Author Archives: İzzy - Page 3

Nan\’kör

\"\"Son bir hafta…
Engelliler Haftası’ydı.
Birleşmiş Milletlere üye tüm ülkelerde 10-16 Mayıs’ta kutlanır. Ahalinin bilinçlenmesi için, Sağlık Bakanlığı tarafından radyo ve televizyonda eğitici programlar yayınlanır.

Bizde de yayınlandı.
Çok eğiticiydi.

Bilinçsiz görme engelli \”asgari ücret alıyoruz, iyileştirme istiyoruz\” dedi. Sağlık Bakanımız bizzat bilinçlendirdi, \”gözlerin görmediği halde sana iş vermişiz, daha ne istiyorsun\” dedi.

E hak etti…
Nan’kör yani.

Para’göz gazeteciler
Aç göz’lü işadamları
At göz’lüklü seçmenler
Gözleri var görmezler.

Bunun gözleri yok…
Utanmadan görüyor.

Daha ne istiyorsun?
Körolasıca…
Elinin kör’ünü mü?

Haddini bil.
A gözü doymaz.
Bon’kör bakanımıza dua et.
Göz’altına alınmadığına şükret.

Bak, ne demiş atalarımız?
Kör ölür badem gözlü olur
kör görür badem nokta nokta…

Şimdi merak edip diyeceksin ki…
Ne demek bu nokta nokta?

Görme engelliler alfabesi kabartma altı nokta değil mi kardeşim? Ben dilim döndüğünce yazdım. Bakar kör değilsen, gerisini sen koy bu olan bitenin sonuna, nokta nokta…

Real\’ite

\"\"Şifre rezaleti ayyuka çıkmış…
Çocuklarımızın alenen hakkı yeniyor.

Başbakan hâlâ \”eğitimde fırsat eşitliği\”nden bahsedip, \”Almanya’da Hans fırsat yakalayacak, Helga fırsat yakalayacak da, benim Ahmetim Mehmetim Ayşem niye yakalamasın, vizyonumuz bu\” diyor.

Bunu diyen Başbakan…
Mercedes filosuna biniyor.
7 tanecik.
Yetmedi, BMW aldılar.
Meclis Başkanı da, BMW.
Başbakan yardımcıları?
Hepsi Mercedes’e biniyor.
Maliye Bakanı, Mercedes.
Ekonomi Bakanı, Mercedes.
Savunma Bakanı, Mercedes.
Enerji Bakanı, Mercedes.
Bayındırlık Bakanı, Mercedes.
Ulaştırma Bakanı, Mercedes.
Kültür Bakanı, Mercedes.
Sanayi Bakanı, Mercedes.
İçişleri Bakanı, Mercedes.
Dışişleri Bakanı, Mercedes.
Eğitim Bakanı, Mercedes.
Tarım Bakanı, Mercedes.
Orman Bakanı, Mercedes.
Adalet Bakanı, Mercedes.
Aile Bakanı, Mercedes.
AB Bakanı, Mercedes.
Spor Bakanı, Mercedes.
Diyanet Bakanı, Mercedes.

Generaller Mercedes’e biniyor.
Sivilanıt’a Audi aldılar.
Anayasa Mahkemesi Başkanı…
Mercedes’e biniyor.
Yargıtay Başkanı, Mercedes.
Danıştay Başkanı, Mercedes.
Sayıştay Başkanı, Mercedes.
Belediye başkanları, Mercedes.
Valiler, Mercedes.
YÖK Başkanı… Mercedes’e biniyor.

Mesut Özil.
Nuri Şahin.

Almanya, 2 milyon \”ithal\” Türk’ten Real Madrid’de forma giyebilecek kalibrede 2 evladımızı çıkardı… Bunlar,
74 milyon \”yerli\”den bi orijinal \”Mehmet\” Aurelio çıkaramıyor.

Mesut, Zonguldaklı…
Bırak, milli çıkarmayı, madencilerin cesedini anca 8 ay sonra Çinliler çıkardı.

Nuri, Kırşehir Kamanlı…
Kırşehir Kaman’daki arkeolojik mirasımızı taaa Japon Prensi çıkarıyor.

Kırşehirspor üçüncü ligde.
Zonguldakspor amatörde sürünüyor.
Deve kesen THY, gidiyor, Real’in rakibi Barcelona’ya sponsor oluyor!

Bu arada…
Nuriler Mesutlar heba olmasın diye, bizim Futbol Federasyonu’na sponsor
olan kim biliyor musunuz? Mercedes.

Vizyona gelirsek…
Öro’vizyona.
Kadere bak…
Almanya’da.
Rezil-i rüsva.

Bademlerin seçim telaşına denk geldiği için, esemes’lere şifre koymayı unuttular galiba.

Zong\’uldak

\"\"İzliyorsunuz mutlaka…
Star Haber’in usta muhabiri Osman Terkan, mikrofonu alıyor, Eminönü’ye gidiyor, soruyor. Niye Eminönü derseniz… Türkiye’nin özeti İstanbul, İstanbul’un özeti Eminönü’dür. İstisnasız herkes Emin’dir orada. Zaten o nedenle Emin’önüdür… Hiç kimse bilmiyorum demez!

