Sedat ERGİN Bu Cevapları Neden Yayınlamadı

\"SedatHürriyet Gazetesi\’nin dünkü manÅŸetinde Sedat Ergin\’in yazdığı köşe yazısı vardı. Köşe yazısında Balyoz İddianamesi\’nden bugün devir teslim törenini gerçekleÅŸtiren Orgeneral İlker BaÅŸbuÄŸ\’un 2003 yılında imzaladığı bir belge bulunuyordu.

Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay BaÅŸkanı olan Orgeneral İlker BaÅŸbuÄŸ imzalı belgeye göre, 3 Ocak 2003 tarihinde Kara Kuvvetleri Komutanlığı 1. Ordu\’ya gönderdiÄŸi emirle plan seminerinde iç tehditin görüşülmemesini istemiÅŸti.

Oysa emekli Orgenaral Çetin DoÄŸan hem yaptığı konuÅŸmalarda hem de daha önce Sedat Ergin ile yaptığı yazışmalarda Karar Kuvvetleri\’nin kendisine yaptığı uyarının ardından 31 Ocak\’ta seminer planını gönderdiÄŸini Kara Kuvvetleri\’nin de plan hakkında herhangibir olumsuz emir vermediÄŸini anlatmıştı.

Çetin DoÄŸan seminerin olmadığını iddia etmiyordu. 5-7 Mart 2003 tarihli seminerde Taraf Gazetesi\’nin yayınladığı 11 sayfalık Balyoz Planı\’nın konuÅŸulmadığını ifade ediyordu.

Emekli Orgenaral Çetin DoÄŸan, Odatv\’ye Hürriyet Gazetesi\’nin haberiyle ilgili bir mektup gönderdi.

İşte Çetin DoÄŸan\’ın o mektubu:

Merhabalar;

Sayın Sedat Ergin\’in adeta bir \”pehlivan hikayesine\” dönüşen Hürriyet Gazetesi\’ndeki yazı dizisini, belki yarın esas konuya girer beklentisiyle, sabırla takip ettim. Bu arada yaptığı araÅŸtırmalar sonucunda bana önce Damadım Dani aracılığı ile, daha sonra da doÄŸrudan yönelttiÄŸi sorulara samimiyetle yanıtlar vererek, ister istemez \”dizisinin\” \”müdahili\” oldum. Müdahil oluÅŸ nedenim, kamuoyunda saygın gazeteci imajını yaratmış bir araÅŸtırmacı yazarın, 05-07 Mart 2003 tarihlerinde 1.Ordu K.lığında icra edilen Plan Semineri\’nde bir \”Darbe Planının\” tartışılıp tartışılmadığı, \”Balyoz Güvenlik Planı\’nın\” gerçek olup olmadığı, kimler tarafından hangi amaçla hazırlandığı, v.s. gibi \”Dava\’nın\” özünü oluÅŸturan konuların aydınlanmasına katkı saÄŸlayabileceÄŸine \”safiyane\” olarak inanmış olmamdan kaynaklanmıştır. Bu amaçla kendisine konunun aydınlanması için sorular da yönelttim. Sayın yazardan beklentilerim, bugün (26.08.2010) Hürriyet Gazetesi\’nde manÅŸete de taşınan köşe yazısıyla tam bir hayal kırıklığı ile noktalanmıştır. Maalesef bugün yazarlarımızın önemli bölümünün, gerçeklerin deÄŸil, belli çevrelerin beklentilerinin umurlarında olduÄŸu ne kadar acı verici!

İşte bu nedenle, kendisi ile yazışmalarımızı, noktası ve virgülüne dokunmadan aÅŸağıya alıyorum. Kararı bu açıklamayı ve Sayın Ergin\’in yazılarını okuyanlar versin. Bu vesileyle konuya iliÅŸkin 22 Ocak 2010 tarihinde \”Bir Darbe Planı Hazırlanmıştır\” kesin hükmünü taşıyan yazısına, 24.01.2010 tarihinde yaptığım açıklama, aÅŸağıda konu edildiÄŸi için, iliÅŸikte sunuyorum. SaÄŸlık (Özellikle saÄŸduyu ve akıl saÄŸlığı bozulanlar için), esenlik ve saygılar sunarım.

Çetin Doğan

Not: Sayın Ergin\’in aÅŸağıda metinde geçtiÄŸi için 22.01.2010 tarihli yazısına karşı 24.01.2010 tarihinde yaptığım açıklama ekte sunulmuÅŸtur.

Sedat Ergin\’den Dani vasıtası ile Ç.DoÄŸan\’a gönderilen istek:(16.08.2010 Saat:18.16)

Merhabalar; Sedat Ergin\’in sizden cevaplandirmanizi rica ettigi sorulari yolluyorum.

Ç.DoÄŸan\’dan Sedat Ergin\’e;(Gönderilme tarihi:17, 2010 at 12:30 PM)

Sayın Sedat Ergin

Hürriyet Gazetesi\’nde yayınlamakta olduÄŸunuz yazı dizisini ilgi ile takip etmekteyim. Yazı dizinizin 05-07 Mart 2003 tarihlerinde icra edilen plan seminerinde \”bir darbe planlaması\” yapılıp yapılmadığının aydınlatılmasına ve bana yönelttiÄŸiniz soruların esasa iliÅŸkin zihin karışıklığının giderebilmesine ne denli katkı saÄŸlayabileceÄŸini doÄŸrusu anlamakta zorlandığımı itiraf etmeliyim. Biz askerlerin yalın doÄŸruları dolambaçlı yollardan anlatma sanatına pek alışık olmamamızdan kaynaklanıyor olabilir. GerçeÄŸi araÅŸtıran bir araÅŸtırmacı yazardan temel beklenti, ayrıntılar üzerinde dururken, temel soru ve sorundan uzaklaÅŸmaması gerektiÄŸi inancındayım. Aydınlığa kavuÅŸturulması gereken temel soru, \”Balyoz Güvenlik Planı ve ekleri\” sahte mi, yoksa gerçek mi? Bu konuda hala bir kuÅŸkunuz olabileceÄŸini sanmıyorum. Bu konuda bir yargıya varamamışsanız, aklınızda hala ilave sorular varsa lütfen bildirin. Bana Dani aracılığı ile sorduÄŸunuz soruları konunun özü ile iliÅŸkilendirmede zorlanmış olsam bile, sorduÄŸunuz sorulara açık yüreklikle verdiÄŸim cevapları iliÅŸikte bulacaksınız. Umarım ayrıntılar da size yardımcı olur.

