putin geçenlerde İran\’da çok sert konuÅŸtu, \’artık ekonomimizi içiÅŸlerimizi düzelttik, saldıracak gücümüz var\’ demeye getirdi.
  • Genelkurmay BaÅŸkanını nasıl buluyorsunuz?
  • Benim alt devrelerimden, iyi çocuktur YaÅŸar, akıllıdır.
  • Selefi ile kıyaslarsak bu dönem hangisinin görevde olması daha iyi olurdu?
  • Hilmi de çok akıllı bilgilidir, ama ÅŸimdiki daha cevval, bu daha iyi.
  • Bölgede görev yaptınız mı?
  • 60\’lı yıllarda uzun süre GüneydoÄŸu\’da çalıştım. O zaman bu kürt meselesinin temelleri atılıyordu, bizim istihbarat birimlerimiz bunu tespit etmiÅŸti, bildirdik ama hiç bir ÅŸey yapılmadı. Özal kalktı üç beÅŸ çapulcu dedi, sonra mesele bu hallere geldi.
  • Sizce bu mesele nasıl çözülebilir?
  • Bu iÅŸ askeri operasyonla Irak\’a girmekle çözülmez, çözülecek olsa ÅŸimdiye kadar çözülürdü, zaten halihazırda benim bildiÄŸim orada bir taburumuz var.
  • Nasıl yani Irak\’ta askerimiz varsa tezkere niye çıkarıldı?
  • Onu bilmiyorum, ama daha önce bu Barzani ile Talabani\’nin arasını yapmak için girdik, ÅŸimdi bunlar birleÅŸti bize dikleniyorlar. Çözüm için önce bölgedeki feodal düzeni kaldırmak gerekir. Bu düzen sürdükçe sorun çözülemez, zira bölgeyi kalkındırmak için yapılan tüm harcama aÄŸaların cebine gidiyor, Çiller zamanında 3 milyon dolar mı ne gönderdiler bölgeye hepsi aÄŸalara gitti. Korucuların bile maaÅŸlarını aÄŸaları alıp onlara gıdım gıdım veriyorlar. Halkın refah düzeyi hiç artmıyor. Sonra biz millet olarak çok iyi niyetliyiz, ama milletlerarası iliÅŸkilerde iyi niyet olmaz. Biz yüzümüze güldüler mi hemen elimizdeki bütün kozları bırakıyoruz, oysa Amerika olsun, İran olsun iyiliÄŸi gıdım gıdım sıkışınca yapıyorlar.

sınır ötesi

Bayrağını Kapan Gelsin

Cumartesi günü Saat 11:00 da Galatasaray Lisesi önünden Taksim Atatürk Anıtına biz UltraAslanlar olarak Teröre Lanet Yürüyüşü yapıyoruz. Galatasaraylı olun yada olmayın, bu yürüşüyümüze katılın. (bkz: harita)

Bayraklarınızı kapın gelin.
Yaşasın Türk Milleti, yaşasın Türkiye Cumhuriyeti.

\"bir

AKP\’nin 681 Oyu Nasıl 1553 Oldu?

Acıma yetime, döner koyar götüne derler.

22 Temmuz seçimlerine gölge düştü. Ama ne yapılabildi? HiçbirÅŸey! Bir kıytırık imza yüzünden… Bazı sandıklarda öyle iddialar var ki: AKP\’nin 681 Oyu Nasıl 1553 Oldu?

GEÇEN cuma günü İşte belgesi diye İzmir 2. bölgeden (Karşıyaka) gelen 6 sandık tutanağında, oy sayılarının AKP lehine değiştirildiğini gündeme getirmiştik.

Şimdi de aynı bölgeden elimize gelen yeni şok belgeleri açıklıyoruz.

Yeni 20 sandık tutanağının tümünde AKP lehinde, CHP ve MHP aleyhinde oylamalar yapılmış. ÖrneÄŸin, ilgili 16 sandıkta AKP\’nin oy toplamı gerçekte 681 iken, Yüksek Seçim Kurulu bilgisayardaki rakam ise 1553 olarak gözüküyor. Yani AKP\’ye 872 oy ilave edilmiÅŸ (iki katından daha fazla).

CHP ile deÄŸiÅŸiklik yapıldığı görülen 11 sandık tutanağında CHP\’nin gerçek oyunun 1818 iken; YSK\’nın bilgisayar sonuçlarında bu rakam 844 olarak gözüküyor. Yani 1818 oydan toplam 974 oy düşürülmüş oluyor.

MHP\’nin ise 11 sandıktaki toplam 362 oyu, 210\’a indirilmiÅŸ; yani 152 oyu çalınmış.

Elimizdeki belgelere dayanarak köşemizde aktardığımız yazıdan sonra CHP ve MHP\’nin hareketlendiÄŸi dikkat çekiyor.

MHP: HIRSIZLAR ADALET ÖNÜNE ÇIKARTILSIN

CHP Genel Merkezi\’nde Algan HACALOÄžLU ve Atilla KART\’ın bir çalışma yaptıkları belirtilirken, MHP İzmir İl BaÅŸkanı Musavat DERVİŞOÄžLU da dün eldeki belgeleri bir basın toplantısıyla gündeme aktardı. DerviÅŸoÄŸlu, İzmir\’deki 41 sandıkta AKP\’ye 1397 oyun fazla yazıldığını, MHP\’nin 290, CHP\’nin ise 847 oyunun eksiltildiÄŸini açıkladı. Torbalı, ÇiÄŸli, Konak, Balçova, Güzelbahçe, Bornova ve Buca ilçelerinde belgeleri elde bulunan tutanaklara göre CHP ve MHP\’ye dönük oy indirimleri yapılarak, AKP\’ye fazla oy yazıldığını, ayrıca dört mükerrer tutanak tespit ettiklerini bildiren DERVİŞOÄžLU, \”Oy hırsızlığını kim yapıyorsa, arkasında kim varsa taşıdığı sıfat ne olursa olsun adalet önüne çıkartılmalıdır\” diyor.