  • WikiLeaks nedir?
  • Kestane.
  • İstiklal Marşımızı kim yazdı?
  • Fatih Sultan Mehmet.
  • Cumhurbaşkanımız kim?
  • Bülent Arınç.
  • Cumhuriyetimizi kim kurdu?
  • Demirel.
  • Kaddafi kimdir?
  • Din alimi.
  • Hüsnü Mübarek?
  • Yatır.

(Mübarek lafını duydu ya, olsa olsa diye düşünüp, türbe yaptı Hüsnü’yü iyi mi! Şeytan diyor, bu cevabı vereni oracığa yatır…)

  • 28 Şubat süreci ne zamandı?
  • 21-22 Şubat’taydı.
  • Temmuz-Ağustos gibiydi.
  • Haziran.
  • Yaz aylarıydı.
  • 12 Eylül’de.
  • 12 Eylül darbesi ne zamandı?
  • Dilimin ucunda…
  • 1980 darbesi ne zaman oldu?
  • Ha o mu, 1984’te.
  • Kıbrıs nerede?
  • Karadeniz’de.
  • Emin misiniz?
  • Askerliğimi orada yaptım.
  • Libya nerede?
  • Marmaris’in karşısında.
  • Japonya nerede?
  • İtalya Fransa taraflarında.
  • Suriye hangi bölgemizde?
  • Kuzey-Güney gibi.
  • Kaç milletvekilimiz var?
  • Binin üstünde.
  • 20 kadar.
  • TBMM ne demek?
  • Türkiye malzeme ofisi.
  • HSYK ne demek?
  • Yüksek Seçim Kurulu.

Bazen itiraz ediliyor…

  • Hep bilmeyene soruyorsun.
  • Buyrun size soralım…
  • Sor.
  • HSYK ne demek?
  • Hastane sosyal…
  • AB’ye üye miyiz?
  • 7-8 yıldır.
  • Türkiye’nin nüfusu kaç?
  • 1 milyar.
  • Türkiye hangi kıtada?
  • Amerika kıtasında.
    (Brezilya’da diyen oldu.)
  • Kaç bölgemiz var?
  • Kuzey güney doğu batı.
  • Kaç ilimiz var?
  • 84 plaka gördüm.
  • Kanal İstanbul nedir?
  • Televizyon.

Başbakanımız önceki gün Zonguldak’taydı… Lafı evirdi çevirdi, taaa 1992’de kurulan, hatta logosunda bile 1992 yazan Karaelmas Üniversitesi’ne getirdi.

Kendi sordu.
Kendi cevapladı.

  • Zonguldak Karaelmas Üniversitesi’ni kim kurdu?
  • 2007’de biz kurduk.
  • Zonguldak’ta üniversite var mıydı?
  • Yoktu.
  • Kuracağız dedik…
  • Kurduk.

Oy Pusu\’lası

\"\"Oy\’lum oy\’lum…

Oy\’acaklardı az daha.

Oy pusulası bastılar güya.
13 trilyona.
Bi numaralar döndü.
İniverdi bi trilyona.

Hayatımız numara çünkü…
Hayatımız numara.

Nüfus cüzdanımız mesela.
Numaralı.
Ehliyetimizde var.
Kredi kartımızda var.
Telefonumuz numaralı.
Bilgisayarımız da.
Farz edelim, sahte isimle e-mail gönder, ufak bi inceleme neticesinde, aslında kimin bilgisayarından gönderildiği kabak gibi ortaya çıkıyor. Maganda ateş etsin, kaçsın, nafile, mermi çekirdeğini veya kovanı buldun mu, tabancayı da bulabiliyorsun. Elledin diyelim, parmak izlerimiz doğuştan seri numaralı… İlacın, tişörtün, yoğurdun, aklına gelen gelmeyen, hepsinin numarası var, nerede, ne zaman, kim üretti, görebiliyorsun.
Çek-senet numaralı.
Fatura-makbuz numaralı.

Seçmensin…
Kütük numaran var.
Adresin numaralı.
Şu numaralı okulda…
Şu numaralı sandıkta…
Şu numaralı vatandaşsın.

Sandık şeffaf.

Şimdi gelelim, hiç sorulmayan soruya… O şeffaf sandığa attığımız oy pusulası niye meçhul?

Hayatımızın her saniyesinde, her adımında numara varken, oy pusulasında niye numara yok?

Her işimizde \”numara\” dönerken, \”numarasız\” oylarımızda \”numara\” dönmeyeceğinin garantisi nedir?

Üniversite sınavına giren çocuklarımıza \”tek tek\” soru kitapçığı hazırlamayı bilen yetkililerimiz… Oy pusulalarını niye \”tek tek\” değil de \”topluca\” basıyor?

\”Her oy pusulasına numara verirsek, kimin ne oy attığı belli olur, vatandaşın demokratik tercihi fişlenmiş olur\” diyebilirsiniz… E tabii, ben de onu demiyorum zaten… Benim dediğim şu: Niye sandık sandık dağıtılan oy pusulalarına, sandık numarası konulmuyor? Her seçimden sonra çöplükten toplanan oyların hangi sandıktan çöpe gittiği tespit edilmesin diye mi?

