\”TSK\’ya Suikast\”ın Perde Arkası

\"\"ABD, TSK\’nın direniş kodlarını istiyor

Türk Milleti adeta bir akıl tutulmasının içinde. Özel Kuvvetler Komutanlığı\’nın beyninde 4 gündür arama yapılıyor. Aslında derinlemesine incelenmesi gereken \”Neden TSK hedefte\” sorusu, herkesin aklını tırmalıyor.

Cevap çok açık: Çünkü Türk Silahlı Kuvvetleri, ABD\’nin 30 yıllık rüyası Büyük Ortadoğu Projesi\’ni adeta kilitledi. Özel Kuvvetler Komutanlığı da bu direnişte en önemli unsur oldu.

Özetle hatırlayalım…

  • ABD Savunma Bakan Yardımcısı William Taft, 7 Kasım 1986\’da Ankara\’ya gelerek Türkiye\’ye \”Musul ve Kerkük\’ü alın\” dedi. Ancak planın içeriğinde, \”Türkiye himayesinde bir Kürdistan\” vardı. Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Üruğ, plana karşı tutumunu, Taft\’ın görüşme istediğini kabul etmeyerek gösterdi.
  • 1991 yılında Körfez Savaşı sonrası, görünüşteki amacı Irak\’ın kuzeyindeki Kürtleri, Saddam \”zulmünden\” korumak, fiiliyatta ise adeta ABD kontrolünde ve İsrail\’e nefes aldırmak amaçlı \”Kürt\” devletini kurma çalışmalarına en büyük darbeyi TSK vurdu.
  • PKK, Irak\’ın kuzeyinde Çekiç Güç birliklerin sağladığı lojistik, stratejik destekle güçlenerek eylemlerini artırdı. TSK, yeni bir konseptle terör örgütüne karşı mücadeleye devam etti. (ABD Özel Kuvvetleri\’nin PKK\’ya desteğini de 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Amerika Araştırmaları Masası Başkanı Dr. Burak Çınar\’ın değerlendirmelerinin yer aldığı \”PKK\’yı, ABD Özel Kuvvetleri eğitti\” haberimizde okuyabilirsiniz.)
  • Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis Paşa, terör örgütünü tecrit eden, bölge halkının yeniden güvenini sağlayan politikaların en önemli icracılarındandı. Bu politikalar sadece Türkiye içinde yapılmıyor, Irak\’ın kuzeyindeki \”Kürt\” Devleti kurma faaliyetlerine de darbe indiriyordu. ABD bu politikalardan rahatsızdı. Çekiç Güç\’e bağlı uçaklar, Bitlis Paşa\’nın helikopterini taciz etti. Bu tacizin kısa bir süre sonrasında Bitlis Paşa\’nın uçağı, bugün birçok kesimin \”suikast\” diye yorumladığı bir şekilde düştü/düşürüldü.
  • Mart 1995\’te, 43 gün süren Çelik Harekatı\’na tam 35 bin Mehmetçik katıldı. Terör örgütü PKK, bilinen rakamlarla 568 kayıp vererek bulunduğu kampları terk ederken, harekatın en önemli amaçlarından biri olan Kuzey Irak\’taki devlet oluşumu büyük darbe yedi. Bu harekattan sonra ABD\’de \”Türk komutanları hizadan çıktı\” ve \”Türk Ordusu Türkiye-ABD ilişkilerini bozuyor\” şeklinde yorumlar yapıldı.
  • Eylül 1996\’da Türk Ordusu, yaptığı sınır ötesi operasyonda ABD\’nin CIA aracılığıyla eğittiği Peşmerge gücüne büyük darbe indirdi. 3 bine yakın CIA eğitimli peşmerge, Guam adasına kaçırılmak zorunda kalındı. Operasyon Birleşik Devletler\’de, \”ABD, Vietnam\’dan sonra en büyük kaybı yaşadı\” yönünde yorumlandı.
  • 9 Aralık 1996\’da Wirginia\’da yapılan ve Graham Fuller, Paul Henze ve CIA üst düzey yetkililerinin katıldığı bir konferansın, \”Türkiye\’nin Geleceği Konferansı Sonuç Raporu\”nda öne çıkan unsurlardan biri, \”Türk Ordusunun siyasal sistemin teminatı konumunu yitireceği\” \’iddiası\’ydı.
  • ABD Kara Kuvvetleri\’nin resmî yayın organı olan Parameters dergisinde, 2000 yılında yayımlanan ve ABD Hava Kuvvetleri personeli (Sonradan FBI ajanı olduğu da ortaya çıktı) Michael Robert Hickok tarafından yazılan \”Yükselen Hegemon: Türk Stratejisi İle Askerî Modernizasyon Arasındaki Uçurum\” adlı makalede, \”Modern silahlara ve gelişmiş kabiliyete sahip olan Türk ordusu, ülke içindeki kültürel ve anayasal gücünde önemli değişiklikler yapılmadıkça, ne kısa vadede komşularına, ne de uzun vadede Türkiye halkına rahat yüzü gösterecektir\” vurgusunu yaptı.