İşte 2. belge:

2044 No\’lu sandık: AKP 19\’dan 55\’e çıkarılmış.
2110 No\’lu sandık; AKP 34\’ten 57\’ye çıkarılmış, CHP 141\’den 123\’e düşürülmüş.
2199 No\’lu sandık: AKP 72\’den 127\’ye çıkarılmış, CHP 125\’ten 10\’a düşürülmüş.
2233 No\’lu sandık: AKP 17\’den 101\’e çıkarılmış, CHP 185\’den 77\’ye düşürülmüş.
2282 No\’lu sandık: AKP 17\’den 118\’e çıkarılmış, CHP 185\’ten 90\’a; MHP 32\’den 21\’e düşürülmüş.
2290 No\’lu sandık: AKP 59\’dan 69\’a çıkarılmış; CHP 143\’ten 111\’e; MHP 34\’den 30\’a düşürülmüş.
2293 No\’lu sandık: AKP 17\’den 90\’a çıkarılmış, CHP 183\’ten 108\’e düşürülmüş.
2297 No\’lu sandık: AKP 50\’den 78\’e çıkarılmış; CHP 148\’den 101\’e düşürülmüş.
2345 No\’lu sandık: MHP 42\’den 4\’e düşürülmüş.
2353 No\’lu sandık: AKP 27\’den 145\’e çıkarılmış, CHP 164\’ten 42\’ye; MHP 22\’den 16\’ya düşürülmüş.
2359 No\’lu sandık: AKP 68\’den 105\’e çıkarılmış.
2362 No\’lu sandık: AKP 28\’den 56\’ya çıkarılmış; CHP 192\’den 39\’a; MHP 27\’den 22\’ye düşürülmüş.
2365 No\’lu sandık: AKP 38\’den 64\’e çıkarılmış, CHP 175\’ten 94\’e; MHP 25\’ten 13\’e düşürülmüş.
2373 No\’lu sandık; MHP 46\’dan 10\’a düşürülmüş.
2396 No\’lu sandık: AKP 23\’ten 134\’e çıkartılmış, CHP 167\’den 56\’ya düşürülmüş.
3086 No\’lu sandık; AKP 117\’den 126\’ya çıkarılmış, MHP 28\’den 25\’e düşürülmüş.
3109 No\’lu sandık: AKP 135\’ten 150\’ye çıkarılmış, MHP 38\’den 30\’a düşürülmüş.
3182 No\’lu sandık: AKP 92\’den 162\’ye çıkarılmış, MHP 33\’ten 23\’e düşürülmüş.
3195 No\’lu sandık: AKP 66\’dan 68\’e çıkarılmış, CHP 110\’dan 108\’e düşürülmüş.
3269 No\’lu sandık: AKP 102\’den 150\’ye çıkartılmış, MHP 35\’ten 17\’ye düşürülmüş.

CHP\’nin oyları İP\’ye aktarıldı

İSTANBUL 1. bölgeden (Kadıköy) CHP 9. sıra adayı olan Prof. Mustafa ZENGİN galiba 300-350 oyla kazanamadım diyor. Geçen cuma günkü oy kaymalarına iliÅŸkin belgelere dayalı yazımızdan sonra Kadıköy 1. çevredeki belgeleri incelemiÅŸ… Åžunları söylüyor: \”3325 sayılı sandık tutanağında CHP\’ye verildiÄŸi görülen 94 oyun, birleÅŸtirme tutanağında 53\’e indirildiÄŸini ve indirilen oy sayısının, sandık tutanağında 71 olan AKP hanesine kaydırılarak 117 olarak yazıldığı; 3329 sayılı sandık tutanağında ise CHP\’ye verilen 90 oyun tamamı birleÅŸtirme tutanağında İP\’ye yazılarak, CHP\’ye sıfır yazıldığı; 3338 sayılı sandıkta da aynı iÅŸlemin yapılarak 29 olan oyumuzun sıfırlanarak İP\’ye 29 olarak kaydedildiÄŸini; 4215 sayılı sandıkta 157 olan oyumuzun da İP sütununa 157 olarak kaydettiklerini… Bunları gören biri olarak, bırakınız insan olmayı bir seçmen olarak ne düşünmeliyim? Ülkemizin bu en korunaklı (en azından seçim açısından) yöresinde bu tür hileleri yapanların, özellikle altında bir \’hakim\’ imzalı bu tutanakların hiçbir anlam ifade etmediÄŸini, ülkemizin baÅŸka korunaklı(!) yörelerinde neler yapabildiÄŸini düşünmek korkunç, üzücü ve düşündürücü deÄŸil midir? Ama bizleri yaralayan partimizin bu konudaki duyarsız, umursamaz tavrıdır. Galiba onlar durumlarından memnundur veya umarsızlardır. İkisi de acıdır ve düşündürücüdür.

Prof. Dr. Mustafa ZENGİN\”

23/08/2007 Yalçın BAYER ybayer@hurriyet.com.tr

3-5 F-16; 30-40 sorti

Dün, Türkiye\’nin önde gelen bütün televizyon kanallarından aradılar.

Arayanların hepsi, ciddi, sorumlu yayıncılık anlayışına sahip, güvendiğim insanlardı.

Hepsi de canlı yayına çıkıp görüşlerimi anlatmamı istediler.

Buradan hepsine teşekkür ediyorum.

Bir de özür diliyorum.

Çünkü, sıcağı sıcağına kameraların karşısına geçip, o an ne düşündüğümü anlatabilecek durumda değildim.

O an içimde akıl değil, his ve öfke fırtınaları esiyordu.

Gözümün önünde, gencecik kahraman çocuklardan ve onlara yapılan kalleşlikten başka hiçbir fotoğraf yoktu.

İçimdeki ses, \”Ne duruyorsun yürü\” cümlesinde tıkanıp kalan bir haykırıştan ibaretti.

*

Çıkıp bunu haykırmak da içimden gelmedi.

Çünkü o kalleş, genç askerimizi pusuya düşürmüş.

Arkasından da hepimizi pusuya düşürmesin diye düşündüm.