İzninizle, sorularınızın yanıtlarına geçmeden önce, beni derinden yaralayan 22 Ocak 2010 tarihli \”Askeri senaryodan darbe planlamasına\” baÅŸlıklı yazınızdan bir alıntı yaparak, buna yanıt olarak size gönderdiÄŸim ve yanıtsız kalan açıklamamı hatırlatmak isterim: \”Bir de bu seminerde masaya konan senaryo dışında kalan ve doÄŸrudan Orgeneral DoÄŸan tarafından 2002 aralık ayında hazırlatılmış bir \”Balyoz Planı\”nın da bulunduÄŸu ortaya çıkıyor. Bu belgeden mevcut hükümetin düşürülmesi, yerine kimlerin geçeceÄŸine iliÅŸkin bakanlar kurulu listesinin bile hazırlandığı bir darbe planlamasının yapıldığı anlaşılıyor. Bu haliyle daha çok Birinci Ordu Komutanı\’nın kendi inisiyatifiyle giriÅŸtiÄŸi harekat merkezinin İstanbul olduÄŸu bir planlama gibi gözüküyor.\” Sizden hiç beklemediÄŸim bu \”yargısız infazdan\” sonra size ve bir kısım dostlara internet aracılığı ile gönderdiÄŸim açıklama (ref. Mon, Jan 25, 2010 at 6:39 AM) ayrı bir ek olarak iliÅŸiktedir. Umarım iliÅŸikteki sorularınıza yanıtlarım da ayni akıbete uÄŸramaz.

Yerli \”Arturo Oİ\’nin Önlenemez YükseliÅŸine\” çanak tutan libarallerimiz(!) acaba sihirli aynalarında ne görüyorlar diye merak ediyorum. Saygılarımla, 17.08.2010

Çetin Doğan

Sorular ve Yanıtları:

SORU: 1

İddianamede Birinci Ordu Askeri Savcılığı\’nın talebi üzerine hazırlanan iki ayrı askeri bilirkiÅŸi raporuna atıf yapılıyor. Her iki bilirkiÅŸi raporunda da, 5-7 Mart 2003 tarihlerinde komutanızda gerçekleÅŸtirilen Plan Semineri 2003\’ün 1) gerek Genelkurmay BaÅŸkanlığı gerek Kara Kuvvetleri Komutanlığı\’nın önceden hazırlanmış programlarında dış tehdide dönük olarak icra edilmesinin öngörüldüğü hatırlatılmaktadır. Her iki raporda da ayrıca, Birinci Ordu Komutanlığı\’nın 12 Aralık 2002 tarihli yazısında seminer planına iç tehdide iliÅŸkin \”Olasılığı En Yüksek Tehlikeli Senaryo\” (OEYTS) çerçevesindeki alternatif harekat planlarının da görüşüleceÄŸini bildirmesi üzerine, KKK\’lığının 3 Ocak 2003 tarihli bir yazıyla \”OEYTS\’nin anılan seminerde kullanılmaması\” emrini verdiÄŸi, buna karşılık Birinci Ordu\’nun bu emre raÄŸmen plan seminerini OEYTS\’yi dahil eden bir senaryo üzerinden icra ettiÄŸi yine ortak bir saptama olarak yer almaktadır. Binbaşı Ahmet ErdoÄŸan tarafından hazırlanan birinci bilirkiÅŸi raporunda \”plan seminerinin KKK\’lığının emrine muhalif olarak hazırlanan bir uygulama emrine göre icra edildiÄŸi\” belirtilmektedir. KKK\’lığından gelen emre raÄŸmen iç tehdidi seminerin gündemine dahil etmenizin nedeni nedir? Bir emrin yerine getirilmemesi TSK\’nın kurallarına aykırı bir hareket deÄŸil midir?

YANIT:

Öncelikle \”zihin karışıklığına\” yol açan sorunuzdaki bir hususa açıklık kazandırmak isterim. Seminer için verdiÄŸim ana fikir doÄŸrultusunda hazırlanan \”Olasılığı En Yüksek Tehlikeli Senaryo\”nun (OYTS) İç Tehdide tehdide iliÅŸkin bir senaryo olduÄŸu yolundaki \”kesin yargıya\” nasıl varıldığını anlayabilmiÅŸ deÄŸilim. Bu konuda bir yargıya varmadan önce, \”Senayonun\” okunmasını tavsiye ederim. Olasılığı En Yüksek Tehlikeli Senaryonun dayanakları, dönemin Türkiye\’nin Milli Askeri Stratejisi ile Milli Siyaset Belgesi\’dir. Bu husus bir heyet tarafından oldukça ayrıntılı olarak kaleme alınan son \”Askeri BilirkiÅŸi Raporu\’nda\” açıkça ortaya konmuÅŸtur. OYTS bir plan deÄŸil, mevcut planın (EGEMEN HAREKAT PLANI\’NIN) tartışıldığı mutasavver \”Askeri-Politik\” ortamın çerçevesini çizen bir belgedir. Daha açık bir deyiÅŸle hertürlü plan çalışması ve harp oyunlarında senaryo tartışılmaz, senaryonun çizdiÄŸi ortama baÄŸlı kalınarak mevcut panlar irdelenir. Çapı ne olursa olsun bir harp oyunu veya plan çalışmalarında cepheye angaje olmuÅŸ veya olacak kuvvetlerin yanısıra, cephe gerisi -askeri terminoloji ile ifade etmek gerekirse \”Geri Bölge Emniyeti\”- ve bu amaçla tahsis edilen kuvvetlerin yeterliliÄŸi, senaryo çerçevesinde irdelenir, irdelenmiÅŸtir. Günümüzdeki savaÅŸların \”Topyekün SavaÅŸ\” niteliÄŸini dikkate alan dünyamızdaki bütün orduların bu konuya artan ölçüde ağırlık verdikleri de bilinen bir gerçektir. Seminerde yapılan konuÅŸma ve takdimlerin kaset çözümlerini inceleyenlerin, Plan Seminerinde \”Ceryan Tarzı Planına\” baÄŸlı kalınarak, hem \”Cephenin\” ve hem de \”Cephe Gerisindeki\” geliÅŸmelerin serbest bir tartışma ortamında irdelendiÄŸini, konunun dışına taşılarak, bir \”Darbe Planından\” söz edilmediÄŸini, anlamamakta ısrar edenlerin dışında herkesin kolaylıkla anlayacağından eminim. (Emrimle seminer tartışma ve takdimlerinin tamamının ses kayıtlarının banda alındığını bildiÄŸinizi sanırım) \”KKK\’lığının 3 Ocak 2003 tarihli bir yazıyla OEYTS\’nin anılan seminerde kullanılmaması emrini verdiÄŸi\” doÄŸrudur. Sözkonusu emir bana ilgili karargah subayı tarafından arz edildiÄŸinde kendisine, \”K.K.K.lığınca konunun yanlış anlaşılmış olabileceÄŸini, muhtemelen Plan Seminer\’inde sadece İç tehdidi irdeleyeceÄŸimizi sanmış olabileceklerini, Gnkur. BÅŸk.lığınca yayınlanan Tatbikatlar Programı\’ndaki Egemen Harekat Planının incelenmesi direktifine ters düşülmemesine gösterdikleri özenden dolayı, bu mesajı göndermiÅŸ olabileceklerini\” söyledim. bilahare \”Konuya iliÅŸkin yanlış anlaşılmalara meydan vermeyecek ayrıntılı bir seminer cereyan tarzı planı hazırlanarak, OYTS ile birlikte K.K.K.lığına gönderilmesi\” direktifini verdim. VerdiÄŸim direktif doÄŸrultusunda yapılan hazırlıklar bir yazı ile 31 Ocak 2003 tarihinde K.K.K.lığı ile tatbikata katılan bütün birimlere gönderilmiÅŸtir. Bu arada 14 Ocak 2003 tarihli OYTS ihtiva etmeyen taslak bir yazı hazırlandığını ve direktifime ters düştüğü için hiçbir makama gönderilmediÄŸini de ilave etmeliyim. 2009 yılında Harp Akademilerinden mezun bir genç kurmay subayın önüne konan \”5000 sayfalık belgelerden\” oldukça kısa bir sürede yanlız başına \”faraziyeye\” dayalı hazırladığı BilikiÅŸi Raporu\’nun eleÅŸtirisine girmek istemeyiÅŸimi lütfen anlayışla karşılayın. Bu konuda benim tarizlerde bulunmam gerekenler elbette vardır. Ancak bu hiçbir zaman genç bir kurmay subay olamaz. Sonuç olarak, K.K.K.lığı emrinin yerine getirilmemesi diye bir ÅŸey söz konusu deÄŸildir. OYTS, Egemen Hrk. Planının Cephe ve cephe gerisine iliÅŸkin kuvvet yeterliliÄŸini irdelemek için, dayanağını dönemin Türkiye\’nin Askeri Stratejisi ve Milli Siyaset belgelerinden alınarak hazırlanan bir senaryodur. İrticayı, bir tehdit olarak algılamayanlar, irticai bir kalkışmanın bir senaryo içinde dahi telaffuz edimesine ne ölçüde duyarlı oldukları, bu vesileyle günyüzüne çıkmış bulunmaktadır.

SORU:2

KKK\’lığının emrine raÄŸmen iç tehdidi seminer çalışmasına dahil etmenizde resmi yazışmalara yansımayacak ÅŸekilde KKK\’lığından sözlü bir onayın alınmış olması rol oynamış olabilir mi?

YANIT:2

Yanlış anlaşılma giderildiği için KKK.lığından OYTS için sözlü bir onay alınması sözkonusu olmamıştır.

SORU:3

Binbaşı Ahmet ErdoÄŸan tarafından hazırlanan birinci bilirkiÅŸi raporunda yapılan saptamalardan biri de 17 Ocak 2003 tarihinde dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman\’a yapılan Plan Semineri 2003\’e iliÅŸkin takdimde, OEYTS\’nin kullanılacağı hususunun komutandan saklandığı hususudur. Bu saptama doÄŸru mudur? DoÄŸruysa komutan OEYTS\’ye iliÅŸkin keyfiyetten neden haberdar kılınmamıştır?

YANIT:3

17 Ocak 2003 tarihinde dönemin K.K.komutanın Ordu K.lığına geldiÄŸi ve kendisine mutat \”standart brifing\” verildiÄŸi ve bilahare kendilerinin bir kısım Ordu birliklerinde denetlemelerde bulunduÄŸu gerçektir. OYTS\’nin K.K.Komutanına verilen standart birifingte gündeme getirilmeyiÅŸini komutandan bilgi saklama olarak yorumlama sizce de bir gayeretkeÅŸlik olmuyormu? Belirtilen tarihte TSK\’nın ve 1nci Ordu K.lığının gündeminde olan konular yanında bir yanliÅŸ anlaşılmanın brifingte gündeme getirilmeyiÅŸini manidar bulmak gerçekten de size anlamlı geliyor mu? Geliyorsa,bu ziyaretten iki hafta sonra, K.K.K.lığına \”Seminerin\” icrasına yönelik detaylı bir yazı gönderilmesi ve bu yazıda detaylı \”Seminer ceryan Tarzı\” ile OYTS\’nin yer almasına ne demeli?

SORU:4

Dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman, Plan Semineri 2003\’te iç tehdit senaryosunun görüşülmemesi yolunda 3 Ocak 2003 tarihinde Birinci Ordu\’ya gönderdiÄŸi talimatının yerine getirilmemesi konusunda kaleme aldığımız yazılar üzerine yolladığı bir açıklamada bu hususu yalanlamamış ve \”Bilgim dahilinde olan her hususta açık ve net emirler vermiÅŸimdir. VerdiÄŸim emirleri de daima takip etmiÅŸimdir. Benim hizmet anlayışımda yapılan her güzel faaliyet mükafatlandırılır, yapılan her yanlış da cezalandırılır. YaÅŸanan bu olayları da bu çerçeve içinde görmek gerekir. Bu olayda gereken yapılmıştır\” demiÅŸtir. Sayın Yalman\’ın bu açıklamasını nasıl karşılıyorsunuz?

YANIT:4

DoÄŸrusu Sayın Yalman\’ın sözlerini yorumlamak bana diÅŸmez. Benim ötedenberi gerek dönemin Gnkur. BaÅŸkanı\’ndan ve K.K.Komutanından beklentim bildikleri doÄŸruları kamuoyuyla paylaÅŸmalarıdır. Dönemin Gnkur. BÅŸk. biraz gecikmeli de olsa \”Balyoz\” konusunda kendisinde hiçbir bilgi ve belge bulunmadığını açıkladı. İddianamede savcılarımız \”Darbeyi(!) sayın Aytaç Yalman\’ın önlediÄŸini açıkça ifade etmelerine karşın, Dava dosyasında konuya iliÅŸkin bir ifade tutanağına rastlamadım. Bu noktada daha önce de belirttiÄŸim gibi dönemin K.K.Komutanına konuyu açıklığa kavuÅŸturma vazifesi kendisine düşmektedir.