Bakın… Toprağa gömülü lav silahları bulundu, lav silahlarında seri numarası olmadığı için, sahibi gösterilemedi, dolayısıyla, silahlı kuvvetler komple darbeci-terörist ilan edildi… Lav silahlarına numara çevirmek için numara konmadığını iddia eden yalaka arkadaşlar, neden, aynı mantıkla, numara konmayan oy pusulalarına hiç ses çıkarmıyor?

Şaibeli oy, şaibeli lav silahından daha mı az tehlikeli demokrasimiz için?

Yok efendim tek tek sayılıyormuş da, parti temsilcileri takip ediyormuş filan.

Bırak şimdi sen laga lugayı…
Hayatımızın her saniyesinde, her adımında numara varken, oy pusulasında niye yok?

Ya Keramet Ya İnternet

\"\"Hoca Efendi Hazretleri çağdaş bilimlere kızıyordur…
Niçin?..

Çünkü eskiden kendisi keramet gösterip uçardı…
Müritleri de uçurabilirdi onu ama, en çok cemaatin dilinde dolanıp dururdu Hoca Efendi Hazretleri’nin gece uçtuğu…
Duyanların itikadı bir iken bin olurdu…
Ama elin gâvuru uçağı icat etti…
Müritler de başladı uçmaya…
Uçan uçana…
(…….)
Eskiden Hoca Efendi Hazretleri aynı anda birçok yerde görülürdü..
Cemaattekiler onun İstanbul’da oturduğu gece, Kudüs’te, Halep’te, Hicaz’da görüldüğünü anlatırlardı birbirlerine…
Duyanların itikadı bir iken bin olurdu…
Elin gâvuru televizyonu icat etti…
Nazlı Ilıcak ile Nuray Mert bir gecede üç kanal üzerinden bin şehirde gözüküyorlar bile…
(…….)
Hoca Efendi Hazretleri gaipten haber alırdı…
Misal \”Yağmur yağacak\” derdi…
Yağmur yağmadı, zaten yağmadı… Yok yağdıysa cemaat Hoca Efendi Hazretleri’nin keramet göstererek gaipten haber aldığını anlatırdı dilden dile…
Duyanların itikadı bir iken bin olurdu…
Elin gâvuru meteoroloji uydusunu icat etti, yağmurun saatini de veriyor, damlaların büyüklüğünü de…

İşte; çağdaş bilim Hoca Efendi Hazretleri’nin palavralarını bir bir ortaya çıkartıyor…
Bu yüzden çağdaşlığa da, onun bilim dallarına da için için kızıyor Hoca Efendi Hazretleri…
Bir de gözü açılan insanlar İnternet üzerinden örgütlenip, Hoca Efendi Hazretleri’nin tarikat örgütlenmesinin üzerine çıkınca… Büyük medya susturulduktan sonra, toplum kendi medyasını yaratınca…
Ve cemaat istilasına karşı insanlar İnternet üzerinden örgütlenmeye başlayınca…
Emir geldi:
İnternet’i sansürleyin…

İşte; İnternet’in başına gelen bu…

Siz de direnin…
Elletmeyin…

Hafız\’a

\"\"Kastamonu mitingi…

Camiye tesettüre hakaret ettiler. CHP adayı Allah’ın ayetine sinir bozucu diyor. Allah-u Teala’ya dil uzattı. Diyor ki, statükocuların Allah’ı Ankara’dadır. Hâşâ diyorum, Sübhanallah diyorum. Allah mekândan ve zamandan münezzihtir diyorum. Rabbimin mağfiretine sığınıyorum. Yaratan’a saygısızlıktır, benzetmesini bile yapamazsın. Müslümanlardan özür dilesin. Sizi bir aile efradı yaratmış Yaratan. Hamd olsun.

Amasya mitingi…

İtikadımıza ters konuşuyor. Hata yapmaktan Allah’a sığınırım. Ne diyor biliyor musunuz, statükonun Allah’ı Ankara’da oturuyor diyor. Teşbihi bile mümkün değil. Kendisi Alevidir. Benim sevdiğim kadar Hacı Bektaş-ı Veli’yi sevemez, istismarını yapar. Bir zamanlar dedim ki, Alevilik Hazreti Ali’yi Kerremallahu Veche sevmekse, ben Alevilerden daha çok Aleviyim. Allah’a şirk anlamına gelen, Yaratan’ı böyle edepsizce ağzına alana susmam. Bizim erkanımız, ahlakı Muhammedi ve edebi Ali’dir. Bu ülkede ezan CHP sayesinde okunuyor diyor. Ezanı, Tanrı Uludur diye okutan bunlar yaaa… CHP’li belediye camiye hakaret içeren sergiye ev sahipliği yapıyor. Milletvekili adayı, güya bilim kadını, Allah’ın ayetine sinir bozucu diyor. Behey kadın, biraz izan sahibiysen, vasiyetnameni yaz, de ki, böyle böyle, utanç vericidir, ben böyle bir tabutla kalkmak istemiyorum de, dürüstsen bunu yap. Allah ıslah etsin. Güzel bir söz var, et tekrar-u ahsen velev kane yüz seksen, güzeli tekrarda 180 kere bile olsa fayda vardır. Şöyle ellerinizi göreyim, maşallah, maşallah.