O mevzie nasıl daha akıllı girerim, nasıl o pusuyu, o alçağın tepesine geçiririm, ona baktım.

Aklımdaki soruları alt alta yazdım.

En başına da şu soruyu koydum.

Geldiğimiz bu noktada muhatabımız kimdir?

Aşağılık cani sürüsü olmadığına göre, kimdir yakasına yapışacağımız asıl sorumlu?

Ve cevabını buldum.

Onu koruyan, ona yataklık eden, ona kol kanat gerenler.

*

Yani artık bizim muhatabımız Barzani\’dir.

Ona son, ama son defa şu mesajı, anlayacağı en direkt dille söylemeliyiz.

\”Önünde iki yol var. Ya komÅŸumuz olacaksın, ya hedefimiz.\”

Evet, Türkiye Cumhuriyeti Devleti\’nin ve Silahlı Kuvvetleri\’nin, Iraklı Kürtlere son sözü bu olmalıdır:

\”Ya muhatabım, sınır komÅŸum kalacaksın, ya da düşmanım olacaksın.\”

Karar onların.

EÄŸer Amerika BirleÅŸik Devletleri\’ne güvenip, düşmanımız olma yolunu seçerlerse kendileri bilir.

Bundan böyle, namlularımız, Barzani\’ye çevrilmiÅŸtir.

Hedefimiz, Barzani\’nin, askeri ve ekonomik hedefleridir.

Amacımız, oradaki \”Kürt rüyasını\”, \”Türk kabusuna\” çevirmektir.

Barzani, eÄŸer PKK üzerinden bir \”Kürt megalo idea\”sını gerçekleÅŸtirmeyi hayal ediyorsa, biz de onun karşısına bir yeni \”misak-ı milli\” haritası çıkarmalıyız.

Veya…

En azından, o megalo ideanın fiyatının, onların ödeyemeyeceği kadar ağır olduğunu kafalarına çakmalıyız.

Demeliyiz ki;

Üç beÅŸ F-16, otuz kırk sorti; neticesi yirmi yıl geriye gitmiÅŸ bir Kuzey Irak\’tır.

Karşımıza Amerikan F-16\’ları mı çıkacaktır?

Çıkarsa, onlar bilir.

Bir İran, artı bir Suriye…

Üzerine bir Rusya ekleyin.

Ta Afganistan\’a kadar uzanan bir coÄŸrafya çıkar karşınıza.

Buna, ÅŸimdi senden nefret eden eski arka bahçen Latin Amerika\’yı ekle.

Kala kala, her olayda nötr kalan bir Avrupa…

Bunu sadece biz değil, 14 bin kilometre ötedeki Amerika da düşünmelidir.

Hesap oradaysa, terazi burada.

Bir tarafta üç buçuk Kuzey Irak.

Bu tarafta Türkiye.

Ağırlığını terazinin o tarafına deÄŸil de bu tarafına koyduÄŸu takdirde, bölgedeki bütün dengeleri altüst edecek bir \”eski dost\”.

*

Türkiye artık, tarihi kararını ve küresel tercihini yapacak noktaya gelmiştir.

Bizi bu noktaya getiren, Kuzey Irak şımarıklığının tek nedeni, süper devletin süper sersemliğidir.

Üç saatlik his ve öfke meditasyonumun beni getirdiği yer işte burasıdır.

22 Ekim 2007 Ertuğrul ÖZKÖK

Wanted

A tall well-built woman with good reputation, who can cook frog legs, who appreciates a good fucschia garden, classical music and talking without getting too serious.


Wanted: A tall well-built woman with good
reputation, who can cook frog
legs, who appreciates a good fuc-
schia garden, classical music and tal-
king without getting too serious.
But please only read lines 1, 3 and 5.

A tall well-built woman with good legs, who appreciates a good fucking without getting too serious.

Emin ÇÖLAŞAN Konuştu

\"Emin…….Bir ÅŸeyler deÄŸiÅŸmiÅŸti, yavaÅŸ yavaÅŸ telkinler gelmeye baÅŸladı; \”yazma-eleÅŸtirme; fazla eleÅŸtiriyorsun\”. Ve bunlar giderek arttı. Boyunu giderek attırdı. Ciddi bir baskıya dönüştü. Ve tekrar söylüyorum baskı gören tek insan ben deÄŸildim. Özellikle çeÅŸitli gazetelerdeki muhabir arkadaÅŸlarımız baskının daha büyüğünü gördüler. Bir kısmı sessiz sedasız atıldılar. Muhabir arkadaşımız haberini yazıyordu eÄŸer ucu hükümete dokunuyorsa o haberlerin yüzde 95 \’i gazetelere girmiyordu. Dahası var örneÄŸin RTE\’nin hoÅŸuna gitmeyen soru soran arkadaşımız mutlaka ÅŸikayet ediliyordu. Dikkat etsin herkes, artık gazeteciler bunlara rahat soru sormuyorlar. Åžikayet mekanizması var onların…

Mustafa BALBAY: Sizin yazılara ne oldu…

Emin ÇÖLAÅžAN: Åžimdi Mustafa benim yazılara da aynı ÅŸekilde ÅŸikayet mekanizması baÅŸladı. Ve Mustafa medyaya baktığın zaman medyanın Türkiye deki bugünkü durumundan kaynaklanıyor hadise…. Medya artık gazetecilik yapmıyor, medya patronları gazete veya televizyon patronları deÄŸil. Bunların hepsinin bankaları var, büyük holdingleri var, petrol ÅŸirketleri var, büyük ihalelere giriyor bunlar. Enerjiler var, özelleÅŸtirme ihaleleri var, arazi alımları var -arazi derken çok deÄŸerli araziler- Onların üzerine gökdelen dikme projeleri. dolayısıyla bunlar her ÅŸeyleriyle AKP \’ye göbekten baÄŸlandılar. AKP \’de bunları kuÅŸattı, kımıldayamayacak hale getirdi… Ben bu sıkıntıları 4,5 5 yıla yakın süre Hürriyette yaÅŸadım ama bu sıkıntıları yaÅŸayan tek ben deÄŸildim. Ben marka isim olduÄŸum için bunlar gündeme geliyordu. Ama bugün bize inanmayanlar muhabir arkadaÅŸlarımıza sorsunlar onlara dolaylı baskılar yapıldı. Muhabirlere yapılan baskı korkunçtu, bana bire bir yapıldı…

Mustafa BALBAY: Åžimdi size bire bir yapıldı. Åžu anda Türkiye\’nin en çok okunan yazarı Hükümet baskısı yoluyla iÅŸinden oluyor. Åžimdi demokrasi, fikir hakları ÅŸampiyonları hiç oralardan size bir ÅŸey diyen oldu mu?