Sayın Yalman\’ın bir orgeneral olarak kimlere ceza verebileceÄŸi talimatlarda açıkça belirtilmiÅŸtir. Ortada ÅŸahsımla ilgili bir suç ve buna baÄŸlı bir ceza olmadığına ve kendilerinin \”gerekeni yaptıklarını\” belittiklerine göre, bunun ne olduÄŸunu elbette açıklaması gerekecektir.

SORU:5

Bir senaryo çalışmasında bile olsa sıkıyönetim ilanı halinde seçilmiş bir hükümet yerine milli mutabakat hükümeti kurulmasının demokrasi açısından problemli bir durum olduğu yolundaki eleştirilerdi nasıl karşılıyorsunuz?

YANIT:5

Seminer provasız bir \”beyin fırtınası\” halinde cereyan etmiÅŸtir. Özel takdimler dışında kayda alınan bütün konuÅŸmalar irticalen yapılmıştır. Bu noktada unutulmaması gereken husus seminerin dayandığı jenerik senaryo(OYTS) gerçekmiÅŸ gibi kabul edilerek çözümler üretilmiÅŸ, irdelenmiÅŸtir. Senaryoda yurtiçinde ve yurtdışında meydana gelen olaylar ve tehditler sonucunda, Hükümet tarafından sıkıyönetim ilan edilÄŸi, ancak TBMM\’nin toplanamaması nedeniyle Hükümet kararı onaylanamadığı farz ve kabul edilmiÅŸtir. Senaryoda detaya girilmemekle beraber bu durumdan, Hükümet ile Meclis arasında bir sorun yaÅŸandığı açıkça anlaşılmaktadır. Böyle bir durumun vukuu halinde yasal bir platformda (Milli Güvenlik Kurulu) çözüm olarak bir Milli Mutabakat Hükümetinin kurulmasını önermenin, demokrasi açısından \”problemli bir durum olduÄŸunu söylemek\”, biraz önyargılı olmuyor mu?

SORU:6

Plan Semineri-2003\’e yöneltilen eleÅŸtirilerden biri de bu tür seminerlerin gerçek ÅŸahıs ve yer isimleri verilmeden icra edilmesi gerektiÄŸi halde, sizin komutanızdaki çalışmada hem ÅŸahıs hem yer isimlerinin telaffuz edilmiÅŸ olmasıdır. Bu yöndeki eleÅŸtirileri nasıl karşılıyorsunuz?

YANIT: 6

Seminerin dayandığı jenerik senaryoda(OYTS) gerçek ÅŸahıs ve yer isimleri bulunmamaktadır. Ancak seminerde irdelenen gerçek planlarda gerçek ÅŸahıs ve yer isimleri doÄŸal olarak yer alır. Seferberlik ve SavaÅŸ halinde ilgili yasalar uyarınca \”Kaynak Sayım Cetvelleri\” ilgili yerel yönetimler tarafından doldurularak ilgili komutanlıklara gönderilir. Bu cetvellerde bir savaÅŸ halinda TSK\’nin ihtiyaç duyacağı hertürlü üretim tesisleri, araç ve gereçler, depoler yer alır. Ayrıca cephe gerisinde bulunan Stratejik hassas tesis ve yerler de gerçek adları ile planlarda yer almaktadır. Bunun dışında Ordu K.lığının cephe gerisinde oluÅŸabilecek potansiyel tehditlere iliÅŸkin kendi kuruluÅŸu dışındaki istihbarat birimlerinden(MİT,Emniyet,Jandarma) gerçek bilgiler gelir. Bu bilgiler yürürlükten yeni kaldırılan Emasya Protokolu uyarınca valilerin baÅŸkanlık ettiÄŸi aylık istihbarat toplantılarında ele alınır, gerekli görülenler üst makamlara bildirilirdi. Konuya daha fazla dağıtmamak için bu konuda daha fazla ayrıntıya girmek istemiyorum.

Bu noktada unutulmaması gereken husus, \”Sıkıyönetimin\” gerektiÄŸinde uygulanmak üzere Anayasal bir yönetim tarzı olduÄŸu, yönetimin çerçevesini belirleyen bir kanun bulunduÄŸudur. Sıkıyönetim Planlamaları, her askeri plan gibi \”yumurta kapıya dayandığı zaman\” deÄŸil önceden hazırlıkları yapılması ve güncel tutulması gerekir. Ancak bunu bir darbe planlaması olarak gören ve göstermek istiyenler, kendi eylemlerinin meÅŸruluÄŸundan kuÅŸku duyanlardır. Bu noktada ÅŸu hususu açıkça belirtmek isterim ki, Sıkıyönetimin hiçbir zaman arzu etmediÄŸimiz bir yönetim tarzı olduÄŸunu vurgulamak isterim. Bu nedenle de, Plan Semineri boyunca yaptığım konuÅŸmalar dikkatle dinlenirse, geçmiÅŸte sıkıyönetim uygulamalarından çıkardığım dersleri ordu mensuplarına anlatmaya çalıştığım açıkça görülecektir.

Son bir söz söylemek gerekirse, 05-07 Mart 2003 tarihlerinde icra edilen Plan Semineri nekadar zorlanırsa zorlansın, bir darbe planlamasının değil, askerlerin ülke savunması için ortaya çıkan sorunları nasıl titizlikle irdelediklerinin belgeselidir. Bu gerçeği saptırmak isteyenlerin gerçekleri ebediyyen saklayabilmeleri halkı yanıltmaya devam edebilmeleri olanaksızdır.