Osmaniye mitingi…

Bu canı veren Allah. Bu canın sahibi Allah. Demir ağlarla öreceğiz inşallah. Ayaklarımız yere basıyor evelallah. Dualarınızın himmetiyle güçlüyüz. Allah yar ve yardımcımız olsun. Bu millet Cumhuriyet’ten eskiyiz diyenleri niye iktidara getirmiyor, neden, çünkü benim milletim, hani güzel söz vardır ya, Müslüman bir sokulduğu delikten bir daha sokulmaz… İnşallah daha iyi olacak. Elhamdülillah.

Bırak demokrasiyi…
Vatikan’daki papa seçimlerinde bile \”kutsal\” bu kadar kürsüye taşınmaz.

Bi de şu var…

Halk arasında yaygın şekilde kullanılan \”statükonun Allah’ı\” gibi ifadelerin, elbette siyasiler tarafından miting meydanlarında kullanılması yanlıştır. Ancak, vazgeçtik siyasetten… \”Bu statta Galatasaray’ın bir Allah kuruşu yok\” lafını kim söyledi? Alex de Souza mı?

İzmir\’in Kavakları…

\"\"Gâvur İzmir’in Bizans konsolosuyuz ya…
Herkes soruyor:
Orda n’ooluyor?

AKP geçen hafta \”2 Mayıs\”ta İzmir’e yönelik projelerimizi açıklayacağız dedi… \”2 Mayıs\”ta İzmir Büyükşehir Belediyesi basıldı.

Olan bu.

Konak belediyesini böldüler, Karabağlar belediyesi yarattılar, hesapta avanta kömür vererek kazanacaklardı, çünkü Karabağlar’da dar gelirli vatandaşlarımız yaşar. Kömür götürenlerin ağzını burnunu kırdılar iyi mi, ezici üstünlükle CHP çıktı… Karabağlar belediyesini bastılar.

Bi parça Karşıyaka’dan, bi parça Bornova’dan kopardılar, Bayraklı belediyesi yarattılar, güya avanta makarna dağıtarak devşireceklerdi. Ahalimiz teşekkür mahiyetinde(!) odunla bekledi makarnacıları, ezici üstünlükle CHP çıktı… Vay sen misin, Bayraklı belediyesini bastılar.

Olan bu.

Başbakanımız, geçen ay, TRT’de Hakan Şükür’ün programına katıldı, \”Şu anda İzmir’in Süper Lig’de takımı yok, tabii İzmir’in Süper Lig’de bir tane takımı bile olmayınca Halkapınar Stadı boş kalıyor\” dedi. Kafasına ampul şapkası takan mebus adayı Hakan da, tasdikledi.

Bucaspor, eskiden AKP’li belediyeydi. CHP’ye geçti. Anlaşılan o ki, Buca CHP’li olunca, lügatinden sildi… \”Boş kalıyor\” denilen statta, daha bu hafta 50 bin Göztepeli vardı. 15 milyonluk İstanbul’un Büyükşehir Belediyespor’u ise, 6 seyirciye oynuyor, futbolcu sayısı taraftardan fazla… Üstelik, o stadın adı Halkapınar değil. Atatürk de mi defterden silindi?

Olan bu.

\”İzmir’de AKP’liler bile Aziz Kocaoğlu’na oy verir\” dedim, küfür ettiler… AKP İzmir mebusu Taha Aksoy, büyükşehir belediye başkanlığına aday yapıldı, Aziz Kocaoğlu’yla birlikte Fatih Altaylı’nın Teke Tek’ine çıktılar. Taha Aksoy elini vicdanına koydu, \”Evimi, cüzdanımı, hatta ailemi bile emanet edebileceğim kadar dürüst adamdır Aziz Kocaoğlu\” dedi! Sonu oldu tabii, bırak belediyeyi, bu seçimde mebus adayı bile yapmadılar Taha Aksoy’u.

Olan bu.

(İki parantez açayım… Laik kılıflı liboşik bi arkadaş var. Yağcılığını margarin gibi suratına sürer. Belediyelerden para alır, vıcık vıcık belgeseller yapar. Aziz Kocaoğlu’dan istedi. Havasını aldı. Utanmadan, oturdu, \”Expo gezisi diye Sexpo gezisine gitti\” diye yazdı. Yalanlandı. Yalanlandığını yazmadı. Sevmez bu tür arkadaşlar, Aziz Kocaoğlu’nu.)

(Avantacı gazeteciye vermiyor da, nereye veriyor parayı? Tek örnek anlatayım… İzmir Büyükşehir Belediyesi, dar gelirli 160 bin öğrenciye haftada 2 litre süt veriyor. Bu devasa miktardaki sütü, Tire Süt Kooperatifi’nden alıyor. Bizzat köylüden yani… İzmir’in parasını, hizmet ayaklarıyla yandaşın cebine koymuyor. Haberiniz olmaması doğal, çünkü kameraları çağırıp, milletin parasıyla kendine reklamyaptırmıyor.)