Emin ÇÖLAŞAN: Çok ender oldu. Yani bana karşı olan kesimleri kastediyorsan eğer. 2. Cumhuriyetçiler, AB şampiyonları, dinci kesim. Bunlardan fazla bir ses çıkmadı. Fikir ifade özgürlüğü laflarını hiç kullanmadılar ama bunlar benim aleyhime de bir şey yazmadılar. Dolayısıyla onların bu tür yayın yapamamaları ile benim hiç bir lekem olmadığı tescillendi.

Åžimdi gelelim AB ÅŸampiyonlarına. Patronlara soruyorum ben bunu. Cumhuriyet Gazetesi ile Anadolu ajansı dışında basında sendika var mı? Peki sen bunu AB\’ye nasıl anlatıyorsun arkadaÅŸ, AB\’nin temel ilkelerinden sendikayı sıfırlıyor ama sırtını AB\’ye dayıyorsun. Bunu yapan patronlar AB çığırtkanlığı yapan patronlardır.

Mustafa BALBAY: Peki Emin Ağabey bir dönem zorunlu da denebilecek izne çıktınız. Ne tür yazılar yazmaya zorlandınız?

Emin ÇÖLAŞAN: Yani şu tür yazı yaz diye bir olay olmadı. Şu tür yazıları yazma oldu. Bir de niye bunları yazmıyorsun. Yazmadığım konulardan da ben suçlandım. Mesela Uzan ailesini niye yazmıyorsun arkadaş dediler. Gazete yönetiminden imzalı mektup geldi, kitaba saklıyorum. Sana yakışıyor mu Uzan ailesini yazmamak. Halbuki ben Uzan ailesini çok yazdım. Mahkemeye vermişti Uzanlar. 4 yıl hapse mahkum edildim. Bir gazeteciye daha verilmedi öyle ceza. Daha sonra Şevket Kazan o cezayı veren yargıcı adalet bakanlığında danışman yaptı Refahyol döneminde.

Önemli olan bir gazeteciye baskı yapılmasıdır. Yaz, yazma, şunu neden yazmadın, bunları yazma, hükümetin üzerine gitme, eleştirme. Şurada bir şey daha söyleyeyim. Bu kitabı nasıl yazmaya karar verdim ben. AKP döneminde şeye uyandım. Bu baskı devam edecek dedim, tamam mı. İlk günden itibaren bunları belgelemeye başladım ben. Tek tek. Her şey elimde benim. Kitapta birebir yaşadıklarım olacak.

Bana koyan ne biliyor musun? Medyanın bu duruma düşürülmüş olması. Şimdi bak bugün medyaya bir bakalım. Şimdi Doğan medya grubu var: Hürriyet, Milliyet, radikal, fanatik, referans, posta, vatan. Doğan grubu gazeteleri bunlar.
Televizyonları Kanal D, CNN Türk, Star ve D grubu yayınları….
DoÄŸan medya grubunun yayın organlarına baktık sırayla. DoÄŸan Medya Grubu aynı zamanda PoaÅŸ, Hilton oteli-İstanbul ve onun çok büyük arazisi, özelleÅŸtirme ihaleleri, 2005 yılına kadar Dışbank bankacılık olayı…

Sabah ve ATV; Hükümetin gazetesi Sabah. ATV hükümetin televizyonu. O arkadaÅŸlar da hepsi devlet memuru…

Sabah satılacak 6 Kasım\’da kime satacaklar? Hükümete yakın bir gruba satacaklar.

Geriye Akşam grubu kalıyor: Tercüman, Akşam, Show, Skytürk, Digitürk. Mehmet Emin Karamehmet o da iş adamı..

Geriye ne kalıyor din taciri basın. Kim bunlar Türkiye ve TGRT Haber, Zaman, Yeni Şafak, Vakit, Bugün, Star aklımıza gelenler bunlar. Önümde notlar falan yok.

Medyanın geldiği duruma bakalım ya. Bir ülkede medya bu kadar bastırılırsa, bu kadar taraf tutar duruma getirilmişse halkın iradesi kalır mı geriye?

Bunlardan korkamayan kaç tane yayın organı var gazetelerden; Cumhuriyet, YeniçaÄŸ, Tercüman Karamehmet\’e baÄŸlı olmasına raÄŸmen muhalefet yayını yapıyor. BaÅŸka 3… O kadar…

Televizyon olarak Kanaltürk. Tuncay Özkan \’ın kanalı, neler yaptıklarını biliyoruz Tuncay Özkan\’a baskı olarak. ART burası özgürce yayın yaptığımız yer. Kanal B BaÅŸkent Üniversitesinin kanalı bir ölçüde muhalif. Ulusal TV İşçi partisinin kanalı… YeniçaÄŸ TV varmış bilmiyorum herhalde muhalif yayın yapıyor. 70-80 belki 100lerce kanalın yanında sadece 4 kanal…

Mustafa BALBAY: Ben medya için kitle İMAL Silahı diyorum.. Burada duruşu önemli olan Doğan Grubuydu. Medyada sen en çok okunan yazarını arenaya atıyorsun. Ve hiçbir gerekçe yok.

