3-5 F-16; 30-40 sorti

Dün, Türkiye\’nin önde gelen bütün televizyon kanallarından aradılar.

Arayanların hepsi, ciddi, sorumlu yayıncılık anlayışına sahip, güvendiğim insanlardı.

Hepsi de canlı yayına çıkıp görüşlerimi anlatmamı istediler.

Buradan hepsine teşekkür ediyorum.

Bir de özür diliyorum.

Çünkü, sıcağı sıcağına kameraların karşısına geçip, o an ne düşündüğümü anlatabilecek durumda değildim.

O an içimde akıl değil, his ve öfke fırtınaları esiyordu.

Gözümün önünde, gencecik kahraman çocuklardan ve onlara yapılan kalleşlikten başka hiçbir fotoğraf yoktu.

İçimdeki ses, \”Ne duruyorsun yürü\” cümlesinde tıkanıp kalan bir haykırıştan ibaretti.

*

Çıkıp bunu haykırmak da içimden gelmedi.

Çünkü o kalleş, genç askerimizi pusuya düşürmüş.

Arkasından da hepimizi pusuya düşürmesin diye düşündüm.

O mevzie nasıl daha akıllı girerim, nasıl o pusuyu, o alçağın tepesine geçiririm, ona baktım.

Aklımdaki soruları alt alta yazdım.

En başına da şu soruyu koydum.

Geldiğimiz bu noktada muhatabımız kimdir?

Aşağılık cani sürüsü olmadığına göre, kimdir yakasına yapışacağımız asıl sorumlu?

Ve cevabını buldum.

Onu koruyan, ona yataklık eden, ona kol kanat gerenler.

*

Yani artık bizim muhatabımız Barzani\’dir.

Ona son, ama son defa şu mesajı, anlayacağı en direkt dille söylemeliyiz.

\”Önünde iki yol var. Ya komşumuz olacaksın, ya hedefimiz.\”

Evet, Türkiye Cumhuriyeti Devleti\’nin ve Silahlı Kuvvetleri\’nin, Iraklı Kürtlere son sözü bu olmalıdır:

\”Ya muhatabım, sınır komşum kalacaksın, ya da düşmanım olacaksın.\”

Karar onların.

Eğer Amerika Birleşik Devletleri\’ne güvenip, düşmanımız olma yolunu seçerlerse kendileri bilir.

Bundan böyle, namlularımız, Barzani\’ye çevrilmiştir.

Hedefimiz, Barzani\’nin, askeri ve ekonomik hedefleridir.

Amacımız, oradaki \”Kürt rüyasını\”, \”Türk kabusuna\” çevirmektir.

Barzani, eğer PKK üzerinden bir \”Kürt megalo idea\”sını gerçekleştirmeyi hayal ediyorsa, biz de onun karşısına bir yeni \”misak-ı milli\” haritası çıkarmalıyız.

Veya…

En azından, o megalo ideanın fiyatının, onların ödeyemeyeceği kadar ağır olduğunu kafalarına çakmalıyız.

Demeliyiz ki;

Üç beş F-16, otuz kırk sorti; neticesi yirmi yıl geriye gitmiş bir Kuzey Irak\’tır.

Karşımıza Amerikan F-16\’ları mı çıkacaktır?

Çıkarsa, onlar bilir.

Bir İran, artı bir Suriye…

Üzerine bir Rusya ekleyin.

Ta Afganistan\’a kadar uzanan bir coğrafya çıkar karşınıza.

Buna, şimdi senden nefret eden eski arka bahçen Latin Amerika\’yı ekle.

Kala kala, her olayda nötr kalan bir Avrupa…

Bunu sadece biz değil, 14 bin kilometre ötedeki Amerika da düşünmelidir.

Hesap oradaysa, terazi burada.

Bir tarafta üç buçuk Kuzey Irak.

Bu tarafta Türkiye.

Ağırlığını terazinin o tarafına değil de bu tarafına koyduğu takdirde, bölgedeki bütün dengeleri altüst edecek bir \”eski dost\”.

*

Türkiye artık, tarihi kararını ve küresel tercihini yapacak noktaya gelmiştir.

Bizi bu noktaya getiren, Kuzey Irak şımarıklığının tek nedeni, süper devletin süper sersemliğidir.

Üç saatlik his ve öfke meditasyonumun beni getirdiği yer işte burasıdır.

22 Ekim 2007 Ertuğrul ÖZKÖK

Leave a Comment