Sadece 5 gün önce… \”AKP’li Maliye Bakanlığı\”na bağlı İç Denetim Koordinasyon Kurulu toplantısı yapıldı. Kaynakların etkili, ekonomik, verimli kullanımı, şeffaf yönetim-denetim kriterleri incelendi. İzmir Büyükşehir Belediyesi \”Türkiye’nin örnek belediyesi\” seçildi. Sadece 5 gün sonra, İzmir Büyükşehir Belediyesi basıldı.

Olan bu.

Yolsuzluk yapıp, köşeyi döndüğü iddia edilen \”en kritik\” daire başkanına, mal varlığını sordular dün… Ne cevap verdi biliyor musunuz? \”Dikili ağacım yok, eşim kanserden vefat etti, borç bıraktı, reddi miras yapmak zorunda kaldım, tedavisi sırasında masrafları karşılayabilmek için Vakıflar Bankası’ndan kredi çektim, şimdi taksitle onu ödüyorum.\”

(Ayrıca… İmar planına göre ancak \”kültür-sanat merkezi\” yapılması öngörülen araziye \”apartman yapılmasına izin vermediği için\” hakkında soruşturma açılan belediye başkanı duymuş muydunuz hiç? Duyun… Kültür-sanat arazisine apartman yapılmasına izin vermediği için, hakkında soruşturma açıldı İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı’nın.)

Olan bu.

Şimdiiii…
Gelelim zurnanın zırt dediği yere.

Hedef, İzmirliler değil… Çünkü, İzmirliler güler geçer böyle saçmalıklara… AKP yağmurlu havada su bile bulamaz İzmir’de… Peki \”Hedef kimdir\” derseniz?

AKP.

AKP’nin İzmir’e gıcık olması normaldir. Ancak, Binali Yıldırım’ın \”2 Mayıs\”ta İzmir projelerimi açıklayacağım demesinden sonra, tam da \”2 Mayıs\”ta İzmir’de baskın yapılması, anormaldir. Ayak oyunlarının adamı değildir Binali Yıldırım… En azından zekâsına kefilim.

İzmir, savaş alanıdır…

Savcının, polisin aldatıldığını, yanlış yönlendirildiğini düşünüyorum. İzmir’e gâvur, sümüklü gibi yaftalar takan AKP’ye, tam yeridir deyip, İzmir üzerinden tezgah kuruldu. Belli ki dengeler değişti… AKP’ye çalışıyormuş gibi görünen bazı arkadaşlar, AKP’yi tufaya getirdi.

Eli verdiler…
Kolu kaptırdılar.

Olacağı buydu.

Bundan böyle herkes ağızdan çıkan laflara dikkat etsin… AKP’lilerin \”içeri tıkılan gazeteciler\” başta olmak üzere \”sürpriz\” açıklamalar yapacağından adım gibi eminim.

Sayın Bin Ladin

\"\"ABD’nin en tehlikeli teröristi Bin Ladin, yakalandı. Türkiye tarafından tufaya getirilerek paketlenen Bin Ladin, gözlerine koli bantı yapıştırılıp, Amerikalı subaylara teslim edildi. Özel uçakla ABD’ye götürüldü, San Fransisco körfezindeki Alcatraz Adası’na yerleştirildi.

Amerikan ahalisi \”bu herifi niye besliyoruz\” diye mırın kırın etti, ancak, Türkiye’nin \”aman ha, kılına zarar gelmesin, kullanın, faydalanın\” şartıyla ABD’ye teslim ettiği ortaya çıktı. Kerizlendiğinin farkına varamayan Obama \”bunu niye bize verdiler, hâlâ bilemiyorum\” dedi.

Bin Ladin güya idama mahkûm edildi. Ahalinin gazı alındı. Akabinde, AB’ye uyum çerçevesi ayaklarıyla ABD’de
idam cezası kaldırıldı. Nezle bile olmasın diye, tam teşekküllü hastane tahsis edildi. AB tebrik etti, en geç 356 sene sonra ABD’nin AB’ye alınacağını açıkladı.

Tora Bora dağlarındaki kampındayken bol bol röportaj yapıp, sempatik gösteren Amerikalı yurtsever(!) gazeteciler, bu sefer, Bin Ladin’i Alcatraz Kuşçusu ilan etti. Yüreği insan sevgisiyle dolu bu masumun, insanlık dışı şartlarda yaşadığını yazdılar. Hatta bi tanesi \”Bin Ladin’i maaşa bağlayıp, Miami Paşası yapalım\” dedi. Bunun üzerine Alcatraz Adası tepeden tırnağa tefriş edildi, voleybol sahası tesis edilip, avukatlarına sıfır kilometre gemi alındı.

(Ki, lodosta Alcatraz’a gitmekte zorlanıyorlar, çok ayıp oluyordu.)

