Monthly Archives: December 2007

zınısım adnıkraf ninekilheT

Emin ellerdeyiz. Bırakın, germeyin kendinizi! Rahatlayın! Şükredin! Ohhhhh! Çünkü Fetullah Gülen cemaati harekete geçti!..

Fatih ALTAYLI, Oray EĞİN\’in AkÅŸam Gazetesi\’nde yer alan Cemaat Harekete Geçti baÅŸlıklı yazısına sitesinde yer vermiÅŸ. Bu yazıya, Osman KARATAÅž(!) adı ile bir kiÅŸi yorum göndermiÅŸ. Fatih ALTAYLI da bu yoruma karÅŸi \”Umarım bu yazdığınızı herkes okur\” demiÅŸ.

Osman KARATAÅž\’ın ne demek istediÄŸi çok açık. Hala tehlikenin farkında olmayanlara, gücümüz yettiÄŸince bu tür yazıları ulaÅŸtırabilsek diyorum.

Yeni kuÅŸağın en iyi yazarlarından Oray EĞİN\’in dün AkÅŸam gazetesindeki yazısını okumayanlar için aynen aktariyorum:

Cemaat harekete geçti…

SABAH\’ın cemaate yakın Çalık Grubu\’na satılmasi… Jinekolog Alp NUHOÄžLU\’nun açıklamaları… Hakan ŞÜKÜR ile Galatasaray arasındaki kriz… ÖZCAN\’ın YÖK BaÅŸkanı olması… Bütün bu olayların ortasında tek bir kiÅŸi var: Fethullah Gülen!

Birbiri ardına geliÅŸen bazı olayları alt alta sıralayalım önce. Neydi geçtiÄŸimiz günlerde tartıştığımız konular? Sabah\’ın satışı medya açısından önemliydi. Magazin ve tıp gündemine Jinekolog Alp NUHOÄžLU\’nun açıklaması damgasını vurdu. Futbolda Hakan ŞÜKÜR\’le Galatasaray arasındaki kriz tartışılıyor, bu arada Kalli\’nin gönderilmesi için sesler yükseliyor. YÖK, yeni baÅŸkanını buldu ancak ODTÜ\’nün meÅŸhur Sosyoloji hocası Yusuf Ziya ÖZCAN hakkında büyük medyada pek az bilgi yer alıyor…

Bu gündem yoÄŸunluÄŸundan birkaç adım geriye gelip genel resme baktığımızda, bütün bu olayların ortasında tek bir kiÅŸinin adını görüyoruz: Fethullah Gülen… GeçtiÄŸimiz günlerde müritlerinden İhsan KALKAVAN tarafından saÄŸlık durumunun çok kötü olduÄŸu açıklanan hoca efendi bir ÅŸekilde bütün bu olaylara müdahil.

Alp NUHOÄžLU\’nun çocuÄŸunu okuduÄŸu altınla iyileÅŸtiriyor… Zamanında nikâh ÅŸahidi olduÄŸu Hakan ŞÜKÜR nereden aldığı bilinmez bir güçle takımı istediÄŸi gibi yönetmek istiyor. Cemaatin yayın organı Zaman gazetesinin yılın sporcu ödül töreninin vazgeçilmezi, Zaman\’ın bir dönemki spor yazarı Karl Heinz FELDKAMP\’a karşı sesler yükseliyor, sonra Adnan POLAT bu sesleri bastırıyor… Bir dönem kendini takımdaki \”dinci\” futbolcuları ayıklamaya adamış Adnan POLAT… Kali\’nin gönderilmesini düşünmediklerini açıklıyor.

Sabah Gazetesi cemaate yakın Çalık Grubu\’na satılıyor, zaten son aylarda TMSF kontrolünde giderek prestij kaybeden ve hükümet yandaşı köse yazarlarıyla dolu koskoca gazete iktidara güdümlü medyanın en önemli aracı oluyor. Ve dün ögrendiÄŸimiz kadarıyla Ihsan KALKAVAN\’in yöneticilik ihtimali var bir de. YÖK\’teki tartışmalı atamanın ardından odatv.com Yusuf Ziya ÖZCAN\’ın en büyük özelligini açıkladı: Son yıllarda Fethullahçı olmuÅŸ meÄŸerse. Ama büyük medya bunu görmezden geliyor, yazmıyor.