Saygılarımla. Çetin Doğan 17.08.2010

Ç.DoÄŸan\’dan Sedat Ergin\’e; (Gönderilme tarihi:17.08.2010 Saat:16.12)

Sayın Sedat Ergin

Size gönderdiÄŸim iletinin bir kopyasını Pınar ve Dani\’ye de göderdim. Pınar size mektubumda haksızlık yaptığımı 24 Ocak tarihli mektubuma 26 Ocak 2010 tarihindeki köşenizde yer verdiÄŸinizi belirtti. Bu yazınızı ben her nasılsa atlamışım. Size gerçekten bir özür borçluyum. İletimdeki size karşı biraz soÄŸuk ve sitemkar üslubumun gerekçesini de bu vesileyle öğrenmiÅŸ oldunuz. Size karşı yaptığım haksızlığı öğrenmiÅŸ olmanın bana üzüntü vermenin yanı sıra memnun ettiÄŸini de belirtmeliyim. Bunun çok aykırı duygu ve düşünce olduÄŸu söylenebilir. Ne var ki, 22 Ocak 2010 tarihinden önce hakkınızda sahip olduÄŸum kanaatin doÄŸru çıkmasının beni sevindirdiÄŸini de belirtmeliyim. Kolay gelsin! Tekrar selam ve sevgiler. Çetin DoÄŸan

Sedat Ergin\’den Ç.DoÄŸan\’a; (Gönderilme Tarihi:17.08.2010 Saat:016.34)

Muhterem Paşam, Hiçbir anlam veremedim mesajınızı okuyunca, herhalde yazı dikkatinizden kaçmıştır diye düşündüm. Ben de yazının bir kopyasını size göndermek üzereydim. Yanıtlarınızı aldım, çok teşekkür ederim. Selam ve saygılarımla Sedat Ergin

Sedat Ergin\’den Ç.DoÄŸan\’a; (Gönderilme Tarihi:18.08.2010 Saat:08.48)

Muhterem PaÅŸam, sizin biraz daha zamanınızı alabilir miyim? Selam ve saygılarımla Sedat Ergin (İletinin Ekinde Ç.DoÄŸan\’a Ek sorular yöneltilmiÅŸtir)

Ç.DoÄŸan\’dan Sedat Ergin\’e;(Gönderilme Tarihi:19.08.20010 Saat:02:12)

18.08.2010

Sayın Sedat Ergin,

GöndermiÅŸ olduÄŸunuz Ek sorulara verdiÄŸim yanıtlarını yine sorularınızın hemen altında iliÅŸikte bulacaksınız. Bu vesileyle bugünkü \”Balyoz: 12 – İTÜ\’nün bilirkiÅŸi karmaÅŸası hakkında bilimsel mütalaası\” baÅŸlıklı yazınızın bana esefle hatırlattığı belgeli bir anımı izinizle sizinle ve mümkünse okurlarınızla paylaÅŸmak isterim: Anımın belgeli oluÅŸu, benim savcılıkta (Savcı Bilal Bayraktar) 26 Åžubat 2010 tarihinde verdiÄŸim ifadenin tutanağı ile yine ayni gün benim için tutuklama kararı veren Hakim Ali Efendi Peksak\’a verdiÄŸim ifade ve mahkeme kararında yer almasındandır. Ayrıca ayni konuda Avukatlarım tarafından taleplerim doÄŸrultusunda dilekçe de verilmiÅŸ, CD\’lierin İTÜ veya baÅŸka bir üniversitenin ilgili ana bilim baÅŸkanlığınca incelenmesi talep edilmiÅŸtir.

Anımı \”esefle hatırlamamın\” nedeni ise, adı geçen savcı ve hakimin \”gerçeÄŸi bulma, gerçeÄŸi arama gibi bir dertlerinin bulunmadığını çok geç fark etmiÅŸ olmamadan kaynaklanıyor. VerdiÄŸim ifadede günümüz teknolojisinde CD\’lerin sadece üstveri bilgilerinin uyumuyla, bu CD\’lerin gerçek olduklarını kabul edilmesinin olanaksız olduÄŸunu, benim bile istenirse bu tür \”uyumlu CD\’leri\” eski tarihli olarak, baÅŸkaları adına hazırlayabileceÄŸim yolunda yaptığım uzun açıklamalarla, aşırı nefes tüketiÅŸimi esefle hatırlıyorum. GerçeÄŸi bulma Savcı ve Hakimlerimizin umrunda olsaydı elbette taleplerimiz doÄŸrultusunda bir iÅŸlem, bir araÅŸtırmada yapma zahmetinde bulunurlardı. Davamız ile hemhal olan savcı ve hakimlerin büyük bölümünün \”gerçeklerin\” umurlarında olmadığını fark ettikten sonra, duygu ve düşüncelerimi Silivri Kampüsü\’nden yazdığım mektuplarla kamuoyu ile paylaÅŸma yolunu seçtim. 15 Åžubat 2010 tarihli ilk mektubumdan yaptığım aÅŸağıdaki alıntı bu konuda ayrı bir belge oluÅŸturmaktadır. (Savcılarımız İddianamelerinde bu mektuplardan iÅŸlerine yarayacağını düşündükleri alıntılar yaptıklarına göre, mektuplarımın da \”emniyetçiler\” dışında kendileri tarafından okunduÄŸunu farz ve kabul etmek gerekir)

\”- Özel Yetkili BeÅŸiktaÅŸ Cumhuriyet Savcılığı BALYOZ Harekat Planının gerçek olduÄŸu, düzmece olmadığı yolundaki iddialarını, sorgulanmam sırasında öğrendiÄŸim kadarı ile büyük ölçüde bir \”BilirkiÅŸi Raporuna\” dayandırmış bulunmaktadır. Anılan BilirkiÅŸi Raporunun TÜBİTAK tarafından hazırlandığı, savcı tarafından ifade edilmiÅŸtir. Avukatlarım Raporun bir örneÄŸini istemiÅŸ olmakla beraber isteÄŸimiz, konan kısıtlama nedeniyle yerine getirilmemiÅŸtir.

Bugün teknolojinin ulaÅŸtığı boyut dikkate alınarak, sadece bir CD\’nin analiz edilmesi ve dosya takip usulü ile menÅŸeinin kanıtlanması mümkün müdür? Yoksa imal edilen bir CD\’yi istediÄŸimiz kiÅŸinin bilgisayarındaki klasör veya dosya muhteviyatından olduÄŸu sanısını uyandırmak için bir düzenleme yapılabilir mi? Bu sorulara doÄŸru yanıt vermek için bir bilgisayar mühendisi olmaya bile gerek yoktur. Yeni bir veya birkaç bilgisayar almak suretiyle, bilgisayarı hedef aldığınız kiÅŸinin adı ile kaydeder, bu bilgisayarda açtığınız klasör veya dosyaları bir CD\’ye yükleyerek, bunların hedef aldığınız kiÅŸinin bilgisayarından çıktığı sanısını uyandırabilirsiniz.