Irak\’ın işgaline kadar özetle TSK-ABD çatışması bu çerçevede su yüzüne çıkmıştı. DSP-MHP-ANAP Koalisyon Hükümetinin, dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu ile paralel bir şekilde, ABD\’nin Irak\’a harekat taleplerine karşı çıkması, Türkiye\’de DSP darbesi ve AKP\’nin iktidara gelmesiyle sonuçlanmıştı. 1 Mart Tezkeresi\’nin TBMM tarafından reddinden sonra, 1990\’lı yıllarda Irak\’ın kuzeyine yerleşen TSK unsurlarına karşı ABD tutumu açık saldırıya dönüştü. Yeniden maddeleyecek olursak;

  • Irak\’ın işgali sonrası, 4 Temmuz 2003\’te Süleymaniye\’deki Özel Kuvvetler irtibat bürosu, ABD ve peşmerge güçlerince basıldı. Türk askerlerinin başına çuval geçirildi. Olay, Kuzey Irak\’taki yapıyı, Türk Özel Kuvvetleri tehdidinden kurtarma olarak yorumlandı.
  • Dönemin ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld, 14 Temmuz 2003\’te Tayyip Erdoğan\’a gönderdiği mektupta, \”Türk Ordu mensuplarının sizin iradeniz dışında faaliyetlerde bulunduğunu biliyoruz\” dedi. Rumsfeld, Türk Özel Kuvvetleri\’ni, teamülleri çiğneyerek muhatabı Vecdi Gönül\’e değil, Başbakan\’a şikayet etti.
  • PKK terör örgütü, lideri Öcalan\’ın yakalanmasıyla ilan ettiği sözde ateşkesi, Haziran 2004\’te kaldırdığını açıkladı ve terör saldırılarına yeniden başladı. (Hatırlatmakta fayda var. 21 Ocak 2002 günü PKK Başkanlık Konseyi\’ni temsilen Mustafa Karasu, ABD Dışişleri\’ne bir mektup gönderdi. Karasu, bu mektupta, PKK\’nın, ABD\’nin Ortadoğu\’ya yapacağı harekata desteğini iletiyordu. Bu dönemlerde, ABD-PKK görüşmeleri de Türk basınına yansıdı.)
  • Başbakan Erdoğan\’ın \”Eşbaşkanlığını yaptığını\” açıkladığı Büyük Ortadoğu Projesi haritası ortaya çıktı. Emekli bir ABD subayı olan Ralph Peters\’in hazırladığı ve Pentagon\’un \”Armed Forces Journal\” isimli dergisinde yayınlanan haritada, Türkiye de dahil olmak üzere çok sayıda ülkenin sınırı değişiyor, başta \”Özgür Kürdistan\” olmak üzere çok sayıda ülke kuruluyordu. Aynı harita, 2007 Eylül ayında görevdeki bir ABD\’li Albay tarafından Roma\’da bulunan NATO\’nun Savunma Koleji\’ndeki bir toplantıda örnek coğrafya olarak sunuldu. Orada bulunan Türk subayları toplantıyı terk etti, Ankara\’ya haber verdi. Genelkurmay Başkanlığı çok sert bir tepki gösterdi.
  • PKK terörü hız kazandı. Paralel olarak da \”Kürtlere siyasal haklar verilmesi\” adı altında uluslar arası arenada Türkiye\’ye yönelik baskılar arttı. DTP Meclis\’e sokuldu ve PKK stratejik eylemler gerçekleştirdi. Dağlıca ve Aktütün baskınları ile birlikte Türk ordusuna yönelik asimetrik psikolojik savaş hızlandı.
  • PKK\’ya, ABD desteği, PKK itirafçılarınca açıklandı.
  • Türk Ordusu, ABD\’nin her türlü isteksizliğine karşı, sınır ötesi operasyon kararlılığını sürdürdü. Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, 12 Nisan 2007\’de, basın mensuplarına verdiği brifingde, tehdidin kaynağının PKK veya Barzani değil arkasındaki güç olduğunu açıkça söyledi. Bu güç ABD\’ydi.

İlk aklımıza gelenleri böyle sıraladık. Daha birçok gelişme mevcut.

Adeta bir satranç tahtasında karşılıklı hamleler yapılıyor. Ancak bir gerçek var ki, Türk Ordusu, ABD\’nin BOP hayalini kilitledi. ABD Irak\’tan çekilme takvimi açıklamak zorunda kaldı. Şimdi ABD, Kerkük petrollerinin Batı\’ya akışını sağlama almadan, bunun için de \”Kürt\” devletini kurmadan Irak\’tan çekilmek istemiyor. Bu devletin güvenliğini riske atmamak için de Türk Ordusu\’nun direniş kodlarını bilmesi gerekiyordu.

Yıllarca Diyarbakır\’da görev yapan ve öngörüsüne güvendiğim bir ağabeyim, \”ABD\’nin amacı işte bu direniş kodlarına ulaşmak. Özel Kuvvetler\’de yapılan arama da bu çerçevede değerlendirilebilir\” dedi. Hiç de mantıksız bir senaryo değil.

Parçaları bu şekilde birleştirdikten sonra aklıma şu soru takılıyor. Şimdi bu bilgileri tarayan hâkim, bundan sonra Türkiye dışına çıkacak mı?

Leave a Comment