Tayyip Erdoğan\’ın hesabı, YAŞ üyelerinin önerdiği atamaları yapmayıp askere meydan okuyan adam olmaktı.
30 Ağustos tarihinde yasa gereği sadece Başbuğ değil aynı zamanda Koşaner de emekli edilecek ve TSK tarihinde ilk defa Karacı olmayan bir Genelkurmay Başkanını atayan Başbakan olacaktı. Bu olayla da askere ve darbeye meydan okuyup demokrasiyi arayan adam imajıyla referandum oylamasına girecekti.
Ne var ki yapılan bu hesap okyanus ötesinin buyruğuyla tutmadı.
Erdoğan, Obama\’dan gelen telefonlu buyrukla frene basmak zorunda kaldı!
Peki bu telefonun perde gerisi mi?
Ankara\’nın öbür yakasında konuşulanları aktaralım:
YAŞ\’da uç veren malum krizin hemen akabinde Genelkurmay Karargahından Pentagon\’a acil koduyla şöyle bir mesaj gönderilmiş:
– \”Bu tutumunuzu sürdürür ve Tayyip Erdoğan\’ı cesaretlendirirseniz, TSK\’da ABD ve NATO\’ya sıcak bakan bir kişi bile kalmayacaktır.\”
Pentagon kurmayları bu mesajı hemen değerlendirmeye alır ve sonrasında harekete geçip Beyaz Saray\’a yani Başkan\’a acil kodlu bir rapor gönderir.
Raporda, TSK\’ya karşı operasyonlarını sürdüren Tayyip Erdoğan\’ın frene basması ve YAŞ olayında daha ileri gitmemesinin ABD\’nin çıkarına olacağı hükmü vardır.
Obama, Pentagon\’dan gelen acil mesaj üzerine telefonu çevirip Tayyip Erdoğan\’a dur diyerek uzlaş telkinini yapar.
Jandarma Genel Komutanı Atila Işık\’ın bile emekliliğini işleme koymayı düşünmeyen ve 30 Ağustos gününü bekleyeceğini ima eden Erdoğan, bu telefon görüşmesi ile hemen kırmızı ışığı söndürüp yeşil ışığı yakar ve YAŞ\’la mutabakata razı olur.
Anlattıklarım hikaye değil, tam YAŞ krizinin göbeğinde Obama ile yapılan görüşme ve akabindeki gelişmeler Başkent\’in öbür yakasında aynen böyle tercüme ediliyor.
Öyle olmasaydı zaten Tayyip Erdoğan, Hasan Iğsız gibi hâlâ AKP\’yi niye kızdırdığı bile belli olmayan birini veto edip, yerine 28 Şubat sürecinde Sincan\’da tankları yürüten Komutan olarak bilinen Erdal Ceylanoğlu\’nu Kara Kuvvetleri Komutanlığına atamazdı.
Tablodaki vahameti görüyor musunuz!
Obama tak, Erdoğan da şak diyor!
Bu olayla kesinleşen bir şey de AKP ve Erdoğan\’ın 28 Şubat ve aktörlerine karşı takındıkları hoş görü ile kabullenen tutumlarıdır.
Her zeminde post-modern darbedir diye hedef alınıp istismar edilen 28 Şubat\’ın baş aktörlerinden biri, Kara Kuvvetleri Komutanlığına oturtulurken, olmayan yani yapılmayan darbenin hazırlığı seminerine katıldıkları suçlamasıyla Balyoz hikayesindeki generallerin terfileri engellendi!
Evet AKP darbeyi yapanları şekilde görüldüğü gibi ödüllendirirken, darbe yapma iddiasında olanları ise cezalandırıyor.
Bunun adı tartışmasız biçimde AKP\’nin 28 Şubat\’la ve onu yaptıran Paxamiracana iradesiyle kol kola olması değil midir!
Ey muhalefet bu korkunç çelişkiyi neden dillendirmezsin!
Sizin evinizden sizi oraya getiren, dedenizi, ninenizi, ananızı, babanızı, çocuğunuzu zorla almaya gelseler ve düzmece suçlarla götürmeye kalksalar ne yaparsınız? Karşıkoyarsınız, yasal düzenlemeleri yapmasını beklemezsiniz, değil mi? Şimdi asker ocağı bir aile değil midir… Öyle söylemiyor mu TSK üst komuta merkezi… İlk önce iki komutanı orduevinden aldılar, daha sonra muazafları kışlalardan topladılar, seslenmediniz, ceza kanunu, yargılama esas ve usullerini değiştirdiler seslenmediniz.. Niçin; götürülenler gerçekten o suçu işledilerse sizde o günlerde kiminiz albay, kiminiz kurmay subaydı, sizde işlediniz. Üvey evlat mıydı onlar, evet… Onların tek suçu o yıllarda Irak savaşına olumlu bakmamışlardı, hatta bazıları ABD’ye cepheden tavır almıştı… TSK üst yönetimi hep ABD’ciydi, halen de öyle… ABD affetmedi, Tayyip Erdoğan aracılığıyla cezalandırıyor, hem de tasfiyeyi gerçekleştiriyor. Tayyip bey’e gelince, ABD saddam’ı da kullanmıştı, Rıza Pehlev’iyi de, Taliban’ı da o kurdurmuştu. Türkiye’de olan bütün darbeleri (27 Mayıs hariç, sonradan farkına vardı, 27 Mayısçılarda biat etti) yaptırmış ve arkasında tu kaka dedirten o olmuştu.. Tayyip bey aklını başına toplamalı.. Biz hep birlikte beraberce bu ülkede yaşamak zorundayız…