Geçen gün haberturk.com\’da Fatih ALTAYLI önemli bir yazi yazdi:\”Gülen\’i kim eleÅŸtirecek?\” İkinci sorusu: \”Türkiye\’de Fethullah Gülen sempatizanı olmayan kaldı mı?\” Türkiye\’nin yeni medya yapısında, Hocaefendi\’ye yakın gazeteler yüzünden cemaatin artık eleÅŸtirilemeyeceÄŸini söylüyor ALTAYLI. Bazı gazeteler göbekten baÄŸlı cemaate, Sabah sıcak bakıyor, DoÄŸan Grubu\’nunsa ticari iliÅŸkileri var…

Kanıtı da ben söyleyeyim: İşte YÖK BaÅŸkanı\’nın Fethullahçı olduÄŸu haberi büyük medyada yer alamıyor. Hangi gazete yazacak bunu? Hangi genel yayın yönetmeni sayfasına koyacak?

Bakın hafta sonu Abdullah Gül\’ün önemli konukları vardı: Ergun BABAHAN, Salih MEMECAN, Emre AKÖZ ve eÅŸleri… Hepsinin ortak özelligi TMSF kontrolü altındaki Sabah\’ta Abdullah Gül\’e sırtlarını dayamaları, stratejilerini onun üzerine kurup, ondan güç almaları.

Bugün iktidara güdümlü gazetenin temsilcileri… Onlardan mı bekleyeceÄŸiz haber vermelerini? Hal böyleyken magazinden spora, siyasetten eÄŸitime her yerde Fethullah Hoca\’nın adının neden geçtiÄŸini anlamak da epey zor olacak. Maalesef gazetelere bakarak bu geliÅŸmelerin neye iÅŸaret ettiÄŸini hiç kimse anlayamaz. Çünkü hiçbiri yazmayacak, yazamaz.

Bugüne kadar yaptırdığı okullarla, topladığı bağışlarla Fethullah Gülen cemaatinin hareket planı merak konusuydu. Bir gün eyleme geçeceklerini, o güne kadar yavaÅŸ yavaÅŸ büyüyüp her yere yayılacaklarını ve sonra bir anda hayatın her alanını ele geçireceklerini hesaplayanlar vardı. Belki de paranoyak düşüncelerdi bunlar. Ama ÅŸu son birkaç gündür bütün yolların bir ÅŸekilde aynı adrese çıkması, üstelik o adreste oturan kiÅŸinin de saÄŸlık durumunun \”ciddi\” olduÄŸunun en yakını tarafından açıklanması tesadüf olabilir mi?

Türk Basını\’nın utanç verici uykusundan uyanmasının zamanı geldi.

ORAY, Türkiye\’nin düşündüğünü yazmaktan korkmayan yürekli yazarlarından biri. Eline saÄŸlik genç kardeÅŸim.

Osman KARATAS, 13-12-2007 10:36

Sayın ALTAYLI yazınızı okudum. Pek memnun olamadım. Nasıl ki bizler sizin gibilere yıllardır katlandıysak, bundan sonra da sizler bizlere katlanmak durumundasınız. Çünkü dümen bize geçti.

Hazmedeceksiniz, sindireceksiniz, başka çareniz yok. Bükemediğiniz bileği öpmek durumunda kalacaksınız.

Hükümette biziz…
CumhurbaÅŸkanında biziz…
Yok olan YÖK\’de biziz…
Yargıçta biziz…
Hakimde biziz…
Medyada biziz…
Çok yakında Genelkurmayda biziz…
Sizler fazla düşünmeyin, bırakın kendinizi bize…

Fatih ALTAYLI, 13-12-2007 11:50

İtirafınız için çok teşekkür ederim. Siz her kimseniz ve bizi her kim olarak görüyorsanız. Umarım bu yazdığınız yorumu herkes okur.