Emin ÇÖLAÅžAN: Ya bir üç kağıtçılık yapmış olursun, bir ahlaksızlığın çıkar ortaya, para karşılığı yazı yazmış olursun, yasadışı bir iÅŸe bulaÅŸmış olursun… O zaman ben senin karşında olamazdım. Başım eÄŸik evde oturuyor olurdum. Allaha şükür alnımız açık. Åžu basın piyasasında örneÄŸin dolandırıcılıktan hüküm giymiÅŸ insanlar en makbul insanlar. Devleti dolandırmış adamlar makbul adamlar DoÄŸan grubunda. Basın kartı alması yasaklanan ahlaki nedenlerle bunlar önemli adamlar… İş takipçiliÄŸi yaptığı kesinleÅŸmiÅŸ adamlar köşe yazarı. Niye? Onar bu devre uyan adamlar. 1 Milyon dolar rüşvet aldığını benim belgelediÄŸim adamlar bugün köşe yazarı. Bunlar dokunuyor, ülkem adına üzülüyorum. Allaha şükür benim buram (alnını göstererek) açık…

Ve arkadaÅŸ, Mustafa biz tam göbeÄŸinde yaÅŸadık bunları. Türkiye\’nin ve basının tarihinin göbeÄŸinde yaşıyoruz. Önemli olan bunları herkesin bilmesi. Ya Türkiye\’de bir basın medya var. Milyonlarca insan bu medyayı izliyor ister istemez, beÄŸenerek veya beÄŸenmeyerek. Ve nasıl çalışıyor bu medya biz neler yaşıyoruz. Kan kustuk kızılcık ÅŸerbeti içtik dedik. Bunları dışarı yansıtmayalım ama bir gün yansıyacağını biliyordum ve ona göre hazırlıklı gidiyordum her ÅŸeye…

Mustafa BALBAY: Baskı gördüğünüz, zorunlu izne çıktığınız o dönemde çok gergindiniz. 1 saatte 8-10 sigara içtiÄŸinizi biliyorum. Ama o kaleyi terketmemeliydiniz, bunu konuÅŸtuk sohbetlerde… Bir de ÅŸunu da Emin AÄŸabey Hükümet bir bütün ama sanıyorum kimi bakanlar ayrıca hassasiyet konusuydu.

Emin ÇÖLAÅžAN: Maliye Bakanı Kemal Unakıtan\’ı gel de yaz bakayım.

Mustafa BALBAY: 1 Numara o mudur?

Emin ÇÖLAÅžAN: 1 BaÅŸbakan 2 Maliye bakanı… Demin söylediÄŸinden girelim lafa. Benim yazılarım makaslanırken, sansüre uÄŸratılırken benim aklımda hep bırakmak gitmek vardı ama, insanların haklı uyarısı vardı, sen burayı bırakıp gidemezsin onlar seni kovuncaya kadar kalmakla yükümlüsün, senin bir iÅŸlevin var ben bunları binlerce insandan duydum. Herkes aynı ÅŸeyi söyledi, arkadaÅŸ kafana balyozu yiyeceksin yine de yazacaksın dediler. Olay oydu Mustafa.

DediÄŸim gibi 2. ÅŸeyine geleyim. BaÅŸbakan ve Maliye Bakanıydı dokunulmazlığı olanlar. Çünkü onlar yakalamıştı ÅŸeylerden….(Hilton Oteli ve diÄŸer Aydın DoÄŸan ÅŸirketleri).

Burada ilk kez deÄŸiniyorum ART ekranında bu olaya. Bugüne kadar da hiç konuÅŸmadım, hep sustum. Bütün medya da benim peÅŸimdeydi. Kimseyle konuÅŸmadım…

Ve tabi beni inciten bir olay daha var ben bu gazeteye 22 yıl hizmet verdim. Yönetim katından bana bir teÅŸekkür gelmedi. ArkadaÅŸ saÄŸ ol, bu iÅŸ böyle oldu ama çok teÅŸekkür ederiz, saÄŸ ol demediler. Gelen tebligatta sadece insan kaynakları ile muhasebe müdürünün teÅŸekkürü vardı yazılı olarak…. Benim de belki teÅŸekkür edeceÄŸim bazı ÅŸeyler vardır, karşılıklı hakkını helal et diyemedik…

Mustafa BALBAY: 22 Temmuz böyle sonuçlanmasa bu olur muydu?

Emin ÇÖLAÅžAN: Asla, kesinlikle. Åžu geçtiÄŸimiz seçimde örnek olarak bir CHP-MHP koalisyonu çıkmıştı; ya da AKP-MHP, AKP-CHP çıksa yine olmazdı. Bunlar 2. kez tek parti olarak geldikleri zaman olay bitti. Daha beklentileri var…

Diyelim ki seçimden bu yana 2 ay geçti. Muhalefetten de ben ÅŸu ana kadar fazla bir ÅŸey duymuÅŸ deÄŸilim. Benim olayımda beni bazı CHP milletvekili olan arkadaÅŸlarım dostlarım dışında bir tek Deniz Baykal aradı; MHP kesiminden hiçbir ses gelmedi; Tansu Çiller aradı… Åžu anda aklıma gelen bir ÅŸey yok…

Mustafa BALBAY: MHP belki AKP \’yi üzmemek için aramamıştır. Muhalefeti söğüt bölgesinde yapacak herhalde…

Emin ÇÖLAŞAN: Bunlar o muhalefet görevlerini yerine getiremedikleri gibi sanki işbirliği havasına girdiler. Belleklerde o izlenim yerleşiyor.

Mustafa BALBAY: MHP Kasımda seçime gidelim dedi Tayyip ErdoÄŸan\’ı baÅŸbakan yaptı, ÅŸimdi de Gül \’ü CumhurbaÅŸkanı yaptı.

Emin ÇÖLAÅžAN: Tuhaf çok tuhaf bir olay. Devlet Bahçeli bizim sorunumuz deÄŸil istediklerini seçerler dedi. Kanarya sevenler derneÄŸine baÅŸkan seçiliyormuÅŸ gibi. MHP bayrakları suya indirdiÄŸi gibi Abdullah Gül \’ü ÅŸakır ÅŸakır Çankaya \’ya çıkardılar. Bunu MHP\’ye borçlular.