DoÄŸrusu, TÜBİTAK\’ın \”BilirkiÅŸi Raporu\” Sayın Savcılarımızı ikna edecek bir kesin ifade taşıyorsa, bir zamanların çok övündüğümüz bu ulusal kurumumuzun da ne hallere düştüğünü varın siz karar verin. Savcılıkta verdiÄŸim ifadede yeraldığı gibi, yukarıda belirttiÄŸim hususların teyidi istenirse herhangi bir üniversitemizin ilgili bölümünden alınacak \”gerçek bir bilirkiÅŸi raporu\” ile yapılabileceÄŸinden eminim.\”

Sayın Ergin, yazılarınızla Balyoz konusunda zihinlerde oluşan sorulara cevap aradığınızı ve bunu ehliyetle yerine getirmekte olduğunuzu görmekteyim. Zihin karışıklığını gidermek için üzerinde durmanız gereken benim de bir sorum var:

\”Balyoz Evrakı Metrukesi\” 20 Ocak 2010 tarihinde BaÅŸsavcı Vekili Çolakkadı\’ya bir valiz ile Baransu tarafından teslim edildiÄŸine göre, savcılarımız tarafından hazırlanan iddianamede nasıl oluyor da Şüphelilerin bir bölümünün ikamet adresleri olarak halen (2010 Ocak2010 tarihi itibariyle) bulundukları adresler deÄŸil de; 2005,2006 ve 2007 tarihlerinde aktif görevde bulundukları ikamet adresleri yer alıyor? Tanıdığınızı sandığım bir kaç isim vereyim. E.Orgeneral Ergin Saygun ikamet yeri: TSK, Gnkur.IInci BÅŸk. Ankara Merkez(Kendileri AÄŸustos 2009\’da 1nci Or. K.lığından emekli oldular, halen İstanbul\’da ikamet etmektedirler); Korg.Korkut Özaslan İkamet yeri:Ankara MSB lojmanları(Halen 8nci Kor.K.Elazığ\’da ikamet eder);Korg. Yurdaer Olcan ikamet yeri olarak 2006-2008 tarihlerinde bulunduÄŸu Yüksekova belirtilmiÅŸ, oysa 2008 senesinde Korgeneral rütbesine yükselen Korg. Olcan önce bir yıl J.AsyÅŸ. Kor. K.lığına(Van) atanmış, AÄŸustos 2009 tarihinden beri Harp Ak. K. Yrd. Olarak İstanbul\’da bulunuyor. Tümg. Ahmet Yavuz İkamet yeri olarak Kırklareli belirtilmiÅŸ, Oysa Tugay komutanı olarak görev yaptığı Kırklareli\’den AÄŸustos 2005\’de Şırnak\’a tayin oldu ve 2007 AÄŸustos tayinleri ile Kara Harp Akademisi Komutanlığı\’na atandı, halen de Harp Akademileri Lojmanlarında ikamet etmektedir. Bu ikamet tutarsızlıkları sadece muvazzaf personele mahsus olmadığını, emeklilerden de bolca örnek bulunabileceÄŸini belirtmeliyim. Kolay Gelsin!

Selam,sevgi ve saygılarımla,

Çetin Doğan

EK SORULARA YANITLAR:

EK SORU:1

1 numaralı soruya göndermiÅŸ olduÄŸunuz yanıtta şöyle bir bölüm var.\”KKK\’lığının 3 Ocak 2003 tarihli bir yazıyla OEYTS\’nin anılan seminerde kullanılmaması emrini verdiÄŸi\” doÄŸrudur. Sözkonusu emir bana ilgili karargah subayı tarafından arz edildiÄŸinde kendisine, \”K.K.K.lığınca konunun yanlış anlaşılmış olabileceÄŸini, muhtemelen Plan Seminer\’inde sadece İç tehdidi irdeleyeceÄŸimizi sanmış olabileceklerini, Gnkur. BÅŸk.lığınca yayınlanan Tatbikatlar Programı\’ndaki Egemen Harekat Planının incelenmesi direktifine ters düşülmemesine gösterdikleri özenden dolayı, bu mesajı göndermiÅŸ olabileceklerini\” söyledim. Bilahare \”Konuya iliÅŸkin yanlış anlaşılmalara meydan vermeyecek ayrıntılı bir seminer cereyan tarzı planı hazırlanarak, OYTS ile birlikte K.K.K.lığına gönderilmesi\” direktifini verdim. VerdiÄŸim direktif doÄŸrultusunda yapılan hazırlıklar bir yazı ile 31 Ocak 2003 tarihinde K.K.K.lığı ile tatbikata katılan bütün birimlere gönderilmiÅŸtir. \”

Kara Kuvvetleri Komutanlığı\’nın temsilcisine sözlü olarak OEYTS\’yi dış tehditle birlikte irdeleyeceÄŸinizi söylediÄŸinizi ve bu doÄŸrultuda hazırlanan bir seminer cereyan tarzı planının OEYTS ile birlikte bir yazıyla 31 Ocak 20003 tarihinde K.K.K.lığına gönderdiÄŸinizi belirtiyorsunuz. Bu sözlü mesaj ve resmi yazının ardından K.K.K. lığı tarafından sözlü ya da yazılı olarak size herhangi bir yanıt ya da emir intikal ettirilmiÅŸ midir? Ettirilmediyse, bundan K.K.K. lığının gönderdiÄŸiniz yazının içeriÄŸi ile mutabık olduÄŸu, bu hareket tarzına onay verdiÄŸi sonucu mu çıkartılmalıdır?

YANIT:

Öncelikle bir yanlış anlamayı düzeltmek isterim. KKK.lığının emrini bana arz eden subay, K.K.K.lığının temsilcisi deÄŸil, 1nci Ordu K.lığında görevli karargah subayıdır. Bu subay da sanırım dönemin Ordu Hrk. BaÅŸkanı Süha Tanyeri\’dir. Ben direktifimi K.K.K.lığı temsilcisine deÄŸil kendi karargah subayıma verdim. Daha önce belirttiÄŸim gibi verdiÄŸim direktif doÄŸrultusunda istediÄŸim hazırlıklar yapıldıktan sonra, OYTS ve geniÅŸletilmiÅŸ Seminer Ceryan Tarzı Planı 31 Ocak 2003 tarihli yazı ile K.K.K.lığına da gönderilmiÅŸtir. K.K.K.lığına gönderdiÄŸim yazı elbette dönemin Kuvvet Komutanına arz edilmiÅŸtir. Bu yazıya doÄŸal olarak herhangi bir itirazi yanıt gelmemiÅŸ, Gnkur. BÅŸk.lığı ve Kuvvet karargahından gözlemciler seminere katılmıştır. Gözlemcilerin ifadeleri incelenirse bu konun bir sorun olarak gündeme gelmediÄŸi de görülecektir. Bu noktada bir hususu da dikkatinize getirmek isterim. Gnkur.BÅŸk. ve Kuvvet komutanlarının Seminere katılmaları rutin bir uygulama olarak planlanmıştı. Ancak Seminerin icra edildiÄŸi tarihte Ankara\’da yaÅŸanan yoÄŸun trafik nedeniyle katılım programı son anda iptal edilmiÅŸtir.