Derken, açılım yapmaya karar verdi Beyaz Saray… Wikileaks belgelerine göre, Ku Klux Klan’ı MHP’nin kurduğu, Kennedy’i de İsmet İnönü’nün vurduttuğu açıklandı. Hollywood starlarını Camp David’de toplayan Obama, inanmayanın iki cihanda lekeli olduğunu söyledi.

Ve, Bin Ladin’le müzakereler başladı. \”Biz görüşmüyoruz, iftiradır, alçaklıktır, şerefsizliktir, CIA görüşüyor\” denildi… CIA’in Profesör Mehmet Haberal’a bağlı olduğu iddia edildi.

Rocky dağlarında barınan Bin Ladincilere üstü açık limuzinlerle zafer turu attırılıp, siyasete girmeleri rica edildi. Buna mukabil, Bin Ladin’i teslim alma terbiyesizliğini gösteren Amerikalı subayların evleri basıldı, alayı teröristlikten tutuklanıp, Sing Sing’e tıkıldı.

General Motors’un eski Başkanı, \”dipfrizdeki McDonalds’a cola açmam\” dedi.

Bin Ladincilerin Arizona’da özerklik ilan etmeye kalkışması üzerine, ahali Ohayo falan oldu, seçim yasağı getirildi. Ancak, geçmişti Kolorado’nun pazarı, sür eşşeği Nevada’ya… Nebraska Alabama ve Dakota’da Tommiks’lere saldırıldı, Washington’da sağa sola ateş suyu fırlatılıp, New York’ta cam çerçeve indirildi. Ehaliyle, anında tornistan yapıldı, \”hay Allah evraklara eksik bakmışız, özür dileriz, affedersiniz, pardon\” denilerek, \”sehven yasak\” kaldırıldı.

Sayın Bin Ladin’in önce Florida’da villaya çıkıp, bilahare, başkanlığa aday olması bekleniyor.

maALESef

\"\"Büyüsünler de \”badem\” olsunlar diye \”çağla badem\”lerin üniversite sınavına şifre koymuşlardı… Bu sefer şifresiz mifresiz daha pratik bi yol buldular, beğenmediklerine kafadan soru kitapçığı vermediler!

Çöz çözebilirsen…

E merak ediyor insan tabii.
Ne sordular?

Girdim ÖSYM’nin internet sitesine, ALES’in soru kitapçığını tıkladım…

Sözel bölüm.
25’inci soru mesela.

Önce bi metin verilmiş:
\”Gücünü gözlem ve mizahtan alan öyküleriyle tanınmaktadır. Konuşur gibi yazmanın doğurduğu rahatlık ve akıcılık görülür. Toplumsal bozuklukları, çarpık kişilikleri ele alır. Bilgilendirmeye yönelik bir yol seçer.\”

Sonra da, aşağıdakilerden hangisi bu yazarın özelliklerinden biri \”olamaz\” diye sorulmuş.

Cevap?
Baktım cevap anahtarına.
E şıkkı.
Yani?
Bu yazarın özelliği, toplumsal olayları \”tarafsız\” bakış açısıyla anlatmak \”olamaz\”mış!

Demek ki neymiş?
Gözlem yapan, mizahla süsleyen, konuşur gibi, rahat ve akıcı yazan, toplumsal bozuklukları, çarpık kişilikleri ele alan, ahaliyi bilgilendiren yazar \”tarafsız olamaz\”mış.

Ya nasıl olurmuş?
Trene bakar gibi bakar, öküz gibi yazarsa, fikir kabızıysa, toplumsal bozuklukları teğet geçip, suya sabuna dokunmadan, çarpık kişiliklere ilişmez ve ahaliyi bilgilendirmezse \”tarafsız yazar olur\”muş.

İnanmayıp \”tatmin\” olmayan, sağlamasını yapmak için açsın, gazetelere baksın… Boşuna mı, ÖSYM’deki rezaletleri görmeyip, yazmayıp, üstüne alkışlıyor \”tarafsız yazar\”lar kardeşim?

Ha, nasıl oluyor da utanmadan orda oturuyorlar hâlâ derseniz… Malum, dört yanlış bir doğruyu götürüyor. Bunlarda ilaç niyetine bi doğru bile olmadığı için, götüremiyor maALESef.

SON DAKKA NOTU:

Laf \”bilgilendirme\”den açılmışken… Devletin haber ajansı, Anadolu Ajansı, dün şehidin adını yanlış geçti, \”Yalçın şehit oldu, memleketi Çanakkale’ye gönderildi\” dedi. Sonra düzeltme yaptı, Yalçın’ın şehit olmadığını, hâlâ gazi olduğunu belirtip, \”Durdu şehit oldu, memleketi Çanakkale’ye gönderildi\” dedi. Ancak, gene yanlış yapmıştı. Bi daha düzeltme yaptı, \”Durdu şehit oldu, Kahramanmaraş’a gönderildi\” dedi. Böylece, niyazimiz zaten çoktu ama, bu arkadaşlar sayesinde ilk \”sehven şehit\”imiz olmuş oldu… Gazetemizin baskıya girdiği dakikalarda, henüz üçüncü düzeltme yapılmamıştı, galiba bu defa denk getirdiler.