Mustafa BALBAY: Siyasi kimliÄŸi çok öne çıkmış, TC ile davalık olmuÅŸ birisi Gül…

Emin ÇÖLAŞAN: Milletvekili kimliği ile yani milletvekili iken kendisi, karısı dava ediyor. Kendisinden izinsiz olması mümkün değil. Abdullah Gül Türk Devletini mahkemeye vermiş birisidir.

Mustafa BALBAY: Anayasa? Mir Dengi Fırat Anayasa komisyonuna baÅŸkanlık ediyor. AKP ÅŸu anda bir AKP anayasası hazırlıyor. Muhalefetten ses yok…

Emin ÇÖLAÅžAN: Ya Mustafa, Anayasa dediÄŸimiz olay 72 milyon insanın her birini ilgilendiren bir olaydır. Sen diyorsun ki arkadaÅŸ ben G oyla geldim yeni bir anayasa yapacağım. Ama sen bu hakka sahip deÄŸilsin. Sapanca Gölünde adamları kampa giriyor, iktidar partisi kendi çıkarları doÄŸrultusunda anaysa hazırlıyor. Kamuoyunda tartışılmalı…

Mustafa BALBAY: TC devleti gelen her hükümetle birlikte kabuk ve anayasa deÄŸiÅŸtiren bir devlet midir? Merkel geldi, Scröder gibi devam ediyor keza İngiltere\’de öyle bir devamlılık var…

Emin ÇÖLAÅžAN: Yahu hangi uygar ülkede böyle bir ÅŸey olabilir. İş rejim deÄŸiÅŸikliÄŸine geliyor. Daha vahimini söyleyeyim; yargıyı falanda kendi ellerine geçiriyorlar. Anayasa mahkemesi üyelerini TBMM seçecek yani AKP kendine yakın adamları anayasa mahkemesine seçecek… Bir de yargı hem bağımsız hem de tarafsız olacakmış diyorlar. AKP tarafından seçilen isimlerin tarafsız olması mümkün mü?

Sayıştay\’a üye seçimini yapamadılar. 2 yıl geçti.. Gelen isimleri beÄŸenmediler. Yargıya sen meclisi nasıl karıştırırsın kardeÅŸim. Yargıya üye seçimini meclis yapar mı?!!!

Mustafa BALBAY: CumhurbaÅŸkanı AKP \’li, kendince tarafsız durmak durumunda. Yetkilerini alacaklar ki tarafsızlığı bozulmasın…

Emin ÇÖLAÅžAN: Åžimdi bunlar yüzde 47 oyun baskısıyla her ÅŸeyi yapacaklarını sanıyorlar. O oyun bunlara ait oranı çok daha azdır. İstikrar temasını iÅŸlediler. ArkadaÅŸ adam diyor ki benim bankaya konut, araba kredisi borcum var. Zaten ÅŸimdiden mahvolmuÅŸ, bir de istikrar bozulursa ben bittim diyor git oyunu ailece AKP \’ye ver…. Yardım paketleri, kömür yardımları yeÅŸil kart….

Mustafa BALBAY: Cumhuriyet dışında Medya vermedi, Türkiye\’de 14 milyon yeÅŸil kartlı var. Bunlardan 5 milyonunu iptal ettiler. Åžimdi yurttaÅŸlar peynir ekmek gibi seçimden önce dağıttılar. Herkese dağıttılar ÅŸimdi 5 milyonunu iptal ettiler son 10 günde… İnsanlar hastahaneye gittiklerinde öğreniyorlar iptali…

Emin ÇÖLAÅžAN: Bir kaç milyon oyu bu ÅŸekilde cukladılar. 47\’nin içinde bunlar var. AB bunları görmüyor mu bu kadar yalakalık yapıyorlar AB\’ye… SendikasızlaÅŸtırma olaylarına bunlara tavır koymalı ama kendi amaçları uÄŸruna ses çıkarmıyorlar bu rezilliÄŸe…

Mustafa BALBAY: TT 2006 yılı karı 2,7 milyar dolar.. Şimdi TT çalışanları ile toplu sözleşme yapılacak, Lübnanlı arap şirketi yüzde 13 maaş düşüşü öneriyor Öger!!!

Emin ÇÖLAŞAN: Şimdi bak arkadaş ben gündemin içinde değilim. Ben bunu duymadım, bu doğrumu, vay anasını ya!!!!

Mustafa BALBAY: MaaÅŸlara %4 zam yaptım diyor ama 112 gün ikramiyeyi 30\’a indirdim diyor. %4 zam çıkınca yıllığa vurunca yüzde 13\’lük düşüşe geliyor.

Emin ÇÖLAÅžAN: Bu korkunç bir olay ya…

Mustafa BALBAY: Yıllık karı 2,6 milyar dolar. Ankara \’\’dan San Fransisco \’yu aramak düşürüldü, Kızılay yeni mahalleyi aramak zamlandı.

Emin ÇÖLAŞAN: Kelepir düşürüldü. Sorun ne Mustafa biliyor musun? İşsizlik korkunç boyutta. TT tepki veren çalışanlarına arkadaş işine geliyorsa diyecek, bak kapıda çalışmaya hazır binlerce insan var.

Mustafa BALBAY: Sendikaya üye olmayanlara ayrıca zam yapmışlar.

Emin ÇÖLAÅžAN: Korkunç. Ve aynı olayı biz medyada yaÅŸamıyor muyuz? Bir sürü genç gazeteci, parasız çalıştırılmıyor mu? Ya da ses vermeye yeltenen muhabir gazeteci arkadaÅŸlara çek git denmiyor mu? İşte hadise bu tam bir sömürü çarkı… Anayasa deÄŸiÅŸecek falan onlar da iÅŸin cilası….