EK SORU:2

6 numaralı soruya verdiÄŸiniz yanıtta \”Seminerin dayandığı jenerik senaryoda(OYTS) gerçek ÅŸahıs ve yer isimleri bulunmamaktadır. Ancak seminerde irdelenen gerçek planlarda gerçek ÅŸahıs ve yer isimleri doÄŸal olarak yer alır\” diyorsunuz.

– Seminerde irdelenen gerçek planlarda ÅŸahıs ve yer isimleri yer alırken, yapılan konuÅŸmalarda seçilmiÅŸ belediye baÅŸkanlarının ismen geçirilmesi ve bu ÅŸahısların hedef olarak gösterilmesi, ayrıca görevden alınmalarının planlanması ne ölçüde doÄŸrudur?

– Ayrıca, seminerde yaptığınız konuÅŸmada, jenerik senaryoyla Mart 2003\’te Türkiye\’ye hakim olan tablo arasında paralellik kurmanız (\”bu bir jenerik senaryo ama günümüzdeki geliÅŸmelerle bir paralellik taşıyor\” ifadesi gibi) Plan Semineri-2003\’ü iç politikanın sularına sokmuÅŸ olmuyor mu?

YANIT:

Jenerik Senaryonun, dağıtımından 2002 Aralık ayında hazırlanıdığına bir itirazınızın olamayacağı sanırım. Senaryonun hazırlandığı dönemde ABD\’nin Irak\’a müdahale niyeti olduÄŸu yolunda emareler olmakla beraber, müdahale için somut bir adım henüz atılmamıştı. DiÄŸer taraftan Senaryo\’da öngörülen TSK\’nin stratejik ihtiyatları henüz güneye kaydırılmadığı gibi, bu konuda bir emir de verilmemiÅŸti. Ayrıca 1nci Ordu birliklerinden hiçbir unsur 2nci Orduyu takviye için GüneydoÄŸu\’ya sevk edilmemiÅŸ, aksine GüneydoÄŸu\’ya 1nci Ordu K.lığında takviye amaçlı gönderilen birlikler de kendi kışlalarına geri gönderilmiÅŸti.

Seminer bilindiÄŸi gibi 05-07 Mart 2003 tarihinde cereyan ediyor. Bu tarihte cereyan eden olaylara bakacak olursak; ABD\’nin Irak\’a fiilen müdahalesinin somut ayak sesleri duyulmakta, TSK Stratejik İhtiyatları Güney\’e kaydırılmış vaziyette, 1nci Ordu Komutanlığı birliklerinden bir kısım unsurlar takviye amaçlı olarak, 2nci Ordu Bölgesine sevk edilmiÅŸ, sevk edilmeye devam ediyor. Seminerde bu geliÅŸmeleri kastederek, \”bu bir jenerik senaryo ama günümüzdeki geliÅŸmelerle bir paralellik taşıyor\” ifadesinin Plan Semineri-2003\’ü iç politikanın sularına sokmuÅŸ olduÄŸunu iddia etmek biraz haksızlık olmuyor mu?

Laiklik karşıtı irticai faaliyetlerin odağı haline gelmemiÅŸ, Devletin resmi istihbarat birimlerince takibata alınmamış kimselerin keyfi deÄŸerlendirmelerle, sıkıyönetim planlama faaliyetleri içerisinde dahi olsa, seçilmiÅŸ belediye baÅŸkanlarının isimlerinin seminerde geçmesinin tasvip edilecek bir tarafı olmadığına inanırım. Bu noktada ÅŸu hususun daima dikkatlerden kaçmaması gereken tarafı, bir sıkıyönetim planlaması sözkonusu olduÄŸunda, \”Kudüsü anma görüntüsü altında fiili bir irtica propagandası yapanların, -belediye baÅŸkanı olsalar bile-yönetimde kalıp kalmayacaklarının deÄŸerlendirmesinin gerekliliÄŸidir.

Saygılarımla, Çetin Doğan 18.08.2010

Ç.DoÄŸan\’dan Sedat Ergin\’e;(Gönderilme Tarihi 24.08.2010 Saat: (19.13)

Sayın Sedat Ergin;

24 AÄŸustos 2010 Tarihli \”Kara Kuvvetleri\’ndeki kayıp evrakın sırrı\” baÅŸlıklı yazınızla nereye varmak istediÄŸinizi bütün iyi niyetime raÄŸmen anlayabilmiÅŸ deÄŸilim. Tarihi bir belge niteliÄŸi taşımayan evrakların TSK\’nde normal olarak 5 yıl sonra imha edildiÄŸine iliÅŸkin rutin uygulamayı sanırım biliyorsunuzdur. (Kaldı ki \”Balyoz Metrukesi\” ile ilgilenenlerin bu konuda TSK\’dan yapılan açıklamayı da atlamış olmayacaklarını düşünüyorum)

Bu konudan sizin gibi ciddi ve \”arkası yarın\” macera dizisi çıkarma istemi taşımayan, sadece gerçekleri gün yüzüne çıkarma iddiasında olanların, K.K.K.lığı gözlemci raporu bulunamıyorsa üzerine düşecekleri konu, elbette 05-07 Mart 2003 tarihlerinde seminere gözlemci olarak katılan K.K.K.lığı personeli\’nin bilgilerine baÅŸvurmak olmalıdır. Bu personelin sayın savcılar tarafından ifadelerinin alındığını biliyoruz. Bu nedenle o dönemde K.K.K. Gözlemci Heyet BÅŸk. Olan Korg.Tevfik Özkılıç ve diÄŸer heyet mensuplarının Dava Dosyası\’nda ifadelerinin bulunması gerekir. Savcıların, kendilerini bu dava nedeniyle \”gözardı ettikleri gerçekler ve iÅŸledikleri suçlar nedeniyle, haklarında dava açtığımızı belirtmek isterim. İliÅŸikte adıma açtıkları davanın dilekçesini bulacaksınız. Bu vesileyle önceki mektubumda \”İddianamede niçin bir kısım sanıkların ikametgah adresi olarak halihazır bulundukları yer isimleri deÄŸil de, 2005,2006,2007 tarihlerinde bulundukları yerler yazıldığını\” sorgulamanızı istemiÅŸtim. Umarım herkesi tatmin edecek bir yanıt bulmuÅŸsunuzdur. Bunu okurlarınızla paylaÅŸmak gerekliliÄŸine inandığınızı sanırım. Saygılarımla, 24.08.2010