Mebuslarımızı Tanıyalım (2)

\"\"Çok değerli mebuslar seçeceğiz 12 Haziran’da… Nesrin Altın, Satılmış Külçe, İsa Gümüş, Osman Zümrüt, Sadık Yakut, Sayın Elmas, Ali Mücevher, Necdet Kuyumcu, Kadri Zengin.

Mümtaz Maden… Pelin Bakır, Ömer Çelik, Metin Demir, Ferhat Tunç, Ziya Cevherli.

Uyarmadın demeyin, şu mebuslarımızla dalaşmamakta fayda var: Musa Çakı, İbrahim Bıçak, Mihrimah Satır, Mustafa Balta, Suna Pala, Kenan Tetik, Ali Külhan, Fevzi Yarbaş, Abdurrahman Kızgın, Osman Barut, Yunus Karabela.

Ali Çaldır, Ünal Kaçır, Murtaza Yetiş… Örtülü ödeneği kime teslim edeceğimiz şimdiden belli: HüsamettinEmanet ve Ebubekir Gizligider.

Doğasever bir meclisimiz olacak: Sami Gonca, Hüseyin Filiz, Bahri Yaprak, Cemil Çiçek, Hakkı Fidan, Emine Ağaç… Necla Gül, Sevda Mazı, Nafiye Kayın, Zeynep Kavak, Musa Çam, Hakan Çınar, Ömer Selvi, Mahmut Turunç, Mehmet Sümbül, Aslan Karanfil.

Aynı zamanda hayvansever bir meclis… Şenol Sığırcık, Ali Turna, Abdülmüslim Kalkan, Hüseyin Yunus, Hüseyin Arı, Musa Atmaca, Muzaffer Aslan, Mehmet Kartal, Fahrettin Akbaba, Yusuf Mercan, Şerif Ceylan, Selçuk Samur, Kürşat Koç, Yaşar Karagöz, Gülizar Karaca, Ali Boğa, Cahit Kaplan, Nihan Turna, Lütfiye Kurt, Sermin Balık, Hamit Kuş… Kaz bile güdemez bunlar demeyin sakın; Burhan Kuzu, Baki Çoban, Sinan Güden var.

Murat Araç, Buket Teker, Gülten Sürücü, Berkant Ezer, Hakkı Beşkazalı’ya dikkat… Mehmet Uçak, Füsun Vapur, Şükrü Yolcu… Işıl Durak, Cemal Bekle, Haydar Durgeç.

Filiz Korkunç.
Fazilet Çığlık.

Meclis lokantasında görmek istediğimiz mebuslarımız şöyle: Sabri Kuşkonmaz, İsmail Bakla, Gülten Ciğer, Orhan Simit, Erdoğan Acur, Ahmet İyimaya, Nihat Çavdar, Nesrin Tatlıelma, Osman Kayısı, Mehmet Armut, Arif Üzüm, Oktay Fındık, Mehmet Ali Susam, Nurettin Nebati, Şaban Arpa, Orhan Tatlı, Mualla Kaymak, Oktay Ekşi, Sadık Acı, Bahattin Şeker, Şenol Bal, Cihan Şerbet, Ömer Tabak, Zeynep Çanak, Şevket Kazan, Levent Eyipişiren… Yemeğin üstüne, Cihan Kahveci ve İsmet Su tabii… Belgin Tok.

Melek Beyaz, Orhan Ak, İdris Kara, Levent Sarı, Yurdagül Kırmızı, Münire Yeşil, Nazım Maviş, rengarenk… Sadık Boya.

Demokrasi tıraşına gelince… Nurten Bıyık, Lale Karabıyık, Semiha Palabıyık, Neriman Posbıyık, Pınar Topsakal, Avni Kabasakal, Sabit Köse, Hikmet Kirpiksiz, Erdoğan Tüysüz, Kamil Tarak, Emine Ayna, Şule Tıraş, kambersiz düğün olmaz, Recai Berber.

Yüksel Duymaz, Şükrü Görmez, Nihat Altıparmak, Ülkü Kambur, Nurhan Çolak, Müşerref Aksak, Ramiz Topal, Suat Kolukırık… Bozmayın moralinizi, Abdurrahman Kırıkçı da aday.

Levent Hekim, Oktay Terzi, Fevzi Bakkal, Bekir Kasap, Sebati Manav, Mehmet Celep, Murat Muhtar, Osman Kaptan, Arzu Kahya, Çağlar Marangoz.

Seçkin Akdeniz, Mustafa Karadeniz, Dursun Güney, Emrah Doğu, Hanefi Batı… Lale Çayır, İlknur Çimen, Nilay Pınar, Fatih Dere, Mustafa Irmak, Erdoğan Toprak, Mehtap Düzova, Veysel Dağ, Metin Yanardağ, Gülay Dalyan, Yüksel Orman, hepsi güzel yurdumun güzel insanları… Hakkı Köylü, Mehdi Eker, Halil Ürün, Vahit Kilerde orada.

Levent Dakika, Cihan Gün, Çilo Ay, Kerim Yıldız, Hurşit Güneş, Raşit Dünya.