Allah Razı Olsun

Bu garip söz ülkemizdeki yeni sıkmabaş patlamasının ardından, sokak aralarında duymaya başladığım bir söz, bir türlü alışamadığım ilginç bir teşekkür yöntemi.

Geçen gün kitapçıda ilginç bir görüntü gördüm. Boynundan altı gayet modern, okumuÅŸ ve eÄŸitimli bir insan portresi çiziyor. Yüzünde de gayet normal bir eÄŸitimli, okumuÅŸ ve bilgili gözüken bir görünüm vardı. Ama bütün bunların aksine, kafa sanki daha 1 saat kadar önce sıkılmış gibi komik duruyordu. Hayır madem okuyorsun, aydınlık ve eÄŸitimli gibi bir yüzü vardı kızın, ne diye örtünüyorsun; madem örtünüyorsun, o zaman ne demeye okuyorsun demek geldi içimden. Yanından geçerken her zamanki öngörülemez \”iÄŸÄŸÄŸÄŸ brrrrrr\” sesimi çıkarttım.

Anıt Kabir \’de Türk bayrağı sallayan sıkmabaşı hatırladım bir anda. Lütfen bu gibi konularda dikkat edin, dikkatli olun. Bilmeyenleri eÄŸitin, doÄŸruları öğretin. Bilmemek deÄŸil, öğrenmemek ayıptır (bari sorun, hiç deÄŸilse yardımcı olayım).

Fakat ilginçtir, şöyle komik bir tepki aldım:

Sanane kardeşim kim ne için örtünüyor kim nasıl yaşıyorsa. Sana bu hakkı kim veriyor insanlara sıkmabaş diyorsun. Demek ki senin gözünde bu vatan uğruna evlatlarını şehit veren analara da ayrı, ayrı bu tabiri kullanıyorsun.
Hem hala aklım almıyor dine, başörtürtüsüne bu kadar karşısınız. Niye hala şehit kelimesi kullanılıyor. Yazık, çok yazık.

Sayın arkadaÅŸ, güneÅŸ ve gerçekler balçıkla sıvanamaz. YaÅŸadığım toplumu tehdit edecek seviyelere ulaÅŸmaya baÅŸlayan deÄŸiÅŸikliklere karşı, kusura bakma ama, \”sanane kardeÅŸim\” gibi bir sözün söylenmesini ÅŸanssızlık olarak bile deÄŸerlendiremiyorum. Bana bu hakkı, özgürlüğüme ve göz zevkime dikilen kem gözlere tepkim olarak söylüyorum. Vatan dediÄŸin o toprak uÄŸuruna o sıkmabaÅŸlar zaten ÅŸehit mehit vermiyorlar. Annanelerimizin taktığı başörtüsü ile sıkmabaÅŸlar arasındaki farkı bilmediÄŸini varsayıyor, aradaki felakete varan uçurumlu farkı bir an önce öğrenmeni temenni ediyorum; çünkü o tabirinin neler için kullanıldığını bilmeyen artık pek kalmadı. Tarikatların gölgesinde kalma raddesine gelen bir toplum içerisinde yaşıyoruz veya yaÅŸamak istiyoruz veya yaÅŸamaya zorlanıyoruz (tabi ÅŸayet yaÅŸamak gerekiyorsa). Ben du durumda, yurdunu seven tüm Türk insanlarının da yapacağı gibi, sesimi bir güzel çıkarırım arkadaÅŸ. Kimse yok özgürlüklerdi, yok hak idi hukuk idi, ık idi mık idi falan diyemez.

Siyasetle ilgilenmeyen aydınları bekleyen kaçınılmaz sonuç, cahiller tarafından yönetilmeye razı olmaktır! ~ Plato
Tarihimizi okuyunuz görürsünüz ki, milleti mahveden fenalıklar hep din kisvesi altındaki kötülüklerden gelmiştir. ~ Mustafa Kemal ATATÜRK @ 1923