Çetin Doğan

Sedat Ergin\’den Çetin DoÄŸan\’a;(24.08.2010, Saat: 04:09)

Muhterem PaÅŸam, Gerçekleri gün ışığına çıkartmak dışında baÅŸka hiçbir çaba içinde deÄŸilim. Åžu an üzerinde çalıştığım konu gözlemcilerin durumu. Gözlemcilerin ifadelerinin alındığını söylüyorsunuz , ancak Åževki Gençtürk dışında herhangi bir gözlemcinin ifadesinin alındığına dair bir iÅŸarete rastlamadım. Tevfik Özkılıç\’ın durumu da çok ilginç. İddianamenin en sonunda dosyasını ayırma kararı var ve \”hakkındaki soruÅŸturma tamamlanamadığı için\” gerekçesi getiriliyor. Nedense, Özkılıç\’ın durumunu askıda tutmuÅŸlar. Gençtürk hakkında ise takipsizlik verilmiÅŸ. Gözlemcilerin durumunu araÅŸtırırken yalnızca ikisinin soruÅŸturulduÄŸu gibi bir sonuca vardım. Kalan 12 gözlemci hakkında bir iÅŸlem yapılmamış gözüküyor. Ne sanık olarak iddianamedeler ne de takipsizlik kararı verilenler listesinde… Gözlemcilerin hepsinin ifadelerinin alındığından emin misiniz?

Bu arada diğer 12 gözlemcinin durumlarını tek tek araştırınca şu ilginç sonuçla karşılaştım, galiba hepsi emekli. Saygılarımla

Sedat Ergin

Çetin DoÄŸan\’dan Sedat Ergin\’e;(24.08.2010,Saat:19.13)

Sayın Sedat Ergin,

Korg. Tevfik Özkılıç\’ın ifadesinin alındığından eminim. Kendisi\’nin tayin yeri son AÄŸustos atamaları ile deÄŸiÅŸti. Yeni tayin yeri: K.K.EDOK Okullar Komutanı-Balıkesir. Tlf………..)dir. UlaÅŸabileceÄŸinizi sanırım. Savcıların niyetinin ne olduÄŸunu söylemiÅŸtim. Bu durum da savımızı teyid ediyor.

Saygılarımla, Çetin Doğan

Sedat Erginden ÇetinDoÄŸan\’a,(25.08.2010,Saat 05.40)

Çok tesekkür ediyorum. Sedat Ergin

EK 22 OCAK 2010 TARİHİNDE SEDAT ERGİN\’E YAZDIÄžIM MEKTUP

Sayın Sedat ERGİN

Her zaman ustaca ele aldığınız konuları saÄŸlıklı bir mantık ve duyarlılıkla irdelediÄŸiniz için yazılarınızı beÄŸeni ile okumaktayım. DoÄŸal olarak bu sabah gazeteleri gözden geçirirken (22 Ocak 2010) \”Askeri Senaryodan Darbe Planlamasına\”baÅŸlıklı yazınızı da ilgi ile okudum. Yazınızın bütünü tutarlı ve duyarlı görülse de, yazınızın bir noktasında \”fahiÅŸ\” diyebileceÄŸim bir mantık hatası ve yanlış bir bilgi bulunduÄŸunu üzülerek söylemeden geçemeyeceÄŸim.

Yazınızda \”Bir de bu seminerde masaya konan senaryo dışında kalan ve doÄŸrudan Orgeneral DoÄŸan tarafından 2002 aralık ayında hazırlatılmış bir \”Balyoz Planı\”nın da bulunduÄŸu ortaya çıkıyor. Bu belgeden mevcut hükümetin düşürülmesi, yerine kimlerin geçeceÄŸine iliÅŸkin bakanlar kurulu listesinin bile hazırlandığı bir darbe planlamasının yapıldığı anlaşılıyor…\”hükmü bulunmaktadır. Bu yargısız infaza elinizdeki hangi verilerle vardığınızı merak ediyorum. Ben TV\’lerde boy göstermeye pek hevesli olmayan bir insan olduÄŸumu bildiÄŸinizi sanırım. Taraf Gazetesi\’nde çıkan çirkin haberler nedeniyle TV\’lere çıkmak zorunda kaldım ve Taraf\’ın \”silahşörlererini\” doÄŸrudan ellerindeki delillerle ekrana davet ederek, iddialarını ispata davet ettim. Ben bütün askerlik hayatımda herzaman meÅŸru bir zeminde bulunarak \”dik bir duruÅŸ\” sergiledim. Adı geçen safsata bir plan varsa, bu sadece ülkede korku ve terör estirerek insanları sindirip, Türkiye Cumhuriyeti\’nin Anayasa\’mızda yazılı niteliklerini deÄŸiÅŸtirrme hevesinde olan, ruhen hasta insanların imalatıdır.

Yazınızda vardığınız yanlış hükmün, ülkemizi sarmalayan bilgi kirliliÄŸinin (çoÄŸu insanın olduÄŸu gibi) kafanızı biraz karıştırmış olmasından kaynaklanmış olabileceÄŸi düşüncesindeyim. EÄŸer elinizde yazınızda vardığınız kesin hükmü destekleyen bilgi ve belge varsa lütfen bunları kamuoyu ile paylaşın. Ben size ÅŸimdilik araÅŸtırmalarınızda yardımcı olabilecek bir \”ipucunu\” vermekle yetineyim: Aralık 2002\’de hazırlandığı ileri sürülen DehÅŸetli Plan\’nın(!) \”Dost Kuvvetler\” fıkrasında, 2006 yılında kurulan \”Türkiye Milli Gençlik TeÅŸkilatı\”nın yer alması biraz garip deÄŸil mi? Kolay gelsin.

Saygılarımla.

E.Orgeneral Çetin DOĞAN

Leave a Comment