Sırma Doğru, Orhan Düzgün, Meral Uslu, Hüseyin Efendi, Günay Temiz, Cahit Pak, Fatma Yatkın, Muzaffer Uyar… Gülşen Ilık, Devrim Serin, Zübeyir Uysal, Ethem Hırçın, Sadık Durmaz, Osman Durmuş, Mustafa Hamarat, Yaşar Kalender.

Cemal Tanık, Adem Karakol, Burak Cop, Fikret İp, Muzaffer Cellat… \”Masum\” Türker, Davut Savcı, Pınar Ergenekon.

İbrahim Felek’se…
Egemen Bağış da var.
Bayram Kızılay da.

Fatma Abla, Tacettin İkiz, Hüseyin Dede, Mehmet Torun, Beyler Koca, Münevver Bekar, Murat Öksüz, İbrahim Yetim… Caner Okuldaş, Nihat Komşu, Nuri Dost, Nalan Yar.

Hamdi Konuk,
Mehmet Geldi.
Hüseyin Üzülmez.
Ahmet Takmaz.

Yeni mecliste hava nasıl olacak derseniz… Bazen Alper Bahar, bazen Hanife Yaz, genellikle Sinan Poyraz, İsa Bora, Mehmet Karayel, Hatice Fırtına, Arif Bulut, Mehmet Ayaz, Selma Kış, Özkan Kar, Bülent Buz… Kenan Şimşek, Hami Yıldırım, Muzaffer Çakar, Mutlu Gürler.

Eksen kayması meselesine gelince… \”İnanç\” Bilgi, \”Yasin\” Şener, \”Ramazan\” Özkan, \”Mümin\” Baştürk, \”Mevlüt\” Ayçiçek, \”Cuma\” Dağlı, \”Hacı\” Dursun, Ejder \”Oruç\”, Ayşenur \”İslam\”, Ahmet \”Kul\”, Emin \”Dindar\”, Abdülbari \”Melek\”, İbrahim \”İmam\”, Ali \”Adak\”, Serkan \”Bayram\”, Mehmet \”Kavuk\”, Nesrin \”Ulema\” mebus adaylarımız arasında.

Güya türban girmiyor ama…
Recep \”Peçe\” girerse şaşırmayın.

Tevfik Tiryaki.
Süha Çinçin.
Ali Ayık bu arada.

İshak Bıdık, Mustafa Bodur, Güzide Uzun, Ethem Kalın, Muharrem İnce, Aydan Geniş, Hasan Gürbüz, Mert Dolgun, Ahmet Semiz, Abdullah Tombul, Erkan Şişman.

Eyüp Dalgın.
Ruhi Açıkgöz.

Berna Ergen, Kamer Genç, Atilla Kart, Ali İhtiyar…
Ahmet Yeni, Beril Eski.
Yılmaz Bayat.

Haydar Baş, Şener Kafa, Seyfettin Kol, Şaban Dişli… Murat Gülmez, Muammer Güler.

Türabi Kayan.
Oğuz Oyan.
Hayrettin Dayanan.
Benden söylemesi…
Ahmet Kaymaz.

Global bir meclis aynı zamanda… Arap Karadurmuş, Cezayir Genç, Mahmut Çerkez, Ayşena Çin, Hüseyin Bağdatlı, Sabri Cezayirli, Mehmet Siyam, Caner Seylan, Erkan Dinar, Mehmet Tatar, Meral Venedik, Emine Balkan, Murat Kosova… Cengiz Atlas, İsa Elçi.

Vakıf Orhan, İhsan Kulüp, Kemal Dernek… Ender Serbest, Suna Yasak.

Filiz Akın, Iğdır adayı.
Doğan \”Nayır\” var!
Nolamaz yok.

Nihad Matkap, Selami Çekiç, Figen Alçı, Tuncer Usta, Tülay Çırak.

Mesut Kibar, Seniye Nazik, Mesut Sevimli, Ünal Şirin, Ülker Güzel, Şefik Çirkin… Hakan Şık, Birsen Süslü, Cenk Küpeli, Serkan Kumral, Erdem Esmer… Hamit Cilalı, Tayyar Parlak.

Özay Dilber.
Şahin Kalça.
Osman Bak.

Bayram Zırh… Mebus olmadan dokunulmazlığı bulunan tek aday.

Mehmet Yavaş, Cüneyt Çabuk, Coşkun Gündüz, Gökhan Günaydın, Turhan İçli, Onur Bayar, Sendal Üşen, Hasan İşgüzar.

\”Deniz\” Gerçek, Kemal \”Derin\”, Salih \”Dal\”, Faruk \”Vurgun\”, Yasemin \”Cankurtaran\”…

Ahmet Türk.
İbrahim Türkiş.

Askersiz olmaz elbet… Hatice Bölük, Tugay Ordu, İsrafil Kışla, Bilal Topçu, Mustafa Süngü, Meral Er, Beşir Çavuş, Ali Asker.

Nevin Hedef, Nabi Avcı, İhsan Oturak, Ayfer Döşeme, Hayati Samut, Salih Şen.

Çok uzattık…
Ebru Yeter.