Türkiyede yaÅŸanan en büyük peÅŸkeÅŸleri yaÅŸadık. Hiç yabancıya satış yapılmıyor, yabancıya derken kendilerinden olmayana biz yabancıyız, kendilerinden olmayana satış yapılmıyor. Her ÅŸey ona göre ayarlanıyor. Büyük ihalelere kendi adamları sokuluyor. 6-7 Kasım günü kimlerin gireceÄŸini görelim ATV sabah ihalesine…

Mustafa BALBAY: Bir kaç yıl sonra Türk Telekom \’da hiç sendikalı işçi kalmayacak.

Emin ÇÖLAÅžAN: 2,7 milyar dolar bir yıllık karı. Demek 2 yıllık karına sattılar. Bu korkunç bir ÅŸeydir, dünyanın neresinde olabilir böyle bir peÅŸkeÅŸ. Neden onu yıllar boyu kullanıp da her sene bütçene katkı yapmadın. Bunların hepsinin hesabının sorulması gerekir…

Mustafa BALBAY: Çok kısa ÅŸeye deÄŸinelim. 11 Eylül günü bir terör tehlikesi yaÅŸadı Ankara. Sanırım bir gözdağıydı Türkiye \’ye. DoÄŸrusu ürkütücü bir durum… Bir de halk oylaması süreci devam ediyor. 11. CumhurbaÅŸkanı görevde ve nasıl seçilmesi gerektiÄŸini oyluyorlar…

Emin ÇÖLAŞAN: Bu komedidir. Peki ne olacak evet çıkarsa Abdullah Gül yeniden seçime mi girecek? Hayır derse halk peki zaten seçildi deyip orda mı kalacak? Olmaz böyle komedi. Böyle ciddiyetsiz bir olayda o sandığa ben gitmem. Bu bir komedidir.

Mustafa BALBAY: Kaç hukukçuyla görüşülse o kadar görüş oluyor.

Emin ÇÖLAÅžAN: Komedi be Mustafa…

Mustafa BALBAY: Bundan sonra ne yapacaksınız diye soruyorlar?

Emin ÇÖLAÅžAN: Valla ben de bilmiyorum Mustafa… Ben ÅŸu anda gerçekten bilmiyorum, bir kitap olayına odaklandım. Sanıyorum Ekim ortalarında çıkacaktır kitap. Onun ötesinde sonra ayrıntılı bir düşünme sürecine girmem gerekiyor.
Ben tatil yapmadım tam tatile giderken bu olay girdi. Bir de kafamı dinleyeyim…

Mustafa BALBAY: Her pazar saat 11\’de biz ART \’de gerçekleri söylemeye devam edeceÄŸiz… Benim bir düşüncem daha var… O yazılar diye ayrı bir kitap haline getirmek?

Emin ÇÖLAŞAN: Düşünmedim, yapılabilir. Tayyip yazıları gibi bir şey olabilir, ilerde düşünülecek bir olaydır.

Mustafa BALBAY: Sizi Cumhuriyette görmek isteyenler var.

Emin ÇÖLAŞAN: Cumhuriyet sağ olsun ısrarla beni istiyor.

Mustafa BALBAY: Önümüzdeki programlarda da biz medyaya değineceğiz.

Emin ÇÖLAÅžAN: Artık ona biraz daha sık deÄŸinmekte fayda var…\”

http://www.kackisiyiz.com/

Hıyarlara Mesaj!

Onlar kendilerini bilirler…

HALA ANLAMAYANLARA TEKRAR EDELİM!

Tayyip diyor ki; ey benim okuyup araştırmayan halkım:

  1. Şehidinize hakaret ettim, anlamadınız;
  2. Ermeni yahudi demeden ülke varlıklarını sattıp, egemenliğimizi devrettim, anlamadınız;
  3. Kendi ülkemi bölen projenin Eş Başkanı'yım dedim, anlamadınız;
  4. Erbakan bile \”AKP'yi siyonistler kurdurdu' dedi, ki doÄŸru, anlamadınız;
  5. Türkiye'yi katmerli bir borcun altına soktum, toprakları sattım, anlamadınız;
  6. Barzani ve Talabani ile kolkola girip kendi askerimizi dışladım, anlamadınız;
  7. Din, müslümanlık ve islam dedik, 4 yıl boyunca rekor sayıda kilise açtırdım, bu nasıl müslümaklık demediniz ve yine anlamadınız;
  8. Oğluma açık açık gemi aldım, alenen 4 senede onu da trilyoner yaptım, anlamadınız;
  9. Maliye bakanıyla elele verip yedi sülalemize yetecek paraları götürdük, anlamadınız;
  10. Teroristbaşına sayın dedim, anlamadınız;
  11. Ülkeyi en yüksek faizle borçlandırdım, anlamadınız;
  12. 2002'deki seçim öncesi dokunulmazlıkları kaldıracam diye yalan söyleyip sonra bi daha lafını bile etmedim, anlamadınız;
  13. Derdini söyleyen vatandaşa siktir çektim, anlamadınız;
  14. Üstüne üstlük bütün bunları tembel muhalefet de size iyi anlatmayınca, sandıktan hooop ben çıktım. Åžimdi bir 5 yıl daha sizleri ben sevmeyim de kimler sevsin…

Bu 5 yılda da yapacagımı yaparım, ondan sonra ister seeeç ister seçme. Nasıl olsa kalkıp yüzünüze sövsem yine %30 alırım.

Canım hıyarlarım benim.

Email ile geldi, ileteyim dedim…

Tanrının Türklere Verdiği Erdemler

Tanrı dünyayı yarattığı zaman gelecekteki ulusların temsilcilerini yanına çağırmış her birine ikişer erdem vermiş:İsviçrelilere:
Düzenlilik ve yasalara saygı;

İngilizlere:
Soğukkanlılık ve asalet;

Japonlara:
Çalışkanlık ve sabır;

İtalyanlara:
NeÅŸe ve romantizm;

Fransızlara:
Şarap ve güzel yemekler;

Türklere:
Zeka, dürüstlük ve Tayyip sevgisi…

Meleklerden biri bu dağıtımdan sonra dayanamayarak Tanrı\’ya sormuÅŸ:

– Bütün uluslara ikiÅŸer erdem verdiniz ama Türk\’lere üç tane. Neden?
– Evet ama sadece ikisini kullanabilecekler…

Böylece bir Türk zeki ve Tayyip\’çi olduÄŸu zaman, dürüst olmayacaktır.
Bir Türk dürüst ve Tayyip\’çi olduÄŸu zaman, zeki olmayacaktır.
Bir Türk hem zeki hem de dürüst olduÄŸu zaman ise Tayyip\’çi olmayacaktır.

Email ile geldi, ileteyim dedim…

Her İki Kişiden Biri

Sokakta gezen her iki kadından biri \”mal\” olmayı içine sindiriyorsa. .

Her iki çiftçiden biri \”anasını da alıp gidiyorsa\”..

Her iki fındık üreticisinden biri ayaklandılar diye kendilerine dayakattıranlara teşekkür ediyorsa,

Devlete vergi ödeyen her iki işçiden biri bu vergilerinin Anadolu takımlarına futbolcu transferinde kullanılmasına razıysa..

Sokaklarda çöp bidonlarını karıştırarak karnını doyuran her iki insandan biri halinden memnunsa..

Boş zamanlarında işportacılık yapan her iki memurdan biri mutluysa..

Her iki şehit torunundan biri atalarının dedelerinin kanlarıyla sulanmış bu toprakların barzaniye peşkeş çekilmesinden rahatsızlık duymuyorsa..

Her iki komşumuzdan biri AKP karşıtlığının din karşıtlığı olduğunu düşünüyorsa,

Çocuklarımızın geleceğini şekillendiren her iki öğretmenden biri AKP'nin icraatlarını onaylıyorsa,

OÄŸlu iÅŸsiz olan her iki babadan biri \”benim oÄŸlum da iÅŸsiz kalıversin\” diyorsa,

Evladını askere gönderen her iki kiÅŸiden biri \”askerlik yan gelip yatma yeri deÄŸil\” diye düşünüyorsa,

Her iki arkadaşımızdan biri \”hem laik hem müslüman olunmaz\” diyorsa,

Ülke halkının yarısı ÅŸimdiye kadar cumhurbaÅŸkanlığı yapan 10 kiÅŸinin \”dindar olmadığı\” konusunda hemfikirse,

Her iki vergi mükellefinden biri yabancı sermayenin sıfır vergiyle faiz kazanmasından mutluluk duyuyorsa,

Parası olmadığı için özel dersanelere gidemeyen ve dolayısıyla üniversiteye giremeyen her iki gençten biri başbakanın oğlunun bursla ABD'de okumasından gurur duyuyorsa,

Üniversiteyi bitirmiş boşta gezen her iki işsizden biri başbakanın oğlunun 500.000 dolarcık peşinatla aldığı gemicikten rahatsızlık duymuyorsa,

403 YTL kazanan her iki asgari ücretlinin biri başbakan'ın 40.000 dolarlık saat takmasını doğru buluyorsa,

Yeni doğum yapan her iki anneden biri bebeğinin dünyaya 5.534 dolar borçlu gelmesinden şikayetçi değilse,

İşine arabasıyla giden her iki kiÅŸiden biri \”dünyanın en pahalı benzinini kullandığı\” için mutluysa,

Borsada parası olmayan her iki insandan biri \”borsa yükseliyor demek ki ekonomi iyiye gidiyor\” diyebiliyorsa,

Her iki emekliden biri maaşını alabilmek için sabahın beşinde kuyruğa girmekte bir sorun görmüyorsa,

Teröre 12.000 ÅŸehit, 20.000 yaralı vermiÅŸ ülke vatandaÅŸlarının yarısı terörist başının \”saygıdeÄŸer\” olduÄŸu konusunda hemfikirse,

KurtuluÅŸ savaşı vererek küllerinden yeniden doÄŸan, ümmetten ulus yaratan bir ecdadın her iki evladından biri, bölgedeki idealleri uÄŸruna ABD'nin empoze etmeye çalıştığı \”ılımlı islam devleti\” modelinde bir sakınca görmüyorsa,

Her iki kiÅŸiden biri \”ÅŸeyinin ÅŸey edilmesini\” seviyorsa,

Her iki kişiden biri önüne 4-5 yılda bir atılan makarnayla fasulyeye oyunu, ülkesini, çoluk çocuğunun geleceğini satmaktan utanmıyorsa,

10 Kasım törenlerine katılan her iki kiÅŸiden biri \”sap gibi ayakta durmayı gereksiz\” buluyorsa,

Her iki kadından biri \”baÅŸ derisinde çıkan ve adına saç denen tüylerin erkekleri tahrik ettiÄŸini ve örtülmesi gerektiÄŸini, aksi halde dinsiz olunacağını\” düşünüyorsa,

AKP sayesinde tatlı para kazanan, milyar dolarlık vergi kıyağı geçilen her iki holding patronundan biri \”Cumhuriyet döneminin sonu gelmiÅŸtir, laik sistem çökmüştür ve onu kesinlikle deÄŸiÅŸtirmek istiyoruz\” diyen kiÅŸiyi CumhurbaÅŸkanı olarak görmek istiyorsa… .

Biz ne yapalım? Mücalelemize nasıl devam edelim? İnsanlara zorla doğruyu nasıl gösterelim?

\”Düzen deÄŸiÅŸir düzülen deÄŸiÅŸmez\” diye bir ÅŸey yok! Düzülmek zorunda deÄŸilsiniz. Hani onurunuz, hani gururunuz, hani maÄŸrur ve güçlü Türk halkı?
Neredesiniz? Nereye saklandınız?
Ha bir torba pirince satmışsınız ha bir kaç milyar dolara ne farkeder?

Atatürk'ün, silah arkadaşlarının, günde bir tas şekersiz üzüm hoşafıyla Çanakkale'yi geçilmez kılan dedelerin torunları değilmisiniz siz?

Kubilay'ın başını kesenlerin torunlarına ve temsil ettikleri ideolojiye ülkeyi nasıl teslim ediyorsunuz?

Email ile geldi, ileteyim dedim…